İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı İmamoğlu ve İBB yöneticilerinin tutuklanması ile başlayan ‘Millet İradesine Sahip Çıkıyor’ mitinginin bu haftaki durağı Kadıköy oldu.
Mitinge, mahkeme kararıyla görevden alınan ve binası polis barikatlarıyla çevrilen İstanbul İl Başkanlığı yönetimi, eski Genel Başkan Hikmet Çetin, milletvekilleri ve CHP’li İstanbul ilçe belediye başkanları da katıldı.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in mitingde yaptığı konuşmanın satır başları şu şekilde:
"Hepinize minnet doluyum. Kadıköy tarihinin en kalabalık mitinglerinden birinde, son yılların en kalabalık mitinginde, bize iletilen rakamlara göre 125 bin eylemci var burada. Burayı hiç şüphe yok ki sadece Cumhuriyet Halk Partililer doldurmadı. Bu meydanı dolduranlar, hedefte olanın bugün Cumhuriyet Halk Partisi değil, demokrasi olduğunu, özgürlükler olduğunun, sandık olduğunun farkında. Bu meydan farklı görüşlerden de olsa bütün demokratların, sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, sosyal demokratların, liberal demokratların demokrasiyi güvence altına almak için, darbeyi püskürtmek için omuz omuza verdiği meydandır.
"Geçtiğimiz hafta İstanbul il Başkanlığımıza, binaya dava açtılar, başkana dava açtılar. En son defalarca reddedilen bir talebi, ayarlanmış bir mahkeme, sicili AK Partili bir hakim ve o başkötünün koordinasyonunda İstanbul İl Başkanlığımıza kayyum atamaya kalktılar. Burası Kadıköy, biz birbirimizi biliriz. Hepinizi çok seviyoruz. Biz dayanışmayı büyütüyoruz. Omuz omuza hep birlikte büyüyoruz, biz kazanacağız."
"Emekliler yoksulluk değil, açlık sınırının dahi altında yaşıyorlar"
"Bu memleketin dört bir yanında soruyorum. Erdoğan sizi seviyor mu? Neden sevmiyor? Çünkü fakirsiniz. Fakir sevmeyen, zengini seven, daha çok zenginler için çalışan onları daha da zengin yapan ama halkı yoksullaştıran bir yönetim anlayışı var. Bugün Türkiye'de resmi rakamla 88 bin liranın altında geliri olanlara 'yoksul' diyor 88 bin lira yoksulluk sınırı. Memuru da, işçiyi de, hele hele asgari ücretliyi, hele hele emekliyi perişan eden bu iktidar orta sınıfı yok etti. Artık emekliler yoksulluk değil, açlık sınırının dahi altında yaşıyorlar. Maaşlar verildiği gün açlık sınırının altında kalıyor. Bunun için bu meydanlara gelenler elbette İl Başkanlığımıza yapılanlara, Ekrem Başkan'a yapılanlara, buna gösterdiğimiz tepkiye omuz verenler aslında bütün itirazları birden bu meydanlara taşıyor. Buradaki sendikaların, meslek örgütlerinin, siyasi partilerin katılımlarını değerli görüyoruz. Bütün dertliler, bütün ezilenler, bütün haksızlığa uğrayanlar, bütün itiraz edenler birlikte meydanlarda oldukça başaracağız, başaracağız, başaracağız."
"Avrupa'da yıllık enflasyonun ortalaması yüzde 2, bizde 33"
"Zira itiraz AK Parti'nin kara düzeninedir. 38 OECD ülkesi arasında enflasyonda birinciyiz. Avrupa'da yıllık enflasyonun ortalaması yüzde 2, bizde 33. Diyorlar ya 'bütün Avrupa da enflasyon yüksek'. Krizden, pandemiden çıkarken 2 olan 4 oldu. 3 olan 6 oldu. tedbir aldılar döndürdüler. Tek haneli enflasyonu alıp TÜİK'e göre bile yüzde 86'ya çıkartan gerçekte 2 yıl boyunca yüzde 100 enflasyonla fakiri ezen, yok sayan yoksullaştıran ama kur korumalı mevduatla zenginin parasını fakirin sırtından çoğaltan bir iktidar ile karşı karşıyayız. Şimdi 27 Avrupa ülkesinde toplam 13 milyon işsiz var. Türkiye'de tek başına 13 buçuk milyon işsiz var."
