İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin katkılarıyla düzenlenen 4. Serçeşme Hünkar Hacı Bektaş Veli Festivali, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, İBB Başkanvekili Nuri Aslan ve çok sayıda yurttaşın katılımıyla Yenikapı Etkinlik Alanı’nda başladı. Etkinlik 13-14 Eylül tarihlerinde sürecek.
Festivalde konuşan CHP Genel Başkanı Özel, 19 Mart operasyonuyla tutuklanan ve Silivri’den mektup gönderen CHP Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na dikkat çekti. Özel, İmamoğlu’nun yalnızca 2 milyon CHP üyesinin değil, 15,5 milyon Türkiye vatandaşının cumhurbaşkanı adayı olduğunu belirterek, “Türkiye’de 96 yaşında çift bastonla sandığa koşan teyzemin, karnındaki üç aylık bebeğinin geleceğini İmamoğlu’na emanet etmeye koşan genç kardeşimin adayıdır. Kendisini buradan yürekten selamlıyorum” dedi.
Özel, konuşmasında Türkiye’nin kötülüklerden arınmasının, “kalp gözüyle bakanlar, nefis karanlığını marifet ışığıyla aydınlatanlar ve ‘Kendine ağır geleni başkasına yapma’ diyenler” ile mümkün olacağını vurguladı. “Bu ülke; ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü laf olsun diye söyleyenlerle değil, bunun gereğini yapanlarla kurtulacak” ifadelerini kullandı.
Konuşmada ayrıca, İmamoğlu’nun mektubunu okuyan sunucunun “CHP’nin cumhurbaşkanı adayı” ifadesi üzerinden parti ve halkın dayanışmasına dikkat çekildi. Özel, 23’ünde yapılacak seçim sürecinde tüm vatandaşları Ekrem İmamoğlu’na destek olmaya davet etti.
Özel festivalde yaptığı konuşmada şunları kaydetti:
"Bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında dimdik duruyorsunuz"
"Her çağın belasında mazlumun yanında oldunuz. Mağdur oldunuz ama asla zalim olmadınız. Bugün de zalimin karşısında, mazlumun yanında dimdik duruyorsunuz. Dimdik duran canlara yürekten teşekkür ediyorum. Anadolu'nun her karış toplarını iyilikle sulayan Horasan erenleri, tarihte olduğu gibi, bugün de bu toprakların birliğine, beraberliğine hizmet için gönlünü birleştirmiştir. Oradan gelen yıldızlar, hala bu memleketi aydınlatmaktadır. Mustafa Kemal Paşa'ya omuz verdiniz. Kurtuluşta da kuruluşta da siz vardınız. Kerbela'dan Çorum'a, Maraş'tan Madımak'a, Sivas'tan Gezi'ye acıyı içinize gömdünüz. Kini değil, sevgiyi büyüttünüz. Çocuklara geçmişin feryadını değil, geleceğin umudunu bıraktınız. Deyişlerinizle, nefeslerinizle bu toprakları zenginleştirdiniz, zenginleştirmeye devam ediyorsunuz. Bir gün bile ‘bize borçlusunuz’ demediniz. Size olan borcumuzu hatırlatmadınız. Ama biz biliyoruz, bu ülkenin size borcu çok."
