Son yıllarda sosyal medyada “kişisel gelişim”, “motivasyon”, “farkındalık” gibi kavramlar etrafında şekillenen sahte uzmanlıklar, halk sağlığı açısından görünmeyen ama giderek büyüyen bir tehdide dönüşmüş durumda. Herhangi bir psikoloji ya da tıp eğitimi almadan kendilerine “yaşam koçu”, “kişisel gelişim uzmanı” ya da “online terapist” diyen bu kişiler, özellikle dijital platformlar üzerinden hiçbir yasal denetime tabi olmadan bireylerin en kırılgan alanlarına, yani ruh sağlıklarına müdahale ediyor.
Uzman Psikolog Şenay Ölmez, bu kişilerin “görülmeyen çok büyük bir tehlike” oluşturduğunu belirterek, bireylerde geri dönülmesi zor psikolojik hasarlar bırakabilecekleri uyarısında bulunuyor. Ölmez'e göre bu tehlike yalnızca bireysel düzeyde değil; toplumun ruh sağlığı üzerinde de kalıcı etkiler yaratabilecek kadar ciddi. Türk Psikologlar Derneği ve Türk Psiyatri Derneği de konuyla ilgili yasal boşluklara dikkat çekerek, sahte danışmanlara karşı halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Konuyla ilgili Elips Haber’in sorularını yanıtlayan psikolog Şenay Ölmez şunları söyledi:
Bireysel ve toplumsal ruh sağlığı tehlike altındadır
Son yıllarda “yaşam koçu”, “kişisel gelişim uzmanı” gibi unvanlarla sosyal medyada ruh sağlığı alanında danışmanlık veren kişilerin sayısı arttı. Bu durumun bireysel ve toplumsal düzeyde yaratabileceği psikolojik riskler nelerdir?
Bireyin ruh sağlığı en kıymetli ve en önemli sağlık alanlarından birisidir. Bu alana girebilmek ve bu alanı çalışabilmek ciddi anlamda yeterlilik ve deneyim gerektirir. Ruh sağlığı alanına lisansı psikoloji ve tıp olmayan kişilerin dâhil olması ciddi anlamda sıkıntı teşkil ediyor. Bu durum bireysel ve toplumsal ruh sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir. Ülkemizde bu alanla ilgili çalışmalar yapan psikolog ve psikiyatri dışındaki kişiler psikoloji alanı ile ilgili herhangi bir eğitimleri olmadan ruh sağlığı hizmetleri verebiliyor. Bu durum ciddi anlamda tehlike teşkil ediyor. Çünkü ruh sağlığı hizmetleri sadece lisans eğitimi değil bunun üzerine deneyim gerektiren çok önemli ve hassas bir alandır. Yani kısaca diyebiliriz ki bu kişiler birey ve toplum ruh sağlığını ciddi anlamda tehdit eden görünmeyen çok büyük bir tehlike haline gelmiş bulunuyor. Çünkü ne yazık ki bu kişilerin verdiği hizmetler online hizmetler adı altında yapıldığı için yetkili kişiler tarafından tespit edilemiyor ve görülmüyor. Ruh sağlığı alanında eğitimi ve deneyimi olmadan hizmet veren bu kişiler birey ve toplum ruh sağlığı için gizli bir tehlike oluşturuyor. Bu kişilerin herhangi bir kaydının olmaması denetim anlamında ciddi bir dezavantaj teşkil ediyor.
Yasal düzenleme eksikliği suistimallere yol açıyor
Psikoloji eğitimi almamış kişilerin danışmanlık hizmeti sunması yasal olarak nasıl bir zemine oturuyor? Türkiye’de bu konuda yeterli bir yasal düzenleme bulunuyor mu?
Türk Psikologlar Derneği ve Türk Psikiyatri Derneği meslek sınırlarının oluşturulması ile ilgili son zamanlarda ciddi bir çalışma altında. Ancak bu çalışmalar sadece alanında uzman psikolog ve psikiyatristler ile ilgili, alana özellikle ruh sağlığına yönelik çalışma yapan diğer kişilerle ilgili yeterince sınırlandırmalar yapılamamaktadır. Yani bir kişi lisansı ne olursa olsun, deneyimi hangi alanda olursa olsun, ilgi duyduğu bir alansa psikoloji, kişiler bu alanda çalışabilmektedir. Bu konu ile ilgili yasal düzenlemeler henüz tamamlanmadığı için kişiler hiçbir yasal sorumluluğu ve eğitimi olmadan online psikolojik danışmanlık adı altında hizmet verebiliyor. Özellikle son dönemlerde popüler hale gelen online seanslar hiçbir eğitimi ve deneyimi olmayan kişiler tarafından yapılarak toplum ve bireyin ruh sağlığını tehlikeye atıyor. Bu alanda denetimlerin olmaması ve kontrol altına alınamaması, psikoloji ve ruh sağlığı alanında hiçbir eğitimi olmayan, alanı ve eğitimi çok farklı olan kişiler tarafından kullanılıyor. Bu kişilerin meslekleri ruh sağlığı alanından çok farklı olabiliyor; belki marangoz, belki bir terzi bile ‘’online psikolojik danışmanlık’’ adı altında hizmet verebiliyor.