"Dünyanın hiçbir yerinde böyle sapma olmaz"
"Her Eylül'de oturuluyor, Orta Vadeli Program yenileniyor. Revize ediliyor. Bakın geçen sene bugün enflasyon yüzde 17,5 olacak diye ilan etmişler. Bugün yüzde 28,5 olacak diye revize ediyorlar. Geçen sene bugün 2026 enflasyonuna yüzde 9.7 demişler. Tayyip Bey çıkmış, '2026'da tek haneli enflasyona düşeceğiz' demiş. Bugün 2026'da enflasyon yüzde 16 olacak diyorlar. Dünyanın hiçbir yerinde böyle sapma olmaz. Ama geçen yıldan bu yıla baktığınız zaman ne oldu bunları değiştiren? Nasıl oldu da geçen sene yüzde 28,5 değil, yüzde 17,5 diyordun. Ne oldu? Ben size söyleyeyim. Darbe oldu. 19 Mart darbesi oldu. Ve bütün dünya Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin verdiği hiçbir evrağın değerinin olmadığını gördü. Ekrem Başkan'ın diplomasını iptal eden, mazbatasını iptal eden Türkiye'ye en büyük kötülüğü yaptı. Türkiye'nin adını bilmeyen İstanbul'un adını biliyor. Diyor ki '16 milyonluk şehrin seçimini kabul etmeyip iptal edildiği o yerde sonra 1 milyon farklı gelen kişinin bu sefer korkudan diplomasının iptal edildiği yerde, hisse senedine nasıl güveneyim? O ülkede mülk alsam tapusuna nasıl güveneyim? Ben Türkiye'ye nasıl güveneyim' diyor."
"Emekliyi ezeni, milleti ezeni, gençleri bezdireni affetmeyeceğiz"
"Bu büyük kötülüğü Türkiye'ye yapanlar kendi iktidarlarını sürdürmek için hepimizi, hepinizi yoksullaştırdılar ama bunun hesabını onlardan fitil fitil soracağız. Burunlarından fitil fitil getireceğiz. Benim kinim yok. Biz kinin partisi değiliz. Kindar nesil yetiştirmek isteyenler orada. Ama çok net söylüyoruz: Emeklileri pazarlardan sebzelerin meyvelerin ezilmişini toplamaya yollayanlara, asgari ücretliyi kasabın önünden geçemez hale getirenlere esnafı kredi kartlarını takla attıra attıra perişan edip iflas ettirenlere, köylüyü milletin efendisi iken artık perişan eden, hacizlere düşürenlere, köylere sarı taksilerle hacize gidenlere benim kinim var artık kardeşim. Özgür Çelik'e yapılanı affederiz. Özgür Özel'e yapılanı affederiz. Emin olun Ekrem Başkan kendine yapılanı affeder. Ama emekliyi ezeni, milleti ezeni, gençleri bezdireni affetmeyeceğiz."
"Getir sandığı, kaçma, millet versin kararını"
"Meydandan "Tayyip istifa" seslerinin yükselmesi üzerine, Özel, "Bu meydan çok eylem gören, çok mitingler yapılan, çok güçlü bir meydan. Bu meydandan yükselen istifa sesleri sarayı titretiyor. Dizlerini titretiyor onların. Buradan Tayyip Erdoğan'a açıkça ve büyük bir netlikle, kararlılıkla sesleniyorum: Sokağa çıkamaz haldesiniz. Pazara gidemez haldesiniz. Esnafın hatırını soramayan, kimseye 'halin nedir?' diyemeyen bir haldesiniz. Meydanlar istifa diye inliyor. Eğer kendinize güveniyorsanız, cesaretiniz var ise ve yaptığınızın doğru olduğunu, milletin size hak verdiğini iddia ediyorsanız, Halep orada ise arşın burada. Getir sandığı, kaçma, millet versin kararını."
