CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanlığı'nda açıklamalarda bulundu.

İstanbul İl Yönetimi'nin mahkeme kararıyla görevden uzaklaştırılmasının hukuk dışı bir karar olduğunu vurgulayan Özel, "Herkes şunu bilsin ki; CHP’nin hangi görüşte olursa olsun geçmişte bugün il delegeleri, noterde sıraya girip iradelerine, tertemiz iradelerine, tertemiz seçimlerine sahip çıkıyorlar ve merak edene önümüzdeki günlerde onların talebiyle yapılacak olağanüstü kongreyle İstanbul’un iradesi bir kez daha hatırlatılacak ve perçinlenecektir" ifadelerini kullandı.

"Özgür Çelik, İstanbul İl Başkanı olarak görevinin başındadır"

Özel’in açıklamaları şöyle şöyle:

"Bugün normal çalışma takvimimiz içerisinde İstanbul’da 52’nci eylemimizi, 15 buçuk milyon vatandaşımızı, Türkiye’nin dört bir yanında, 81 ilde, 973 ilçede 23 Mart günü oylarıyla adaylaştırdığı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıktığımız ve Türkiye’nin gelecekteki iktidarına darbe yapanlara karşı, Türkiye’yi iktidara taşıyan belediye başkanlarımıza, onların kıymetli ailelerine sahip çıktığımız 52’nci mitingimizi yapacağımız bir gün için bugün İstanbul’daydık.

Sabah 11’de rahmetli Ferdi Zeyrek kardeşimin evladı Nehir’i babasının mesleğini sürdürmeyi arzu ettiği, mimarlık fakültesine kaydettirdik. Gittiğimiz üniversitede her bir candan, Nehir’i, bizleri selamlayan yüzlerce, binlerce öğrenci ve öğretim görevlisi Nehir’i yalnız bırakmadı. Nehir’in kayıtta babası yoktu ama babasının çocukluk arkadaşı oradaydı, ailesi olarak da hepiniz oradaydınız, Nehir’in arkasındaydınız. Her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Biz, Türkiye’nin en güçlü ailesiyiz. Arkamızdaki bina baba ocağı. Baba ocağının bir tek sahibi var tapusu ona kayıtlı o da Gazi Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Özgür Çelik, İstanbul İl Başkanı olarak görevinin başındadır. Şimdi seçilmiş cumhurbaşkanı adayımızı, ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanını Silivri’de ziyarete gitmeden önce tüm CHP’liler adına buraya, il başkanımızı ziyarete geldim. Kendisiyle, yöneticilerimizle, milletvekillerimiz ile içinde bulunan durumu değerlendirdik ve birazdan buradan ayrılacağım ve ardından her birimiz görevimizin gereğini yapmaya devam edeceğiz.

"Bu kararın görevlendirdiği kişilerin görevini meşru görmemiz, seçimin inkarı olur"

Dün alınan karar, asli hukuk mahkemesinin hukuken ve siyaseten yok hükmünde olan, yetki gaspı olan ve kabul edilmesinin Türkiye’deki hukuk sistemi açısından da mümkün olmadığı bir karardır. Siyaseten bir siyasi partinin genel başkanını o ilde kimin temsil edeceğine o partinin üyeleri, onların seçtiği, delegeler karar verirler.

Bu karar, bundan iki yıl önce yapılan İstanbul il kongresiyle belirlenmiştir. Şimdi o İstanbul İl Kongresi’nin iradesine, buraya atanmış bir darbe sürecini yöneten bir başsavcının kontrolünde bir hamle yapılmaktadır. Yapılan iş Türkiye’deki hukuk sistemini allak bullak etmeyi göze alan, bugün Türkiye’de usulüne göre yapılmış, itiraz süreleri geçmiş, varsa itirazlar karara bağlanmış, YSK kararıyla kesinleşmiş olan ya da ilçelerden verilen kesinleşmiş olan mazbataların her birini tartışmaya açan, asli hukuk mahkemelerinin her bir tanesini, YSK’nın temyiz merciiymiş gibi değerlendiren ve AYM’ye dahi başvurduğunuzda “YSK’nın kararı kesindir, buna ben dahi bakamam” diyen AYM’nin kararları ortadayken bir ilin onlarca asli mahkemesinden bir tanesinin, kendinden önce yapılan başka başka başvuruyu mahkemeler reddetmişken, yetki gaspı yapan bir mahkeme ile karşı karşıyayız.

