Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Elazığ’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan Gazi Meslek Teknik Anadolu Lisesi açılışına katıldı. CHP Lideri Özgür Özel, burada yaptığı konuşmada hükümetin eğitim politikalarını eleştirdi. Özel, “Milli Eğitim devletin işidir. Cemaatlerin, tarikatların işi değildir. Biz hiç birimiz inanca, insanların giyimine, kuşamına, dinini yaşamasına asla ve asla söz söyleyecek insanlar değiliz” dedi.
Özgür Özel’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Bugün burada bulunuşumuzun en önemli vesilesi hiç şüphesiz, uzun yıllar, dokuz dönem boyunca milletvekili çıkaramadığımız Elazığ’da, kendisinin aday olmasıyla milletvekili çıkardığımız, 5 yıllık milletvekilliğinin sonunda büyük bir teveccühle ve partimizin oylarını Türkiye çapında dikkat çeken bir şekilde yükselterek yeniden sizlerin göreve getirdiğiniz, 2020 yılında yaşanan büyük felakette o acıyı bütün Türkiye’nin tüm boyutlarıyla duymasına aracılık eden, milletvekili grubumuzu buraya seferber etmemizi, yerel yönetimlerin buraya üst düzeyde ilgi göstermesini sağlayan Elazığ milletvekilimiz Sayın Gürsel Erol’un şahsında tüm hemşerilerimizi selamlıyorum. Buraya Sayın Dilek Kaya İmamoğlu ile birlikte, Sayın İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanvekilimizle, Gölge Kabinemizdeki Milli Eğitim Bakanımızla, Genel Başkan Yardımcılarımız, bölgedeki milletvekillerimiz, Parti Meclisi üyelerimizle, il başkanlarımızla, kuvvetli bir heyetle geldik. Çünkü bu eserin görünür olması son derece önemli.
“Esas suçu, bir sonraki seçimi kazanmaya azmetmiş olmak”
Değerli Elazığlılar, bir kişinin, bir yapının, bir örgütün, bir partinin ne kadar demokrat olduğu seçim kazandığı gün belli olmaz. Seçimi kaybettiği gün belli olur. Bugün Türkiye’de 23 yıl boyunca seçimleri hep kazanmış, milli iradeyi dilinden düşürmemiş. 31 Mart tarihinde ilk kez ikinci olmuş, ilk kez seçim kaybetmiş, o günden sonra bindiği demokrasi treninden inmiş bir iktidar var. Öyle olunca kazandığında baş tacı ettiği millet iradesini görmeyen, onun seçtiklerini küçük gören, hakir gören, hatta Türk Ceza Kanununda yazılı bütün cezaların üstünde bir suç icat eden, Adalet ve Kalkınma Partisi’ni yenme suçu, Tayyip Erdoğan’ı yenme suçunu işleyenleri en ağır şekilde cezalandıran bir iktidar var. Bugün burada bu neredeyse 1 milyar liraya mal olacak, 720 milyar liralık bir yatırımı, kendinden bir okul istenmişken, 10 okul maliyetindeki bir teknik liseyi, bir mesleki eğitim nasıl olmalıdır bu çağda onu gösteren bu eseri, Elazığ’a kazandıran hem İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı, hem de Cumhurbaşkanı Adayımız Ekrem İmamoğlu maalesef bizi 12 metrekarelik bir zindandan izliyor. Onun suçu seçim kazanmak. Bir kez Beylikdüzü’nde, üç kez İstanbul’da, dört kez Tayyip Erdoğan’ı yenmek. Belki bu suçu affedilebilirdi. Ama esas suçu, bir sonraki seçimi kazanmaya azmetmiş olmak. Elazığ’a üç okul yapıldı. Bunun birini sevgili Mansur Yavaş yaptı. Milli Eğitim’e teslim edildi. Birini bugün açıyoruz, öğrencilerine bu öğretim yılında ev sahipliği etmeye başlayacak. Bir diğeri de yapım aşamasında. Onun da o gün yapılmasına karar veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer, o da maalesef İzmir’de cezaevinden bu töreni izliyor. Buraya emek veren ve şu anda içeride olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çok sayıda hem siyasetçisi, hem yöneticisi bizleri cezaevlerinden izliyorlar. Onları buradan saygıyla bir kez daha selamlıyorum.
“Hepsi davetli, ama burada hiçbiri yok”
Elbette bu tören bizzat da davetiyesi yollanması sorulduğunda elbette Cumhurbaşkanı bir okul açılışına davet edilmeyecek, nereye edilecek dediğimiz, bugün Amerika’da olan Sayın Erdoğan da davetli. Partisi davetli, bakanları davetli ama burada hiçbiri yoklar. Biz Elazığ Valisi’nin, Elazığ Milli Eğitim Müdürü’nün burada olmasını isterdik. Yıllarca Manisa’da, 2011’den beri milletvekiliyim, 2009’da belediye başkan adayıydım. Yıllardır Manisa’da seçimlerden birinci çıkamamış bir partinin, Ana Muhalefet Partisi milletvekili olarak sayısız açılışa gittim. Sayısız açılışta protokolde yerimi aldım. Bu açılış AK Parti’ye yarar diye bakmadım. Bu açılış millete yarar, Manisa’mıza yarar diye baktım. Türkiye’nin dört bir yanında açılışlara davet edildik. Gittik, protokoldeki yerimizi aldık. Ama valiyi alkışladık, ama bakanı alkışladık. Kim hizmet ettiyse teşekkür ettik, tebrik ettik. Siyaset böyle bir şeydir. Bugün bu kıymeti burada birileri bilmiyor olabilir ama havaalanından buraya gelirken benim gördüğüm Elazığ’ın bu yapılanları ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kendisine döndüğü sıcak yüzünü gördüğüdür, sahiplendiğidir, selamladığıdır. Yıllardır Elazığ’a gelip giderim, her geldiğimde bir öncekinden daha sıcak karşılandığımız, bugün milletvekilimizle birlikte otobüsümüzden selamladığımız Elazığ’da kendimi Manisa’da saydım. Buna katkı sağlayan il başkanıma, milletvekilime, örgütümüze ve sımsıcak Elazığlılara yürekten teşekkür ediyorum.
“Milli Eğitim devletin işidir”
Burada anmadan olmaz. Elazığ’da bir cemaat yurdunda Enes Kara hayatını kaybettiğinde, hayatına son verdiğinde hepimiz büyük üzüntüler çekmiştik. Oradaki sorun aynen kreşlerde olduğu gibi İstanbul Büyükşehir’i devraldığımızda hiç yurdu yokken, 16’ncısını önümüzdeki haftalarda Zübeyde Hanım Kız Yurdu olarak açacağız. Tam 16 tane İstanbul’a yurt kazandırdık. Niye yurt yapılmaz, niye kreş yapılmaz? Bunu buradan açıklıkla söyleyelim. Bunların hepsi siyasi tercihler. Bu siyasi tercihler kadını evde gören, istihdamın dışında gören, öğrenciyi birilerinin kucağına itmeye çalışan bir yaklaşım. Biz milli eğitimin, eğitimin, yurtların devlet eliyle yapılmasını şundan dolayı önemsiyoruz. Milli Eğitim devletin işidir. Cemaatlerin, tarikatların işi değildir. Biz hiç birimiz inanca, insanların giyimine, kuşamına, dinini yaşamasına asla ve asla söz söyleyecek insanlar değiliz. Demokrat en çok buna saygı duyar. Ama devletin işini birilerine verince 15 Temmuz’da olduğu gibi sadakati devlet ve millete değil, başkalarına olanların neler yapabileceğini gördük.”