"Susma, sustukça sıra sana gelecek"
"Biraz önce ifade etmeye çalıştığım gibi Türkiye'de çok partili siyaset tehdit altında. Burada hedef bugün CHP yarın bir başka parti ve ne zamanki sıra AK Parti'ye gelecek, iş işten geçmiş olacak. Bazı sanatçılar konuşuyor. Her şeyi göze alıyorlar ama susanlar da var. Bazı sendikalar direniyor ancak teslim olanlar da var. Bazı akademisyenler konuşuyor ama cesaret gösteremeyenler var. Sıra kendisine gelmeden önce meselenin farkına varmayanlara buradan sesleniyoruz: Susma, sustukça sıra sana gelecek. Kimsenin bu kara düzende tek başına kurtulacağına inancı olmasın. Söylüyorum, hep söyledim. İnanarak tekrar ediyorum: Emekliler kurtulmadan emekçiler kurtulmaz. Esnaf kurtulmadan, çiftçi kurtulmaz. Polisler kurtulmadan, gençler kurtulmadan, infaz koruma memurları kurtulmaz. Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz."
"Bizim onları yargılayacağımız iddianameyi bekliyoruz"
Onları bizi değil, bizim onları yargılayacağımız iddianameyi bekliyoruz. Yazın cesaretiniz varsa! CHP İstanbul İl Başkanlığı'na yapılan saldırı nedir? Yargı içinde Ak Toroslar çetesi var, İBB borsası kurmuşlar. İstabul'da evimize saldırdılar. Özgür Çelik ve yönetimi gibi bir başkan olmasın, sokak sokak direnmeyelim istiyorlar. CHP majestelerinin muhalefet partisi değildir, olmayacak. CHP, AK Parti'nin kara düzenini meşrulaştırmayacak. AK Toroslar çetesinin manipülasyonuyla CHP'de ikilik çıkarmak istiyorlar. Sanki CHP'liymiş gibi, bizim partiden daha önce uzaklaştırdığımız 30 kişilik listeyi emniyete vermişler. İçinde önceki Genel Başkanımıza, Özgür Çelik'e küfredenler, milleti dolanlandıranlar da var.
"Kumpasçıları da gömeceğiz, işbirlikçilerini de"
Saray'ın bu kumpasını çözdük, kumpasçıları da gömeceğiz, işbirlikçilerini de gömeceğiz. Gençleri aldılar tutukladılar. Efendim neymiş 2911'e muhalefetten aldılar. Cezanın yatarı yok. Ama sırf anne babalarına 'Çocuğuna mukayyet ol' demek için. Sırf arkadaşlarını yıldırmak için. Bir gün de yalnız bırakmadık.
"Darbe sürecinde mağdur edilen gençlere sahip çıkacağız"
"Şimdi hep beraber gençler için bir şey yapalım. Gençlerin bursunu kesiyorlar. Yurtlardan atıyorlar. 19 Mart'ın tüm mağdurları için benim ön sözünü yazdığım, Ekrem Başkanın son sözünü yazdığı ama meydanlarda sizin yazdığınız bir kitap var. Adı 'Millete Emanet'! Yazıyı toparlayan Yavuz Oğhan. Bu kitapla ilgili hiçbir kimsenin bir kuruş cebine para girmeden tamamını bu darbe sürecinde mağdur edilen gençlere aktarmak üzere kitaba sahip çıkacağız. Bu kitap üzerinden sözüme değer veren herkesi gençlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz."