Uçan Süpürge Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’nin 28’incisi, Etimesgut Belediyesi’nin ev sahipliğinde 100. Yıl Cumhuriyet Kültür Merkezi’nde sanatseverlerle buluştu. 28 Mayıs Çarşamba günü başlayan festivalde, belgeseller, kısa filmler ve söyleşilerle kadınların hikâyeleri beyazperdede hayat buldu.
Etkinliğe katılan Etimesgut Belediye Başkanı ve aynı zamanda Kent Tiyatrosu kurucusu Erdal Beşikcioğlu, festivale dair yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Uçan Süpürge Festivali yalnızca bir sinema etkinliği değil; aynı zamanda bir direnişin, bir umudun ve yaratıcı ifadenin sahnesidir. Kadınların anlattığı hikâyeler, toplumun vicdanını temsil eder. Sanat birleştirir, iyileştirir ve ileri taşır. Bu festivalle hem sanatın hem de kadının gücünü bir kez daha görünür kıldık.”
Benzersiz kadınlar, benzersiz hikâyeleriyle sahnedeydi
Festivalin ilk günü, oyuncu ve yönetmen Ece Dizdar’ın yönettiği kısa film “Benzersiz Kadınlar Benzersiz Hikâyelerini Anlatıyor” ile başladı. Film büyük beğeni toplarken, gösterimin ardından Zeynep Atakan moderatörlüğünde düzenlenen söyleşi izleyicilere ilham dolu anlar yaşattı.
Söyleşide yer alan isimler arasında Bennu Yıldırımlar, Biket İlhan, Burcu Kara, Ece Dizdar, Eylem Kaftan, Harika Uygur, Lale Mansur, Şenay Gürler ve Ümran Safter gibi Türkiye’nin güçlü kadın sanatçıları vardı.
“Su Yüzü” ile hafızaya şiirsel bir yolculuk
Yönetmen Zeynep Köprülü’nün imzasını taşıyan “Su Yüzü”, doğa, kadın ve hafıza ekseninde şiirsel bir anlatımla izleyicileri etkileyici bir yolculuğa çıkardı. Görsel diliyle dikkat çeken film, izleyenlerden tam not aldı.
“On Saniye” ile zamana sıkışmış kadınlara ayna tutuldu
Ceylan Özgün Özçelik’in yönettiği “On Saniye”, kadınların içsel dünyasını ve zamanla olan çatışmalarını minimalist bir kurgu üzerinden anlattı. Film, izleyicileri on saniyelik bir sessizlikle yüzleşmeye davet etti.
“Arkadaşım Pınar” ile kadın dostluğuna anlamlı bir bakış
Eylem Şen’in yönettiği “Arkadaşım Pınar”, dayanışma ve kadın dostluğu temalarıyla izleyicilerin kalbine dokundu. Pınar Gültekin’in anısına hazırlanan belgesel, onun hayallerini ve gülüşünü unutturmamayı amaçladı. Etkinliğin en duygusal yapımlarından biri olarak öne çıktı.
“Seva” Kürt kadınlarının kültürel mirasını beyazperdeye taşıdı
Nesime Karateke’nin yönettiği “Seva”, Kürt kadınlarının kültürel geçmişini, mücadelelerini ve yaşam tarzlarını zarif bir sinema diliyle aktardı. Film, hem etnografik hem de duygusal yönüyle izleyicilere güçlü bir deneyim sundu.
“Black Box Diaries” sessizliği bozan güçlü bir tanıklık sundu
Festivalin en çarpıcı yapımlarından biri olan “Black Box Diaries”, sessiz kalınan karanlık hikâyelere ışık tuttu. Türkçe ve İngilizce altyazılı gösterilen film, seyircilerin zihninde kalıcı izler bıraktı. Gösterim sonrası film ekibi de soruları yanıtlayarak izleyiciyle birebir etkileşim kurdu.
Kadın anlatıcılar, sanatla direnmenin gücünü gösterdi
Festivalin her günü dolu dolu geçti. Kadın yönetmenlerin anlatıları, sadece izleyici değil; toplumu da dönüştüren birer güç olarak sahneye çıktı. Her gösterim sonunda uzun alkışlar yükselirken, salonlar tam kapasite doldu.