Şikâyet mekanizmaları işlemiyor, yasal boşluklar var
Bu tür kişilerle ilgili şikayet mekanizmaları nasıl işliyor? Mağdur bireyler başvuruda bulunduklarında hangi kurumlar devreye giriyor ve ne tür yaptırımlar uygulanabiliyor?
Şikayet mekanizmalarının nasıl işlediği ve süreçle ilgili ne yazık ki yasal düzenlemeler yapılmadığı için bu hizmeti veren kişilerin hiçbir yasal sorumluluğu yok. Bu hizmeti alan kişilerin ise nereye başvurabileceği yaşanan bir mağduriyet sonrasında hangi kuruma başvurabilecekleri konusu çok karmaşık bir alan yarattı. O yüzden bu alanda hizmet alacak kişiler ruh sağlığı alanında hizmet alacağı kişilerin lisansının psikoloji, psikiyatri ve tıp alanından olduğuna kesinlikle emin olmalı. Bu kişilerin mesleki deneyimleri ve özellikle lisans eğitimlerinin araştırılması hayati önem teşkil ediyor. Bu konu kişiye ait bir sorumluluktur. Çünkü ruh sağlığı alanı sadece lisans değil aynı zamanda deneyim de isteyen ciddi ve önemli bir alandır. Eğitiminden ve deneyiminden emin olmadığınız hiç kimseden bu hizmeti almamanız çok önemli.
Dernekler sınırlı imkânlarla mücadele ediyor
Dernek olarak hem halkı bilgilendirme hem de bu tür merdiven altı uygulamaları önleme konusunda ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?
Son zamanlarda Türk Psikologlar Derneği ve Türk Psiyatri Derneği gerçekten Türkiye’de bu konuda halkın güvenilir kişilere ulaşması için gerekli çabayı gösteriyor. Ancak bu kadar yapabiliyoruz çünkü bu alan çok kirlendi ve herkes bu alana saldırıyor. O yüzden kontrol edemiyoruz. İnsanlar çok kısa ücretli bir eğitimler sonucunda psikoloji alanında hemen ertesi gün hizmet vermeye başlayabiliyor.
Meslek sınırlarının netleşmesi şart
Ruh sağlığı alanında yalnızca psikologların değil, psikiyatristlerin, psikolojik danışmanların ve terapistlerin de görev alanları bulunuyor. Bu alanlar arasındaki sınırları halkın doğru kavraması için neler yapılmalı?
Ruh sağlığı alanında çalışan psikolog ve psikiyatristlerin dışındaki meslek dallarının meslek tanımları yapılıyor, bununla ilgili çalışmalar yapılıyor son dönemlerde. Ama ruh sağlığı denilince işler çok karışıyor. Yani bir eğitimci de ruh sağlığına katılabiliyor, o yüzden bu mesleki sınırlar son dönemlerde oluşturulmaya çalışılıyor.
Sosyal medyada sahte uzman nasıl ayırt edilir?
Gençler ve sosyal medya kullanıcıları, bu tür sahte uzmanları nasıl ayırt edebilir? Bilinçli bir birey olarak nelere dikkat etmek gerekir ve güvenilir bir uzmana ulaşmanın yolları nelerdir?
Hangi meslek alanında olursa olsun mutlaka iş birliği kuracağımız ve hizmet alacağımız sektördeki uzmanı araştırmamız gerekiyor. Eğitimi nedir? Lisansı nedir? Mesleki deneyimi nedir? Bu konular hakkında detaylı bilgi edindikten sonra hizmet almakta fayda var. Hizmet alan kişinin uzmanı araştırması temel haklarından birisidir. Özellikle sağlıkla ilgili hizmet almak isteyen kişilerin sağlık okur yazarlığını artırması gerekiyor. Neyi, ne zaman, nereden, nasıl alacağız? Bununla ilgili kişilerin hizmetlerini almadan önce detaylı bir araştırma yapılması gerekiyor. Çünkü sahte meslek mensupları her geçen gün artıyor. Sadece sosyal medyada gördükleri bilgilerle de yetinmemeleri gerekiyor bu kişilerin. Çünkü sosyal medya yalancı bir uzmanlık dünyası oluşturdu ve satış politikası yarattı. İnsanlar kendileri ile ilgili ve verdikleri hizmetle ilgili doğru ya da yanlış birçok bilgiyi paylaşabiliyorlar. O yüzden bu platformlara çok güvenilmemesi gerektiğini düşünüyorum ben. Özellikle online hizmetlerin hiçbir kontrolü yok.