CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün partisinin Bolu’da yapılan milletvekili kampını takip eden basın mensuplarıyla bir araya gelerek soruları yanıtladı.
Parti olarak çok ağır bir saldırı altında olduklarını söyleyen Özel, "Ben diğer siyasi parti genel başkanlarına da söyledim. Bundan sonraki süreçte de onlarla dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz. Zaten onların da üzüldüğü nokta: Partinin siyasi ortamında bir değişiklik olmadığı halde bir fotoğraf karesi üzerinden bu kıyametin koparılmasına tepki gösteriyorlar. Hani CHP ile partiler arasında kurumsal bir sıkıntı yok ama tabii çok enteresan bir şekilde bir televizyon haberi, bir köşe yazısı, bir açıklama, bilinmeyen birinin attığı bir tweet bile bazen siyasi partilerin sırtına yük kalabiliyor" dedi.
“CHP yalnızlaşmaz”
Meydanlardaki fotoğraflara baktıktan sonra, Meclis’teki fotoğrafla CHP'yi kimsenin yalnızlaştıramayacağını vurgulayan CHP lideri, "Biz her gün o ilin tarihinin en büyük mitinglerini yapıyoruz ve bunu herkes kabul ediyor. O yüzden CHP yalnızlaşmaz. Ayrıca o fotoğraf karesindeki genel başkanların bizim 19 Mart'tan beri yaşadığımız süreçte, Sayın Erdoğan ve Bahçeli dışındaki genel başkanlar, bizimle dayanışma göstermek için daha ne yapsınlar? Kalktılar, partimize geldiler. Sosyal medyadan paylaşımlar yaptılar. Kendi grup konuşmalarında desteklediler. Yani o yüzden bir yalnızlaşma varsa o fotoğrafta, Sayın Erdoğan ile Bahçeli o fotoğraftaki diğerlerine göre daha yalnızdır. Çünkü onlar iki genel başkanla işi götürüyorlar. Muhalefette kimse bizi ayırmadı biz de kimseyi ayırmıyoruz. O yüzden ben orada bizim açımızdan bir sorun görmüyorum" diye konuştu.
“Anayasa’ya uymayanla Anayasa yapmayız”
Özgür Özel, eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar’ın “AK Parti 2026 sonbaharında yeni Anayasa refarandumu yapmayı düşünüyor” açıklaması hatırlatılarak sorulan “Yeni Anayasa için tarih dillendirilmeye başlandı. Meclis’teki fotoğrafın yeni Anayasa için sandalye sayısı açısından bir yansıması olur mu” sorusuna karşılık "Anayasa’ya uymayanla Anayasa yapmayız bir kere, çok net bir şekilde. Bunun dışında dünkü fotoğraftaki muhalif kesimde özellikle sosyal medyada ortaya çıkan bir negatif enerjiyi körüklemeye yönelik bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Öyle Şamil Tayyar'ın yaptığı açıklama, muhalif seçmeni, Anayasa değişikliğinden kaygılı seçmeni travmatize etmeye yönelik bir açıklama. Gereğinden fazla bir önem atfetmeyi düşünmem bu aşamada. Ama meşru muhataplarınızın böyle bir hazırlığı olduğu, çabası olduğu... Biz Meclis’in komisyonuna girerken de Anayasa meselesine nasıl yaklaştığımızı söylemiştik, tüm partilerden konuda gerekli açıklamalar gelmişti. Şu an için bizim radarımızda öyle bir şey görünmüyor. Siyasi radarımıza girmiş değil" dedi.
