Türkiye’de ‘sokak hayvanları sorunu’ gündemden düşmeyen başlıklar arasında yer alıyor. Ülkede yaklaşık 10 milyon hayvanın sokakta yaşadığı tahmin edilirken, sokak hayvanlarının saldırganlığına ilişkin tekil örnekler üzerinden yürütülen tartışmalar kamuoyunda hayvanlara yönelik hem şiddet dilini hem de şiddeti artırıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç gün önce sokak hayvanlarının toplatılmasına ilişkin yaptığı açıklamalar, yeni bir yasal düzenlemenin de zeminini hazırladı.

Bu hafta meclise sunulması bekleniyor

Bunun üzerine AK Parti milletvekilleri  ‘başıboş köpekler’ sorununun çözümü noktasında bir kanun teklifi hazırladı. Kamuoyuna yansıyan ve kulislerde konuşulan teklif, kısırlaştırma ve aşılama işlemlerinin aşamalı olarak yapılması, köpeklerin sahiplendirilmesi için süre verilmesi ve sahiplendirilmeyen hayvanların 'uyutulması' gibi maddeleri öngörüyor. Hazırlıklarının tamamladığı belirtilen teklifin bu hafta Meclis Başkanlığı’na sunulması bekleniyor.

THY Basın Müşaviri Üstün'den  sefer gecikmelerine ilişkin açıklama THY Basın Müşaviri Üstün'den sefer gecikmelerine ilişkin açıklama

Sokak hayvanlarının toplatılması tartışmaları ve etkin kısırlaştırmanın neden yapılmadığı ve projenin hayata geçmesinin sonuçları hakkında Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) Ankara Temsilcisi Pelin Sayılgan, Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

“Bunun burada kabul görme ihtimali yok”

Sayılgan, söz konusu yasa teklifinde ‘sokak hayvanlarının uyutulması’ maddesine yer verilmesi durumunda toplumda infial yaratan görüntülere tanıklık edilebileceğini belirtti. Uyutulmak kelimesini kabul etmediklerini, öldürmenin yumuşatılmış, romantize edilmiş hali olduğunu söyleyen Sayılgan, “Bu enjektör yoluyla hayvanı öldürmektir. Toplu halde olduğu için aslında bir katliamdır bunun adı. Zaten hayvanların topluca öldürülmesi bizim kültürümüzle uyumlu bir şey değildir. Bir ülkede bir şey uygulayacaksanız bunun halkın dokusuyla uyum içinde olması lazım. Bizim halkımız yüzyıllardır hayvanlarla iç içe yaşamaya alışmış. Bu toplumda merhamet, şefkat duygusu çok gelişmiş. Bunun burada kabul görme ihtimali yok. Daha önce bu şekilde tarihimizde denemeler olmuş. Hayvanları ‘Hayırsız ada’ya sürgün etmişler. Bu çok yanlış bir hamle, tepki çekecek bir şey. Umarım bu hatadan bir an önce dönerler” dedi.

“Ranta dayalı bir düzen olduğu sürece biz bu sorunu çözemeyeceğiz”

Bu tutumun, uyutmanın kabul görmeyeceğini dikkat çeken Sayılgan sözlerini şöyle sürdürdü;

“Bizim görüşümüze göre uyutmanın kabul görmeyeceğini bilecekler ve yukarıdan bir açıklama gelecek ve ‘bu bizim merhametimize, kültürümüze uygun değil. Hepsini barınaklara toplayalım’ diyecekler. Sanki bir orta yol bulunmuş gibi. Hayvan hakları savunucuları da en azından öldürmüyor diye hayvan buna razı olacak diye düşünüyorlar.  Maalesef bunun altında rant yatıyor. Dev barınak projeleri yapmak istiyorlar. Müttehitlere bir kaynak aktarılacak. Bu yeni barınak projesine harcanacak masraf kısırlaştırma için harcanması gerekenin 60 katı aslında. Yani bu ranta dayalı bir düzen olduğu sürece biz bu sorunu çözemeyeceğiz. Bu ekonomik alt yapısının değişmesi gerekiyor”

“Sokağa terk edilen hayvanların büyük çoğunluğu parayla satılan hayvanlar”

Yıllardır üretim çiftliklerinde, petshoplarda hayvan satışlarının yasaklanması için uğraştıklarını dile getiren Sayılgan, “Fakat ne yaptılar son kanunda petshoplarda hayvanların fiziksel olarak bulundurulmasını yasakladırlar. Katalog üzerinden satış devam etti. İnternet hayvan sipariş ediyorsunuz. kargoyla paket gibi evinize geliyor. Elimizde şöyle bir istatistikte var. Sokağa terk edilen hayvanların büyük çoğunluğu parayla satılan hayvanlar. Çünkü bilinçsiz insanlar parayla hayvan satıyorlar. Hayvansaver insan, bilinç sahibi olan kişiler zaten ya sokaktan ya da barınaktan sahipleniyor” ifadelerini kullandı.

“Sokak hayvanı nüfusunun patlamasının sebebi belediyeler”

Yerel yönetimlerin, belediyelerin üzerine düşen görevi yapmadıklarını kaydeden Sayılgan sözlerine şöyle devam etti;

“Sokak hayvanı nüfusunun patlamasının sebebi belediyelerin görevlerini yapmaması, kısırlaştırmama, üretimin kesilmemesi, yurt dışından kaçak girişler, merdiven altında üretimler, petshoplar ve üretim çiftlikleri. Sonra çıkıp sokak hayvanlarını vatandaş sahiplensin diyorlar. O sizin göreviniz, devlet sizi bununla yükümlü kılmış. Vatandaş o kadar köpeği nasıl baksın? Bu köpekler sahipsiz ve devletin koruması altında. Ülkemizin hayvanları. Hepsini sahiplendireceğiz bir kişiye bağlayacağız diye bir kaide yok. Aynı zamanda hayvan terk etmelere ceza gelsin, çipleme olsun dedik. Çipleme yapıldı ama kimseye bir ceza kesildiğine şahit olmadık. Biz de eksikli, gedikli de olsa bir mevzuat, bir kanun oluşturuyoruz ama o kanunlar uygulanmıyor”

“Bilimsel olarak bir çözüm de değil, vicdani-insani bir şey de değil”

“Daha önce de bu tür şeyler yapıldı. Zehirlemeler, hayırsız adaya sürgünler katliamlar vs. Sokak köpeği sorunu çözüldü mü? Hayır” şeklinde konuşan Sayılgan “Eğer o şekilde bitseydi sokaklarda hiç köpek olmazdı. Köpek nüfusu geçici bir süre için azalmış görünür. Kısa bir süre sonra tekrar eski haline döner. Yaptıkları katliamla kalırlar. Halkı kendinden nefret ettirmekle kalırlar. Çok yanlış bir politika. Bilimsel olarak bir çözüm de değil, vicdani-insani bir şey de değil. Bu yanlıştan bir an önce dönülmesini kanunun gereklerinin uygulanmasını kanunun güçlendirilmesi, tedbirlerin artırılması, denetimin hakkıyla yapılmasını istiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Sümeyye Aksu