CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’de düzenlenen grup toplantısında konuştu. CHP Lideri Özel, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in cenaze programı sonrasında uğradığı yumruklu saldırı hakkında açıklamalarda bulundu. Saldırganın bütün bağlantılarına ulaşmanın devletin görevi olduğunu belirten Özel, "AK Parti yönetimi iktidarının 23’üncü yılında bir büyük sınav verecek. Eğer bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa herhangi bir problem yok. Ancak işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa o zaman o bir yeri de, bunun üzerine gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur" dedi.
Konuşmasının bir bölümünde hükümeti eleştiren Özel, "Erdoğan, çoklu makam bozukluğu hastalığının pençesindedir, o hastalığın bütün yükü millete çektirilmektedir. Millet kendisini seçti, cumhurbaşkanlığı makamına oturttu ama kendisi AK Parti Genel Başkanlığına geri döndü" diye konuştu.
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Uzandığı her yere kadar soruşma yapılırsa problem yok"
"Pazar günü İstanbul’daydık ve bir barış güvercinin, bu mecliste çok uzun süreler görev yaptığımız, ömrü boyunca kardeşliği ve barışı savunmuş olan bir güvercini yolcu etmeye gittik. O gün sadece Sırrı Süreyya Önder’in, barışın, kardeşliğin konuşulması gereken bir gündü.
O gün bir saldırı gerçekleşti ki maalesef canımı yakan şey; o gün uzun uzun Sırrı Süreyya Önder’in hayatı konuşulacakken, saldırı konuşuldu. O yüzden sadece bir üzüntü içerisindeyim. Saldırı, bize, bana, size, hepimize yazılmış açık bir mektuptur. Bir ihtar çektiler. Hiçbir siyasi partiyi, oluşumu bu işten doğrudan sorumlu tutmuyorum.
Bütün bağlantılarına ulaşmak, savcının, polisin, devletin görevidir. AK Parti yönetimi iktidarının 23’üncü yılında bir büyük sınav verecek. Eğer bu işin uzandığı her yere kadar dosdoğru bir soruşturma ve kovuşturma yapılırsa herhangi bir problem yok. Ancak işin ucu bir yerlere gittiğinde tıkanırsa o zaman o bir yeri de, bunun üzerine gitmeyeni de konuşmak benim hakkım olur.
İlk andan itibaren, siyasi partilerin genel başkanları, STK’ların, sendikaların neredeyse hepsi, derneklerin, bugüne kadar kimle temas etmişsek herkesin bütün dostların, üzüntü beyanlarını duyduk. Açıklamalarını okuduk, iyi dileklerini duyduk. Açamadıklarımız, dönemediklerimiz hakkını helal etsinler ve çok önemli tespitler vardı. Bu noktada ilgili bakanlar, cumhurbaşkanı, AK Parti’den önemli isimler… Arayan herkesin göstermiş olduğu o an itibariyle sorumlu dile teşekkür ederim.
"Samimi adımların atılması gerekiyor"
Bizi içerisinde bulunduğumuz bu atmosferden çıkaracak samimi adımların atılması gerekiyor. Bugün Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumda ‘birilerini’ açığa çıkarmak devletin görevi. Birileri bize şunu söylüyor; Biz Türkiye’yi bir noktaya getirdik, siz bu noktada engelsiniz. Siz, direniyorsunuz, engelliyorsunuz. Hatta yaptığımız işi darbe olarak nitelendirip kurduğumuz düzeni bozmak için mücadele ediyorsunuz. Durun, oturun, Ankara’ya dönün ve partinizde oturun.” Bunu da çok net bir şekilde mektubu kalın kalın yazarak yollamışlar.
"Cesaretin varsa doldur da yolla"
'Evladını öldürmüş birinin eli sana değdi' diyor.
Yarın akşam Beyazıt Meydanındayız, cumartesi Van’dayız, 19 Mayıs’ta İzmir’deyiz. Cevabımız budur, okudunuz mu cevabı! Hadi oradan!
Hadi şimdi o evlat katilinin elini çıplak yollayana söylüyorum, cesaretin varsa doldur da yolla!
Özgür Özel'den Kartalkaya tepkisi
Bu iktidarın yönettiği bu ülkede bizim canımızı yakamadılar ama canı yananlar var. İçi yananlar var. Örneğin; Kartalkaya’da 36’sı çocuk 78 kişi yanarak öldü, içi yananlar var. Şimdi, bana sayın cumhurbaşkanı telefon açtığında, “Arkadaşlar gerekeni yapacaklar, emin olun” dedi. Ben de “Teşekkürler” dedim.
Sayın cumhurbaşkanının tensipleriyle gereğini yapacak arkadaşlar kimlerse benim meselemden öne Kartalkaya’da önce çıkmış olan bilirkişi raporunu korsan ilan eden arkadaşlarına dönüp diyecekler ki, “O birinci raporda bakan ve bakanlık suçluydu, raporu geri çektirdiniz, tehdit ettiniz, sonra başka bir heyet kurdunuz ve o heyetin raporuyla da yola koyuldunuz” İkinci heyetin raporunda belki bakan yok ama sorumlular arasında Kültür ve Turizm Bakanlığının soruşturma izni vermesi gereken bakan yardımcısı da var.
Kendisi dünyanın neresinde olsa bir dakika durmadan istifa etmesi gereken birisi. Kapıda koca koca ‘Turizm Bakanlığının sorumluluğunda’ yazdığı halde “Ben sorumlu değilim” diye çıkıp yargıyı etkilemeye çalışan birisi.
Kendisi istifa etmeyen bakan, sorumluların da yargılanmasına izin vermiyor.
"Erdoğan, çoklu makam bozukluğu hastalığının pençesindedir"
Sayın Erdoğan’ın bu darbe sürecinde bu vakitten sonra eğer bu millete bir saygısı varsa, siyaset kurumuna saygısı varsa hızla tutuksuz yargılamayı savunup, bu konuda kendi görüşünü netleştirip, adil yargılama için gereğini yapıp, elini kolunu yargının üzerinden çekip, siyasi rakipleriyle sandıkta hesaplaşmaya varsa ben de diyorum ki; İşte şimdi oldu Erdoğan, şimdi demokrasi emareleri göstermeye başladın.
Esila’nın günahı neyse bana yazın, birazını da Ali Mahir’e yazın, çoğunu ona yazın. Gökhan Bey’e yazın, parti sözcüsüne yazın, başkana yazın.
Çolukla çocukla, gençle uğraşmak doğru iş değil. Biz 86 milyona söz veriyoruz; iktidarımızda kimse bizden böyle şeyler görmeyecek. Bir kere tarafsız cumhurbaşkanına yazılmış madde, taraflı cumhurbaşkanına uygulanmayacak. Mümkün olan en kısa zamanda cumhurbaşkanı yeniden tarafsız olacak, güçlü bir parlamenter sistem kurulacak, yargı da sendikalar da güçlü olacak, hepsi bağımsız olacak. Herkesin içi rahat, gönlü huzur içerisinde olacak.
Erdoğan, çoklu makam bozukluğu hastalığının pençesindedir, o hastalığın bütün yükü millete çektirilmektedir. Millet kendisini seçti, cumhurbaşkanlığı makamına oturttu ama kendisi AK Parti Genel Başkanlığına geri döndü.
Sayın Bahçeli’nin değimiyle o anayasaya uymuyor, anayasayı ona uyduralım dediler ve bir partinin genel başkanıyla cumhurbaşkanlığını aynı koltuğa koydular. Hem başkomutanım diyor, hem ilçe başkanı. Başkomutanın ilçe başkanı atamakla ne işi olur?"