DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, 10. Yargı Paketi'nin bayramdan önce Meclis'e gelmesi gerektiğini söyledi. Hatimoğulları, konuşmasında kayyum atamalarına da dikkat çekerek, "Demokrasiyi inşanın yolu yerel yönetimlerden geçer" vurgusu yaptı.

Özgür Özel işaret etmişti: Tophane Meydanı'na İmamoğlu pankartı asıldı Özgür Özel işaret etmişti: Tophane Meydanı'na İmamoğlu pankartı asıldı

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Batman İl Örgütü, 2’nci Olağan Kongresi’ni Eş Genel Başkan Tülay Hatimoğulları’nın katılımıyla gerçekleştirdi.

Kongrede konuşan Hatimoğulları, yakın zamanda yaşamını yitiren siyasetçiler Sırrı Süreyya Önder, Mustafa Mesut Tekik ile Faruk Sağlam’ı anarak konuşmasına başladı.

"Demokratik bir seçim olsa belediye sayımızı ikiye katlayacak seviyedeyiz"

Mezopotamya Ajansı'nın aktardığına göre tarihi süreçlerden geçildiğini belirten Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Sayın Abdullah Öcalan 27 Şubat’ta ‘Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nı gerçekleştirmiştir. Bu çağrıya kendi örgütü karşılık vermiş ve kendi kongrelerini gerçekleştirmiştir. Bu dönemde özellikle barışın tesis edilmesi ve Türkiye’nin demokratikleşmesi için önemli adımların atıldığı günlerden geçiyoruz.

Bizler bugün Türkiye’de kendi kendimizi yönetebilir bir seviyedeyiz. Demokratik bir seçim olsa belediye sayımızı ikiye katlayacak bir seviyedeyiz. Türkiye’nin nitelik bakımından en önemli siyasi partisi, Türkiye’de temsili bakımından üçüncü büyük siyasi parti ve muhalefetiz. Bugüne başta Kürt halkı olmak üzere bütün ezilen ve sömürülenlerin desteğiyle geldik. Şimdi elde ettiğimiz bu başarı ve kazanımları hukuki kazanıma çevirmenin arifesindeyiz. Buna sadece Kürt halkının değil; Türk, Arap, Laz ve Çerkezlerin, bu ülkede yaşayan 86 milyon yurttaşımızın ihtiyacı var.

"Mehmet İnan, 'Bedel ödemeyenlerin arış istemiyoruz demeye hakkı yok' diyor"

Taybet İnan’ın cenazesi 7 gün sokakta kaldı. 7 gün boyunca orada cenazeye işkence edercesine bekletildi. Oğlu Mehmet İnan şunu söylüyor; ‘Sayın Öcalan’ın çağrısını yürekten destekliyor, ‘Devlet adım atsın’ diyoruz. Bedel ödemeyenlerin ‘Barış istemiyoruz’ demeye hakkı yok diyor.

Cenazesi buzdolabında günlerce bekletilen Cemile kızımızın kıymetli annesi Emine Çağırga; ‘İki çocuğum gözümün önünde katledildi. Buna rağmen barış diyorum. Bu süreçten umutluyum, devlet mutlaka adım atmalıdır’ diyor. Bu iki örnek ağır bedel ödemiş Kürt halkının fikrinin özetidir. Özet tek cümle ile şudur; bizler barış istiyoruz devlet adım atsın.”

"Silaha, İHA, SİHA’lara, mermilere, güvenlikçi politikalara bütçe yerine ekmeğimizin hakkı olan ücretlere bütçe ayrılsın"

Hatimoğulları sözlerine şöyle devam etti:

"En büyük amacımız barışı toplumsallaştırmak. Halkımız, ‘Sayın Öcalan bir çağrı yaptı ve örgütü bu çağrıya uydu, kongresini yaptı. Kararlarını açıkladı. Peki devlet neyi bekliyor?’ diyor. Evet, yetkililerden halkın beklentisi büyük, bu sorular bize Batman’da da Mardin’de de Kars’ta da İstanbul’da da Edirne’de de Türkiye’nin dört bir yanından geliyor. DEM Parti olarak diyoruz ki; Türkiye tercihini barıştan ve demokrasiden yana yapmalıdır. O nedenle temel sloganımız barış ve demokrasidir.

Ortadoğu kaynayan kazan. Suriye’den Yemen’e kadar yoğun bir şekilde savaş ve çatışmalar devam ediyor. Rusya-Ukrayna Savaşı, Hindistan- Pakistan ve birçok ülkede savaş tamtamlığı devam ediyor. Ortadoğu’da kartlar yeniden karılırken, yanı başımızdaki Suriye sınırında o kadar ciddi ve önemli gelişmeler meydana gelirken; bize düşen en büyük görev Türkiye’nin iç barışını sağlamak ve demokratikleşmektir. İşte bu nedenle barışı istiyoruz. Yine aynı şekilde Türkiye derin bir ekonomik krizden geçiyor. Asgari ücret bugün insanların ekmek dahi alamayacağı bir seviyede. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Silaha, İHA, SİHA’lara, mermilere, güvenlikçi politikalara bütçe ayrılması yerine alın terimiz olan ekmeğimizin hakkı olan ücretlere bütçe ayrılsın diye barış istiyoruz.

