TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, dünyada yeni şeyler söyleyen, yeni birtakım teklifleri insanlığın gündemine taşıyanların etkili olacağını belirterek, "Bunun için de Türkiye olarak kendi kültürümüzü Buhara'dan, Semerkant'tan taşıyarak asırlar boyunca Anadolu coğrafyasında yoğrularak bütün dünyaya örnek olarak gösterdiğimiz Anadolu irfanının dünyaya tam da öğretileceği bir zamandayız." dedi.
Kurtulmuş, Türkiye Maarif Vakfının Genel Merkezi'nde düzenlenen "Türkiye Maarif Vakfı 15. Ülke Temsilcileri İstişare Toplantısı"ndaki konuşmasında, dünya tarihi bakımından önemli bir döneme girildiğini, bu dönemin iki önemli özelliğinin öne çıktığını vurguladı.
Artık dünyanın, bir ülkenin, bir bölgenin tek başına yönetebileceği bir yer olmaktan çıktığını ifade eden Kurtulmuş, "Önce çift kutupluluk, ardından tek kutupluluğun denendiği dünya sistemi, bugün geldiğimiz nokta itibarıyla çok kutuplu bir dünyaya doğru hızlı bir şekilde evrilmektedir. Önümüzdeki dönemde köklü değişiklikleri hep birlikte izleyeceğiz. Ama bunların en başında gelecek olan şey, artık dünyada çok kutupluluğun gerçekleştiği bir uluslararası dengenin oluşmaya başladığıdır. Bu çok kutupluluk, kutuplaştırma anlamında değil, aynı zamanda çok merkezlilik anlamındadır. Yani dünyanın artık yeni birtakım güç merkezleri ortaya çıkacak, bunlar zaman içerisinde gelişecekler ve etkilerini artıracaklardır." diye konuştu.
Kurtulmuş, çok kutuplu, çok merkezli dünya sisteminde bundan sonraki süreçte etkili olacak ender ülkelerden birisinin Türkiye olacağının altını çizerek, "Böylesine önemli bir ivmeyi ve gelişme trendini yakalamış olmak, sizlerin her birinizin de temsil ettiğiniz ülkelerde yaptığınız çalışmaları kolaylaştırıcı önemli bir faktördür. Ama aynı zamanda üzerinize çok daha büyük bir sorumluluğu yüklemektedir. Onun için çok daha titiz, çok daha dikkatli ve hızlı bir şekilde çalışmak mecburiyetindeyiz." ifadesini kullandı.
Dünyada yaşanan sorunların kaynağının, hakim küresel kültür olduğunun herkes tarafından anlaşıldığını vurgulayan Kurtulmuş, artık dünyada sert gücün tek başına işe yaramadığının anlaşıldığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Bundan sonraki dönemde tek başına sert gücün işe yaramadığı bir döneme giriyoruz. Tabi ki Türkiye olarak çok büyük avantajımız var. Dünyanın her yerinde, 'Türkiye'den geliyorum' dediğiniz zaman, size insanların gönüllerinin kapıları açılıyor. Bu, büyük bir güçtür. Bundan sonraki dönemde, Allah'ın izniyle milletimizin elinde diğer ülkelerin, milletlerin elinde olmayan fevkalade büyük bir imkan vardır, o da yumuşak güçtür. Yani, kültürümüzü, kimliğimizi, tarihten getirdiğimiz birikimi dünyanın dört bir tarafında çok daha rahat anlatabileceğimiz, çok daha rahat dostluk köprüleri kurabileceğimiz, insanlarla el ele hareket edebileceğimiz bir döneme girmiş bulunuyoruz. Bu yumuşak gücün hiç şüphesiz en etkili şekilde kullanılmasını sağlamak, üzerimize düşen tarihi bir sorumluluktur. Son birkaç asırdır, hiçbir zaman olmadığı kadar Türk milletinin önüne yumuşak gücü kullanabilme imkanı çıkmıştır. Bu imkanı en iyi şekilde değerlendirebilmek için hem yumuşak güç kurumlarımız, kültürel diplomasi kurumlarımızın her birisinin kurumsal kapasitesini artırıyor hem de bu anlamdaki faaliyetleri yaygınlaştırarak yolumuza devam ediyoruz."
Kültürel diplomasinin güçlü bir şekilde uygulanabilmesi için derin ve tarihi köklerin şart olduğunu belirten Kurtulmuş, Türkiye'nin, derin ve tarihi köklerini ciddi şekilde takip eden, onları ortaya çıkaran, tarihten alınan mirasla güçlü bir şekilde ecdadın ayak izlerini sürerek yoluna devam eden bir kültürel diplomasi faaliyeti izlediğini dile getirdi.