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisiyle iktidara yürüyoruz"
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisiyle iktidara yürüyoruz. Eğer bu ülke kurtulacaksa, bu ülke kötülüklerden arınacaksa; kalp gözüyle bakanlarla, nefis karanlığını marifet ışığıyla aydınlatanlarla, ‘Kendine ağır geleni başkasına yapma’ diyenlerle kurtulacak. Bu ülke; ‘Bir olalım, iri olalım, diri olalım’ sözünü laf olsun diye, tekerleme gibi söyleyenlerle değil, bunun gereğini yapanlarla kurtulacak. Ne diyordu Pir Sultan? ‘Dönen dönsün ben dönmezem yolumdan.’ Siz döner misiniz? Biz döner miyiz? Bizler, bu yoldan dönmeyeceğiz. Hangi saldırıyla karşı karşıya olursak olalım, bu yoldan dönmeyeceğiz. Hep beraber yürüyeceğiz, hep beraber başaracağız,"
"Cemevlerine ibadethane statüsü verilmelidir"
"Bugün yeni bir Alevi açılımından bahsediliyor. Buradan söylüyorum: Kimse Alevilerin sorunlarını, acılarını zaman zaman, konjonktürel olarak gündeme getirecek bir siyasi alan olarak görmemelidir. Aleviler için yapılacak şey bir lütuf değil, on yıllardır acılı bir bekleyişin olgunlaşmış meyvesine, bizzat kendi sabırlarıyla kavuşmalarıdır. CHP, elbette her zaman olduğu gibi, bugün de yarın da Alevilerin ve taleplerinin yanındadır. İlk olarak, cemevlerine ibadethane statüsü verilmelidir. Bu konuda Sayın Ekrem İmamoğlu'nun geçen yıl attığı, Türkiye'nin en önemli kamu hizmetlerinden birini veren İBB’nin attığı adım son derece değerlidir. Çok sayıda milletvekilimiz bu konuda Meclis’e kanun teklifleri verdi. Komisyonlarda bekliyor. Ümit ediyoruz, burada açılımdan bahsedenlerin, Meclis açıldığında, komisyon gündemine yeniden getireceğimiz, Genel Kurul’da oylatacağımız önergelerimize, kanun tekliflerimize bu kez birlikte ‘hayır’ oyu vermezler ve önemli bir eşik aşılmış, önemli bir ayıp, bertaraf edilmiş olur."
"Madımak utancıyla devletin hala yüzleşmediği gerçeğiyle karşı karşıyayız"
"Cemevi sorununun yanında, ÇEDES programı adı altında eşit eğitimin örselendiği, Kültür Bakanlığı’na bağlı, Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı adıyla, Alevilerin kabul etmediği bir kurumun, işleyişinin kurulduğu, Madımak utancıyla devletin hala yüzleşmediği gerçeğiyle karşı karşıyayız. Bu anlayışı değiştirmek için, biz, samimi adımlarımızı 1 Ekim'den itibaren sıklaştıracağız ve herkesin bugünkü söylemlerinin ne kadar samimi olduğunu, o gün göreceğiz. Sevgili canlar, bu güzel festivali bizlerle buluşturan ve geleneksel hale getiren Ekrem İmamoğlu. Kendisini Serçeşme’den bir kez daha özlemle anarken, 19 Mart'ta, aramızdan ayrıldığından beri, bugün 178. gece. Ve buradan bir şeyi her çarşamba akşamı İstanbul'da tekrarladığımız, her hafta sonu en az bir şehirde tekrarladığımız bir şeyi daha ifade etmek isterim. O günlerde, haysiyet cellatları çıkıp dünya kadar iftirayı atarken, birisi de çıkıp diyordu ki; ‘Bekleyin, bir ayı bulmaz birbirlerinin yüzüne bakamayacak, ailelerinin gözünün içine bakamayacak hale gelecekler!"
