Türk Tabipleri Birliği (TTB) Bilim Kurulu, 27 Ocak’tan bu yana tutuklu bulunan ve ciddi sağlık sorunları yaşayan Ayşe Barım hakkında hazırladığı kapsamlı tıbbi ve hukuki değerlendirme raporunu kamuoyuyla paylaştı. Raporda, Barım’ın sağlık durumunun cezaevi koşullarında sürdürülebilir olmadığı belirtilerek, tedavisinin kendi seçtiği hekimler tarafından yapılabileceği bir ortama bir an önce kavuşması gerektiği vurgulandı.
Hayati risk taşıyan hastalıklar
TTB, Barım’ın avukatının talebi üzerine sekiz uzmandan oluşan bir bilim kurulu ile değerlendirme yaptı. Hazırlanan 19 sayfalık tıbbi görüş ve 16 sayfalık hukuki analiz raporunda, Barım’da beyin anevrizması, kalp kası bozukluğuna bağlı sol karıncık çıkışında daralma ve kapak yetmezliği ile uykuda solunum durması rahatsızlıkları bulunduğu ifade edildi. Cezaevi koşullarında gelişen ağır kaygı bozukluğu ve panik atakların, mevcut rahatsızlıkları kötüleştirdiği ve tedavi süreçlerini zorlaştırdığı aktarıldı.
Raporda, kaygı bozukluğu ve panik atakların, uykuda solunumu destekleyen cihazların kullanımını engellediği, bunun da beyin anevrizması riskini artırdığı ve kalp ritim bozuklukları ile ani kalp durmasına zemin hazırladığı belirtildi. Kalp ve beyin tedavilerinin yalnızca ileri teknolojik imkanlar ve deneyimli ekiplerin bulunduğu merkezlerde yapılabileceği vurgulandı.
‘Sağlık ve yaşam hakkı ihlali’ uyarısı
Bilim Kurulu, mevcut sağlık durumuyla cezaevinde kalmasının, kalıcı sağlık sorunlarına ve yaşam hakkının ihlaline yol açabileceğine dikkat çekti. Tedaviye erişimin engellenmesinin, işkence ve kötü muamele yasağının ihlali anlamına gelebileceği ve bu durumun uluslararası sözleşmeler ile BM İstanbul Protokolü, Mandela Kuralları ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları kapsamında değerlendirilebileceği ifade edildi.
Tutukluluğun kaldırılması önerisi
Raporda yer alan hukuki değerlendirmede, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109/4. maddesi uyarınca adli kontrol tedbirlerinin yeterli olacağı, bu nedenle tutukluluğun devamının orantısız ve gereksiz olduğu belirtildi. Barım’ın kaçma tehlikesinin bulunmadığı, sağlık durumu dikkate alındığında tutuklamanın hukuken savunulamaz hale geldiği kaydedildi.