İstanbul’daki mahkeme başkanlarının değişeceğine yönelik önceden bilgisi olduğunu ifade eden Özel, "Duyumları doğrulayan, endişeleri körükleyen bir atama oldu. Ama bugünden bir şey söylemek istemem. Yani sonuçta ben İzmir'e gittiğimde, operasyon yapıldığında dedim ki ‘Bu süreç, İstanbul süreci gibi yürürse İstanbul süreci gibi mücadele ederiz. Ama değilse yargı sürecini takip ederiz.’ İzmir'de iddianame 10 günde yazıldı. Mahkeme kasıma bırakılınca, uzak bir tarihe, o dosyadaki herkese tahliye verildi. Tutuklulukların olduğu dosyaya da yakın bir tarih verildi. Şimdi de yine yakın bir tarihte ve birinci mahkemede de tutukluların yarısı da tahliye edildi. Tutuksuz yargılamaya doğru bir şey... Tabii bütün süreçler İzmir'de iyi gidiyor diyemem. Ama hiç olmazsa ilk bakış açısıyla yedi-sekiz aydır iddianame beklediğimiz yerde 10 günde yazılan bir iddianame var. Biz de o zaman takım elbisemizi giydik, kravatımızı takıp gittik, mahkemeyi izledik" şeklinde konuştu.
Gökçek ailesine tepki
Özel, “Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik olarak yürütülen konser soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonun devamının geleceğini düşünüyor musunuz? Özellikle ABB Başkanı Mansur Yavaş’a yönelik bir operasyon bekliyor musunuz” sorusuna da “Bunu konuşan, tartışan Melih Gökçek ve oğlu. Ben de Ankara Adliyesi'ne seslendim zaten. Dedim ki bunlar bu kararları nereden biliyorlar? Şimdi de bir şey yapacak, olacak diyorlar. O zaman nerede soruşturmanın gizliliği? Ya dezenformasyon, o zaman niye böyle şeyler yapıldığında gerçek olmayan bilgiyi alenen yayma suçu sadece muhalefet partileri için mi var? İktidar partisinin önceki büyükşehir belediye başkanı ve şimdiki bir milletvekili, baba-oğul ilişkisi içinde dezenformasyon yapıyorsa buna niye, kimse hamle yapmıyor? Ben bu soruma cevap bekliyorum. Onun dışında ne düşünüyorum, böyle şeylerin Ankara Adliyesi'nde yaşanmıyor olduğunu ümit etmek istiyorum ama bir cevap bekliyoruz" yanıtını verdi.
“Kendi pis elleriyle Mansur Yavaş'a kumpas kuruyorlar”
Soruşturma dosyasında MASAK listesinde adı geçenlerden birinin Osman Gökçek’e gidip dilekçe vermesi hakkında CHP lideri, "Soruşturma dosyasında ki herkesin MASAK raporu tertemiz, bir kişinin pis. O kişi de soruşturma dosyasında yok. MASAK raporuna bakıyorlar ve soruşturmada olmayan Melih Gökçek artığı bir pisliği, Osman Gökçek’e güya gidiyor ve soruşturma dosyasına dahil ediyorlar. Ve bu kişinin itirafçılığıyla tutuklamalar yapıyorlar ve yargılama yapıyorlar. Yani hani balık baştan kokmuş denir ya, tuzla balık yer değiştirirmiş durumda. Olacak iş değil. Dosyada olmayan bir suçluyu bulup, dosyaya sokup, itirafçı yapıp, onu salıp geri kalanına işlem yapıyorlar. Orada dosyada bir suçlu var, MASAK raporu kirli bir kişi var. O da Melih Gökçek artığı birisi. Kendi pisliği eliyle Mansur Yavaş'a kara çalmaya çalışan bir kumpas kurmuş durumdalar orada yani. Dosyanın o detaylarına hep hakimim, takip ediyorum" ifadelerini kullandı.
