6 Ekim’de İstanbul Şişli’de uğradığı silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Avukat Serdar Öktem’in ölümü, Sinan Ateş suikastı soruşturması ve davası açısından önemli tartışmaları beraberinde getirdi. Eski Ülkü Ocakları Başkanı Ateş’in öldürülmesine ilişkin davanın kilit isimlerinden biri olan Öktem, soruşturma aşamasında İstanbul ve Ankara arasında bağlantı kurduğu öne sürülen ekiplerle ilişkilendirilmişti.
Dava sürecinde bir dönem tutuklu kalan Öktem’in cep telefonunun şifresini “unuttuğunu” söylemesi ve bu nedenle dijital delillere erişilememesi dikkat çekmişti. Geçtiğimiz hafta, Öktem’in yargılandığı dosya; ülkücü camiadan başka isimlerin yargılandığı "suçluyu kayırma" davasıyla birleştirilmişti. Bu gelişme, kamuoyunun dikkatini tekrar Öktem’e çevirmişti.
Ayrıca, ABD’den Apple üzerinden alınan teknik yanıtta Öktem’in telefonundaki verilere dair bilgi gelmesinin ardından vereceği ifade büyük önem kazanmıştı. Bu aşamada uğradığı saldırı, bazı çevrelerde “kritik bilgilerin üzerinin örtülmek istendiği” yönünde yorumlara yol açtı.
Çete iddiaları ve koruma talebi
Öktem’in ölümüne ilişkin soruşturmada farklı iddialar da gündeme geldi. Cinayetin, "Daltonlar" olarak bilinen suç örgütüyle yaşanan husumet nedeniyle işlendiği öne sürülürken, Öktem’in bu örgütle sorunlu olan “Casperlar” isimli başka bir gruba avukatlık yaptığı iddia edildi. Bu bağlantının suikasta gerekçe oluşturmuş olabileceği belirtiliyor.
Buna ek olarak, Serdar Öktem hakkında bir süre önce can güvenliği gerekçesiyle resmi makamlardan koruma talep edildiği, ancak buna rağmen saldırıya uğramış olması da dikkat çekici bir ayrıntı olarak öne çıkıyor. 25 Ağustos’ta İstanbul Emniyeti’ne yapılan ve Daltonlar grubunun Öktem’i hedef alacağına dair bir ihbarın bulunduğu da kamuoyuna yansıdı.
Soruşturma sürüyor
İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün başlattığı soruşturmada saldırıyla bağlantılı olduğu düşünülen şüpheliler kısa sürede gözaltına alındı. Ancak saldırının asıl gerekçesi, bağlantıları ve olası siyasi ya da kriminal yönleri hâlâ netlik kazanmış değil.
Çep’in avukatıydı
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş suikastına ilişkin davanın sanıkları arasında yer alan ve cinayete yardım suçlamasıyla 20 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Avukat Serdar Öktem, İstanbul Şişli’de trafikte beklediği esnada uzun namlulu silahlarla saldırıya uğradı. Ağır yaralanan Öktem kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Ateş suikastının en kritik isimlerinden biri olan Öktem, bu dosya kapsamında 21 ay tutuklu kalmıştı. Gözaltına alınması, tutuklanması ve tahliyesi ayrı ayrı tartışma konusu olan Öktem’in, suikast öncesinde tetikçiyi ayarlayan Gülsuyu Çetesi üyelerinden Doğukan Çep’in avukatlığını yaptığı ortaya çıkmıştı. Öktem’in Çep ile Ankara’daki sanıklar arasındaki bağı kurduğu öne sürülüyordu.
İddianamede ne ile suçlandığı belirsizdi
Ateş suikastı soruşturması kapsamında o dönem tutuklu bulunan 22 kişi hakkında iddianame düzenlendi. İddianamede, şüpheliler arasında bulunan Öktem için de cinayete yardım iddiasıyla 20 yıla kadar hapis istendi. Ancak cinayetin ardından kendiliğinden Ankara Emniyeti’ne gelen, daha sonra da Bolu’ya giden Öktem hakkındaki iddialara yer verilirken, Öktem’in hangi eylemiyle yardım ettiğine açıklık getirilmemesi, yalnızca cinayetin işlendiği günün akşamında Bolu’ya gittiği ve buradan döndüğü bilgilerine yer verilmişti. Öktem’in kullanımında olmayan araç da Öktem kullanıyormuş gibi yansıtılmış, çok sayıda olay da bağlamından koparılmıştı.
“Şifremi hatırlamıyorum”
Gözaltına alındığında Covid geçirmesi nedeniyle cep telefonu şifresini hatırlayamadığını söyleyen Öktem, yargılama boyunca da aynı beyanı tekrar ederken, “Hatırlasam dahi söylemezdim” demiş, yargılama sonunda Öktem’in dosyası şifresinin açılarak cep telefonunun incelenebilmesi için ABD’ye yazılan yazının dönüşünün beklenmesi gerekçe gösterilerek, ana dosyadan ayrılmıştı. Öktem’in soruşturma kapsamında tutuklu olduğu dönemde tahliyesi için pazarlıklar yapıldığı da uzun süre konuşulmuştu. Öyle ki soruşturmanın koordinatörlüğüne getirilen Başsavcıvekili Ahmet Altun’un, MHP’li İzzet Ulvi Yönter ile görüştüğü ve dosyadaki bazı şüphelilerin serbest bırakılması karşılığında Yargıtay üyeliği teklifi aldığı öne sürülmüştü. Altun’un, Ankara Başsavcısı Ahmet Akça’ya da aralarında başta Serdar Öktem olmak üzere Ülkü Ocakları yöneticisi olan bazı isimlerin tahliyesi için talepte bulunduğu, Akça’nın karşı çıkması üzerine ikili arasında tartışma yaşandığı ve Altun’un izne ayrıldığı da iddia edilmişti.
Hastanede görüşme
Ocak 2023’te tutuklanan Öktem’in, tutuklu kaldığı 21 aylık süre içerisinde “konuşacağı” yönünde iddialar sürekli gündemdeydi. Öktem’in, tutuklanmasından 6 ay sonra cezaevinde kalp spazmı geçirdiği gerekçesiyle Etlik Şehir Hastanesi’ne kaldırılması ve burada “sarı alan” olarak adlandırılan bölümde müşahede altında olduğu sırada Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım ile görüştüğünün ortaya çıkması da uzun süre gündemi meşgul etmişti. Yaklaşık yarım saat süren görüşmede, Öktem’e "konuşmaması için bazı vaatlerde” bulunulduğu öne sürülmüştü.