Bu durumda bu kararı tanımamız, bu kararın görevlendirdiği kişilerin görevin meşru görmemiz, seçilmemiş birisini İstanbul il başkanı gibi kabul etmemiz en basitinden hem hukukun, seçimin inkarı, sandığın inkarı olur.

"O kongre sakatlandı diyorsanız doğrusunu 15 gün sonra görürsünüz"

Bu durumda elbette bu kararı tanımıyoruz ve il başkanımız ve yönetimi görevine devam ediyor. Ancak benim burada büyük bir memnuniyeti, büyük bir gururu sizlerle ve Türkiye ile paylaşmak isterim. Sabahın erken saatlerinden itibaren; bana, il başkanımıza ve tüm yöneticilerimize gelen onlarca telefon, bugün İstanbul’da, İstanbul’un dört bir yerinde noterlerde, CHP’nin seçilmiş delegeleri ki dünkü mahkeme kararında dahi onların görevinin başında olduğu, iptal edilen genel merkez delegelerinden bahsetmiyorum.

Özgür Çelik’in seçildiği kurultayda oy kullanan, görevinin başında olan delegelerin bugün noterde kuyrukta olduğunu görüyoruz ve bütün arkadaşlarımız “İstanbul il başkanının kim olduğuna biz karar verdik, o kongre sakatlandı diyorsanız doğrusunu 15 gün sonra görürsünüz, irademizin arkasındayız” diyerek olağanüstü kongre için noterde imza veriyorlar.

Bu imzayı verenler, geçen seçimde Sayın Özgür Çelik’i destekleyen arkadaşlarımızın yanında, Sayın Özgür Çelik’e destek vermeyen, açıkça karşı listede olan arkadaşlar dahi bu hukuksuzluğun karşısında. Özgür Çelik’in, partinin arkasında noterde sıradadır.

"Bugün Özgür Çelik’in arkasındayım, irademiz tertemiz"

Birilerinin tarif etmeye çalıştığı gibi suni olarak “CHP’de bir ikilik vardır, Özgür Çelik’in seçimine şaibe karışmıştır, şimdi o seçimi iptal ettik bunlar birbirine düşecek, o seçimin sonucu sakattır” demeye çalışan kötücül akla karşı “O seçimde değil ama bugün Özgür Çelik’in arkasındayım. İrademiz tertemiz” demektedirler.

Herkes şunu bilsin ki; CHP’nin hangi görüşte olursa olsun geçmişte bugün il delegeleri, noterde sıraya girip iradelerine, tertemiz iradelerine, tertemiz seçimlerine sahip çıkıyorlar ve merak edene önümüzdeki günlerde onların talebiyle yapılacak olağanüstü kongreyle İstanbul’un iradesi bir kez daha hatırlatılacak ve perçinlenecektir.

Buna engel olmaya hiçbir asliye hukuk mahkemesinin yetkisi yoktur, bu yetki gaspını tanımıyoruz. Buna yönelik olarak da hukukçu arkadaşlarımız hazırlıklarını gece boyunca yaptılar. Bugün, tüm hukuk yollarına yapılması gereken en titiz başvurular, itirazlar, gerekli müdahaleler yapılıyor.

Saraçhane davasında 13 öğrenci hakkında tahliye kararı
Saraçhane davasında 13 öğrenci hakkında tahliye kararı
İçeriği Görüntüle

Bunun yanı sıra akan süreç ilçe seçim kurullarının ve YSK’nı yetkisindedir. Bunun dışında bir yetki tanımlaması ile Türkiye’de bugün elinde mazbatası olan kimse güvencede kalmaz.

Bugün yaşananlar, “Bu da oldu, buna da tenezzül etti” dedirtecek bir tenezzül meselesidir. Tarihte buna tenezzül edenler, tarihin sayfalarında bugün yaptıklarıyla, bundan medet ummalarıyla yer alacaklar.

Sizler, bizler de 19 Mart’tan beri sürdürdüğümüz ‘darbeye direnenler’ olarak tarihte yerimizi alacağız. Sabaha kadar buraya sahip çıkan herkese teşekkür ediyorum.

Muhabir: Şevval Dalgıç