Kurultay açıklaması
Özel, "24 Ekim yaklaştıkça kurultay davası yeniden konuşulmaya başlanacak. Sizin 24 Ekim'den beklentiniz ne? 39’uncu Olağan Kurultay’ın tarihinin açıklanması bütün tartışmaları bitirir mi" sorularına da "39'uncu Olağan Kurultay'ın yapılması bütün tartışmaları bitirir. Ondan sonra İstanbul il kongresinin yapılması da İstanbul'daki tartışmaları bitirir. Çünkü mahallelerden başlayan, tüm süreçlerin yeni baştan başladığı, her yerde sandık kurduğumuz mahalle seçimleri ilçe seçimleri, şimdi il seçimleri ve ardından kurultay olacak. Yeni delege, yeni irade davaların konusuz kalması açısından buradan sonra herhangi bir şüphe yok. Zaten bu süreçte bunun aksini iddia eden de yok. Ama birileri son bir gayret, işte İstanbul'da neler yapılmaya çalışılıyor görüyorsunuz. Ama CHP de herhalde bu ülkede tüm siyasi partiler içinde, seçim hukukuna en hakim hukukçuların olduğu seçimlerin, kurultayların nasıl yapılacağını, nelerin olabileceğini, nasıl kararların çıkabileceğini en iyi bilen kadrolar bizde. Bu konuda hiç şüphe yok" diye cevap verdi.
Karşılarında büyük bir organize saldırı olduğunu vurgulayan Özel, "Ama bugün biraz konuşmamda da değindim, CHP'nin bunlara karşı almış olduğu tedbirler ve seçim hukuku konusunda ilçe, il ve Yüksek Seçim Kurulu'nun istikrarlı kararlarını bizim nasıl takip ettiğimizi ve onların o kararlara nasıl uygun kararlar alırsan görüyorsunuz. Aksi tüm sistemi çökertirdi zaten. O açıdan bu süreç bu tartışmaları geride bırakacak. Ama kurultay yapılıp da mazbata alınana kadar birilerinin bu süreçleri kötüye kullanmak isteyeceğine bir şüphem yok. Mahkemenin normal şartlarda 24'ünde esastan bir karar verip davayı reddetmesini beklerim. Ama bir erteleme daha olup kurultayın sonrasına bırakma gibi bir karar da şaşırtıcı olmaz. Onun dışında bir karar beklemiyorum açıkçası" dedi.
“45’inci Asliye Hukuk, kendi kum havuzunda kayyumculuk oynuyor”
“İstanbul İl kongresiyle ilgili süreç devam ediyor, 45'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde süren dava 21 Kasım'a ertelendi. Olağanüstü il kongresinde de mazbata alındı ama kayyum uygulaması devam ediyor. 19 Ekim'de İstanbul olağan il kongresi olacak, kayyum ondan sonra da 21 Kasım'a kadar devam edecek mi” sorusuna karşılık Özel, "İstanbul 45'inci Asliye Hukuk, kendi kum havuzunda kayyumculuk oynuyor. Şu anda atadığı kayyumun bir geçerliliği yok. Partiyi kimin yöneteceği mazbatayla belli olur ve o kayyum kararından sonra delegeler geldiler. 45'inci Asliye'de davacı kişi, İstanbul il kongresinde seçilen kurultay delegelerinin iptalini istediği gibi, İstanbul il delegelerinin de iptalini istemişti. 45'inci Asliye, kurultay delegelerini iptal edip kendince, 'İl delegeleri mevcuttur ve ayaktadır' diye karar kurmuştu. O delegeler toplanıp yeniden Özgür Çelik'i seçtiler ve ona devlet kapı gibi mazbata verdi. Bu vakitten sonra 'Benim kayyumum duruyor' demek, kendi kum havuzunda kayyumculuk oynamaktır" şeklinde konuştu.
“Ekrem İmamoğlu aday olabildiği sürece adayımızdır”
Ekrem İmamoğlu'nun net olarak adayları olduğunu belirten CHP lideri, "Çünkü arkasında artık ben, parti, yetkili kurullar ya da iki milyon CHP'li değil, 15 buçuk milyon vatandaşın oyu var. Ekrem İmamoğlu aday olabildiği sürece adayımızdır. Ama işte istinafın onayladığı dosya Yargıtay'da onaylanır, siyasi yasak gelirse ya da diploma... Biz tabii ki yürütmeyi durdurma ve diplomanın iadesini bekliyoruz, bütün o diplomasını 30 yıl önce almış insanlarda olduğu gibi. Ama yine de başka bir şey yaparlar, adaylığına engel olurlarsa o güne kadar adayımız Ekrem İmamoğlu, mücadele ederiz" ifadelerini kullandı.