"Demokrasiyi inşanın yolu, güçlü yerel yönetimlerden geçer"

Kayyum meselesine gelmek istiyorum. Bugün Batman’da DEM Parti olarak en yüksek oy ile belediyeyi kazanmış bir siyasi partiyiz. Gülistan Sönük, eş başkanımız yüzde 64.52 oyla seçilmiş ve Türkiye’de bu önemli bir gündem olmuştu. Türkiye basınının neredeyse tamamı yazdı bu başarıyı ancak gelin görün ki iki dönem kayyum atadığı yetmiyormuş gibi bu 3’üncü dönemde de 10 belediyemize yeniden kayyum atadı. Bakın 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) büyük bir operasyon gerçekleştirildi. Sayın İmamoğlu dahil olmak üzere devam eden birkaç dalgayla çok sayıda belediye meclis üyesi, belediye başkanı, belediye personeli gözaltına alındı ve tutuklandı. ‘Kent uzlaşısı’ üzerinden HDK’yi hedef alarak gerçekleşen operasyonları asla kabul etmiyoruz. Hele de barışı konuştuğumuz bugünlerde bu operasyonların derhal durmasını ve bir an önce herkesin serbest bırakılmasını, belediye eş başkanlarının acilen görevlerine iade edilmesini bekliyoruz. Barışı sağlamanın yolu da demokratik toplumu inşa etmenin yolu da güçlü bir yerel yönetimden geçer.

Kayyum gözaltı ve tutuklamalar demokrasinin kalbini krize sokuyor. OHAL döneminde ihsas ettiğiniz kayyum yasası biran önce lağvedilmelidir. Belediye eşbaşkanlarımız bir an önce görevlerine iade edilmelidir. Bu gerçekleşene kadar tekrar etmeye devam edeceğiz.

"Yargı paketi bayramdan önce gelmeli"

Bizler barışın müzakere edildiği bu dönemde Sayın Öcalan’ın yaptığı bu çok önemli çağrının gerçekleştiği bu dönemde bayramdan önce değerli halklarımızın çifte bayram kutlamasını istiyoruz. Bunun için yargı paketinin bayramdan önce gelmesi için DEM Parti olarak hem parlamentoda hem de parlamento dışı muhalefetle de, iktidar partileriyle yaptığımız bütün görüşmelerde bunun altını özellikle çizdik. Yargı paketi bir güven artırıcı adım olarak derhal gelmelidir. Yargı paketinin içinde infaz yasasının olması çok önemlidir. Bu yargı paketinin içinde hasta tutsaklar başta olmak üzere birçok konuda hapishanelerdeki koşulların düzeltilmesi ve bir çok siyasi tutsağın özgürlüğüne kavuşması için çok önemlidir. Bizler bu talebimizin sonuna kadar ısrarcısı ve arkasında olacağız.

"Muhalefet barışa sahip çıkmalı"

Buradan aynı zamanda muhalefete de seslenmek istiyorum. Muhalefetin bugüne kadar bu süreci sahiplenmesi kimi nüansları dışında tutarak söylüyorum, çok kıymetli ve önemlidir. Bunu her daim söyledik. Bakın muhalefet-iktidar hiçbir ayrım yapmaksızın, hiç kimse kendi dar manada parti çıkarını düşünmeksizin barışa sahip çıkmalıdır. Barış Türkiye’nin iç barışını tahkim etmesi, her kesimin ama her kesimin yedi yirmi dört hayalini kurduğu bir şeydir. Biliyoruz ki en geniş toplumsal muhalefetin örgütlenmesiyle, bu sürecin sahiplenilmesiyle, iktidar partilerinin bu süreci sahiplenmesi ve devlet kurumlarının bu süreci sahiplenmesiyle bu süreç başarıya ulaşacaktır. Barış bilgelerin, cesurların işidir. Biz büyük bir cesaretle barış mücadelesini sonuna kadar örgütleyeceğiz. Bu sürecin selamete ulaşabilmesi için, barışın inşa edilmesi, silahsızlanma sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerleyebilmesi için demokratik adımların atılmasını sağlayabilmek için Sayın Abdullah Öcalan’ın çalışma koşullarının özgür yaşar ve çalışır koşullarının inşa edilmesi lazım. Sayın Öcalan son görüşmesinde ‘Barış mücadelesi veren bütün halklarımıza selamlarımı iletin’ dedi. Onun selamını iletiyorum. Buradan İmralı’ya binlerce kez selam olsun diyelim.”

Kaynak: Haber Merkezi