Şahin, konut politikalarının yeniden şekillendirilmesi gerektiğini belirterek, devletin bu alandaki rolünü ve sorumluluğunu tartışıyor.
Konut, sadece bir barınma alanı değil
Prof. Dr. Şahin, konutun sadece dört duvardan ibaret olmadığını, bireylerin yaşam biçimlerini, kültürel alışkanlıklarını ve toplumsal ilişkilerini şekillendiren bir mekan olduğunu ifade ediyor. Örneğin, mutfak kültürünün kiler kültürüyle ilişkisi, misafir ağırlama alışkanlıklarının ev düzeniyle bağlantısı, konutun sadece fiziksel değil, aynı zamanda kültürel bir yapı olduğunu gösteriyor.
1+1 konutlar ve toplumsal etkileri
Günümüzde, özellikle büyükşehirlerde artan konut fiyatları nedeniyle 1+1 daireler popüler hale gelmiştir. Ancak bu tür konutlar, özellikle çocuklu aileler için mahremiyet ve yaşam kalitesi açısından sorunlar yaratmaktadır. Prof. Dr. Şahin, bu durumun psikolojik ve sosyo-kültürel etkilerine dikkat çekerek, konutun sadece fiziksel bir alan değil, bireyin ruhsal ve toplumsal sağlığıyla doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor.
Sosyal konut ve devletin rolü
Prof. Dr. Şahin, sosyal konut üretiminin önemine değinerek, devletin bu alandaki sorumluluğunu vurguluyor. Sosyal konutların, sadece barınma değil, aynı zamanda toplumun farklı kesimlerinin eşit erişimini sağlayan bir araç olduğunu ifade ediyor. Ancak Türkiye'de sosyal konut anlayışının yetersiz olduğunu belirterek, devletin bu alandaki politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini savunuyor.
Konut politikalarının yeniden şekillendirilmesi
Prof. Dr. Şahin, konut politikalarının sadece ekonomik değil, aynı zamanda kültürel ve toplumsal bir perspektiften ele alınması gerektiğini belirtiyor. Konutun, bireyin yaşam kalitesini ve toplumsal ilişkilerini doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu ifade ederek, devletin bu alandaki politikalarını yeniden şekillendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Prof. Dr. Savaş Zafer Şahin'in konut üzerine yaptığı değerlendirmeler, konutun sadece bir barınma alanı değil, aynı zamanda bireyin kültürel, psikolojik ve toplumsal kimliğini şekillendiren bir mekan olduğunu ortaya koyuyor. Devletin bu alandaki sorumluluğunu kabul ederek, sosyal konut üretimini artırması ve konut politikalarını yeniden şekillendirmesi gerektiği açıktır.