"Ekrem İmamoğlu masumdur. Arkadaşlarımız masumdur. Bu bir darbe girişimidir"
"Onu söylediğinde de bir dakika tereddüt etmedik, bir kelime yutkunmadık ve dedik ki, ‘Ekrem İmamoğlu masumdur. Arkadaşlarımız masumdur. Bu bir darbe girişimidir. Bu kumpastır, iftiradır. 178 gün sonra iftiranın sahipleri, yeni iftiralar atmaya uğraşıyorlar ama o günkü söylenen her şeyi yaladılar, yuttular. Ben buradan canların gözünün içine baka baka bir kez daha diyorum ki: Arkadaşlarımız masumdur. Atılan iftiradır. Davalar siyasidir. Alevilere de Kürtlere de eşitliği getirecek, hepimizin eşit bir şekilde yarınlara yürüyeceğimiz, kısa çöpün uzun çöpten hakkını alacağı, hiçbir çocuğun hayata kapatamayacağı kadar büyük bir farkla geriden başlamayacağı, babaların, anaların çocuklarına yoksulluğu miras bırakmayacakları, eşit doğulacak, eşit büyünecek, eşit yaşanılacak, ekmek mücadelesinde eşitliğin olacağı, birlikte üreteceğimiz, birlikte kazanacağımız, birlikte eşit paylaşacağımız yarınların teminatı, cumhurbaşkanı adayımızın iktidara gelmesine ve bu hizmetleri İstanbul'da olduğu gibi, tüm Türkiye'de yapmasını hiçbir kötülük asla ve asla başaramayacak. Çünkü biz iyi insanlarla, iyi yüreklerle ve iyi niyetle yola çıktık."
"Yine o kötülük Tayyip Erdoğan'ı bulmuş"
"Diğer yandan bugün, Bayrampaşa Belediye Başkanımız Hasan Mutlu'ya bir sabah baskını yapıldı. Biraz önce çok değerli Başkanım, CHP’li belediyelere yapılan saldırıların ne kadar anlamsız olduğunu ifade ederken, buradan şunu söyleyelim: Cumhuriyet Halk Partisi'yle AK Parti arasında… Beş belediye meclis üyesi Cumhur İttifakı'yla aramızda var. İki de bağımsız var. Sekiz belediye meclis üyemizi gözaltına alıyorlar. Niyet; yine Gaziosmanpaşa'da olduğu gibi, kaybettikleri bir belediyeyi, kazanamadıkları bir belediyeyi yargı eliyle almak. Bir savcı düşünün ki; bir belediyeye operasyon yaparken, Cumhuriyet Halk Partisi'yle AK Parti arasındaki belediye meclis üyesi farkını gözetip, ondan bir fazla belediye meclis üyesini gözaltına alıyor. Ve bu kötülükler, ardı arkası gitmeyen kötülükler… Ama her şeyi gözümüzün önüne öyle bir seriyor ki… Mesela bugün rozet takarken, kazanamadığı Beykoz Belediyesi'nin başkanvekilini partisine devşirmeye çalışırken, ses kayıtlarından bahsediyor. Oysa bilmiyor ki o ses kayıtlarından, bahsettiği ses kayıtlarından birisi, Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa eden belediye meclis üyesi, diğer konuşan da içeride Ekrem İmamoğlu'na iftiralar atan birisi. Yani saflar ayrışmış, kötüler, yine o kötülük Tayyip Erdoğan'ı bulmuş ve mağdurları zalimlik yapan birisi hedef gösterirken ayağına dolaştı."
"Temiz, namuslu insanlara atılan iftiralar dönüp onları bulacak"
"Bugün sabah Cumhuriyet Gazetesi'ni açtım. Gazetenin iç sayfasında, eteğinde bir haber: Gaziosmanpaşa'da bir kasada para bulunmuş. Daha doğrusu bir kasa çalınmış, polise gidilmiş ve hırsızı bulunmuş. Öyle olunca da kasadaki paranın menşei sorgulanmış, açıklanamamış ve bir istifayla sonuçlanmış. Ayaklarına dolaşacak ya, yaptıkları kötülük kendilerini vuracak ya… Temiz, namuslu insanlara atılan iftiralar dönüp onları bulacak ya… Gaziosmanpaşa'da Belediye Başkanımız Hakan Bahçetepe'nin kasasının bulunduğu söylenip, TRT'den dolarlar, eurolar boşaltılırken ki görüntüler servis edilip, görüntü yoluyla iftirayı, itirazımız sonucunda TRT, ‘Stok görüntü kullandık. Boş kasa görüntüsü yoktu. O aramanın görüntüsü. Elde bu görüntüler vardı’ diyerek kendini savunuyordu. O kasadan belediyenin mührü çıktı. Bir de Hakan Bahçetepe’nin nasıl namuslu bir insan olduğu çıktı. Ama bugün Gaziosmanpaşa'daki bir kasadan çıkanlar, Gaziosmanpaşa AK Parti İlçe Başkanı'nın, evine hırsız girer, kasadan para çalınır, para çalınınca şikayetçi olur, polis hırsızı bulur, kendi oğlu çıkar. Öyle olunca paranın kaynağı araştırılır. İzah edemediği için bugün AK Parti'den istifa etmek zorunda kalır. İşte Gaziosmanpaşa üzerinden CHP'nin kasasından çıkan namus, AK Parti'nin kasasından çıkan gerçekler."
