Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, “Türkiye, İsrail’le savaş tuzağına çekilmek isteniyor” başlıklı yazısında, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine yönelik değerlendirmelerde bulundu. 10 Mart mutabakatını hatırlatan Abdulkadir Selvi, “SDG, Suriye yönetimine entegre olma konusunda adım atmıyor. . Bu kanaatin olması normal. Çünkü halk, PKK’nın silah bıraktığını görmek istiyor. Halkımızın bunu görmemesi demek, PKK’nın silah bırakmadığı anlamına gelmiyor. Bir defa bu süreç farklı. PKK’lıların silah bırakması ve mağaraları teslim etmeleri yönündeki çalışmalar sürüyor” ifadelerini kullandı.
Abdulkadir Selvi’nin yazısından ilgili kısım şöyle;
“PKK silah bırakma kararı aldı. Bir grup PKK’lı silahlarını yaktı. Ama kamuoyunda şöyle bir intiba var. O tarihten itibaren hiçbir şey yapılmıyor. PKK silah bırakmıyor. Bu kanaatin olması normal. Çünkü halk, PKK’nın silah bıraktığını görmek istiyor. Halkımızın bunu görmemesi demek, PKK’nın silah bırakmadığı anlamına gelmiyor. Bir defa bu süreç farklı. PKK’lıların silah bırakması ve mağaraları teslim etmeleri yönündeki çalışmalar sürüyor. Önemli ilerlemeler var. Ancak dedim ya bu süreç çok farklı. Şimdilik kamuoyuna açıklanmıyor. Fakat gerekli mekanizmalar işliyor.
“Öcalan elini taşın altına koymalı”
Problemli bir nokta olarak Suriye’deki SDG varlığı gözüküyor. 10 Mart’ta yapılan mutabakata rağmen SDG, Suriye yönetimine entegre olma konusunda adım atmıyor. SDG konusunda Türkiye’nin ABD ve Suriye yönetimi ile ortak perspektifi var. Bunun bozulması istenmiyor. O nedenle sahada diplomatik baskı uygulanıyor. Askeri müdahale seçeneği hazır tutuluyor. Ama Öcalan’ın da SDG konusunda elini taşın altına koyması gerekiyor. Çünkü kum saati dolmaya başladı. SDG, Suriye’yi parçalamak isteyen İsrail’in planlarına alet oluyor. Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar dönüşü ifade ettiği gibi “Suriye’de artık eski zamanlar geride kaldı. Şimdi Suriye’de yeni bir dönem başladı”.
Mazlum Abdi bunun farkında değil herhalde. SDG’nin ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini akamete uğratmasına izin verilmeyecek. Mazlum Abdi’nin ‘Terörsüz Türkiye’ sürecini zehirlemesine imkân tanınmayacak. SDG işi ya çözülecek ya çözülecek. Ötesi yok”