“Mansur Bey önemli bir seçenek”
Mansur Yavaş'ın da önemli bir seçenek olduğunu söyleyen Özgür Özel, "Ben Mansur Bey ile ilgili 'Ön seçim yaparız'dan ziyade şunu söyledim: Mansur Bey önemli bir seçenek. Tutun ki Mansur Bey'i ya da bir başka adayı belirleme sürecinde bu kararı ben tek başıma veya yetkili kurullarla vermek yerine, biz artık 23 Mart günü bütün üyeler ve hatta halk yoklamasının tadına vardık. Mesela güncel siyasette bolca konuşulur ya cumhurbaşkanını halkın seçmesi. Buradan mesela geriye gitmek zordur. Çünkü geniş halk kitleleriyle siz Cumhurbaşkanı seçtiyseniz, 'Bırak biz bunu Meclis'te kendimiz seçeceğiz' demek zor bir geri adım olur" dedi.
Özel, ardından açıklamasına bir şerh düşerek "Ama ne olur? Cumhurbaşkanı tarafsız bir cumhurbaşkanı olabilir, bütün partilere eşit mesafede olacağı kesin garanti altına alınır, aday olma koşullarında belki parti bağlantısı gibi meselelere başka katı tedbirler alınır ki taraflı Cumhurbaşkanı'ndan çok ağzımız yandı. Ama millete, 'Sen Cumhurbaşkanı seçmeyeceksin, biz yine Meclis'ten seçeceğiz' demek zordur. Çünkü bazı adımlar kat edildikten sonra geri dönmek doğru olmaz. Ben CHP'nin attığı bu adımın, başta kendisi ama göreceksiniz birkaç seçim sonra Türkiye siyaseti açısından da önemli bir kazanım ve geri atılamayacak bir adım olacağını düşünüyorum" diye konuştu.
“Mansur Bey kimsenin yedeği değil”
Toplumun rızasının önemini vurgulayan Özel, "Diyelim ki Mansur Bey adaylaşacak olsa ya da çoklu bir yarış olsa da benim düşüncem parti gerekli çalışmaları yapar, anketine bakar ama en sonunda yine bunu üyenin ve toplumun önüne koyup onların rızasını aramak durumunda olur. Aksi durumda şöyle bir risk barındırır, samimi kanaatim o: Bu sefer 15 buçuk milyon oyla gelmiş birisinin yerine gösterdiğin aday da o güçlü, meşru destek aranmadığında başka bir tartışma başlayabilir. 'Yerine aday, yedek aday' gibi ne Mansur Bey'in ne benim isteyeceğim ne aday kim olacaksa o adayın isteyeceği bir tartışmanın alevlenmesini biz istemeyiz" dedi.
Ana muhalefet lideri, "‘Mansur Bey B planı olarak görülüyor’ diye konuşuluyor. Görüşmenizde bu durum gündeme geliyor mu” sorusuna “Mansur Bey kimsenin yedeği değil, benim gözümde de öyle değil. Mansur Bey'in kendi gönlünde de öyle değil. Ama Mansur Bey bu milletin gönlünde yeri olan çok önemli bir siyasetçi. İhmal edilemeyecek, yok sayılamayacak bir figürdür. Bunu böyle görmek lazım. Zaman ne getirecek, Mansur Bey ne düşünecek, toplum ne düşünecek, nasıl bir noktaya geleceğiz? O gün gelmediği için, bugün o gün değil. Bunları konuşmak o açıdan yersiz ama Mansur Bey ile aramızda bu konuda en ufak bir çelişki yok. Hatta hatırlarsınız, ön seçim kararı alıp da yapılmadan önce birtakım spekülasyonlar bolca ortaya atılıyordu. Biz hep diyorduk ki 'Biz üçümüz oturduk, konuştuk ve bir sorun olmayacak.' Ön seçim günü Mansur Bey gitti, Ekrem Başkan'a oy kullandı. Meseleleri o yönüyle görmek lazım" şeklinde konuştu.