"Yarın iktidar olduğumuzda zalim olmayacağız"
"O yüzden, gün bugünken ve bugün daha bu sabah güne böyle uyanmışken, Bayrampaşa'da ne yapmaya çalıştıklarını, Beykoz'daki kumpasın hangi tarafında yer aldıklarını ve geçen aylarda attıkları iftiranın nasıl vicdanlarda kabul görmediği gibi, eninde sonunda ayaklarına dolaştığını da hep birlikte gördük. Bu açıdan ben bu süreçlerde yaptığımız tüm eylemlerde, canını dişine takan, koşan, gelen, Ekrem Başkan'a, Türkiye'nin yarın umutlarına, belediye başkanlarımıza, bürokratlarımıza sahip çıkan bütün canlara teşekkür ediyorum. Biz haklıyız, biz güçlüyüz. Biz doğru taraftayız ve biz kazanacağız. Yürüdüğümüz yolu Hünkar Hacı Bektaş-ı Veli'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Abdal Musa'nın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin ve nice eren ve evliyanın öğretileriyle aydınlatmaya devam edeceğiz. Biz doğru olacağız, dost kapısını hep açık tutacağız. Ama yolumuzdan asla dönmeyeceğiz. Zalimlere, kibrin esiri olanlara, adaleti değil, menfaati baş tacı edenlere karşı duracağız. İncitiliyoruz, haksızlığa uğruyoruz. Ama incinsen de incitmemeye söz vermişiz. Dünün mağduru olanlar, bugünün nefsine yenilip zalim oldular. Ama biz yarın iktidar olduğumuzda zalim olmayacağız.”
"Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkese sesleniyorum; İktidar değişecek"
"Hiç kimse endişe etmesin ki, buradan partisi ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkese sesleniyorum: ‘İktidar değişecek. Bu sefer onların devri gelecek. Onlar da gelip bizi ezecek’ diye kimse düşünmesin. Hele hele size bu korkuyla açlığa rağmen, yoksulluğa rağmen, işsizliğe rağmen, her türlü baskıya rağmen kendilerine oy verilsin diye bunu kullanmaya çalışanlara karşı size söylüyoruz: Bizim kimseyle derdimiz yok. Bizim bir tek bugünün zalimlerinin hukuk önünde, bağımsız yargı önünde hesap vermesi gibi bir derdimiz var. Ama Türkiye'nin yarınlarını; Alevi'siyle, Sünni'siyle, Kürt'üyle, Türk'üyle, etnik kökeni ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun, mezhebi ne olursa olsun; bu ülkenin bütün namuslu insanlarıyla, geçmişte hangi partiye oy vermiş olursa olsun birlikte kuracağız. Hacı Bektaş-ı Veli'nin hikmetiyle, Pir Sultan'ın direnciyle, Hazreti Hüseyin'in ‘Hüseyin-i Kıyam’ diye bilinen dik duruşuyla, insanlığa, barışa, kardeşliğe hizmet etmeye söz veriyoruz. Bu mücadele de kötülüğe karşı iyiliğin mücadelesidir. İyiliğin yanında olanlara selam olsun. Gecenin en karanlık anı, şafak sökmeye en yakın andır. Şafağı bekleyen tüm canlara selam olsun."