CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin İmralı ziyaretine katılmama kararının ardından sürece ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Cumhuriyet gazetesine konuşan Özel, AK Parti’den etkin bir ismin kendilerine “adaya gelin” yönünde teklif ilettiğini belirterek, bu teklifin kamuoyu denetiminin dışında, gizli bir ziyaret planına dayandığını dile getirdi. Özel, kendilerine “Video olmayacak, fotoğraf olmayacak, ne gün gidildiği ve dönüldüğü bilinmeyecek, koster yerine helikopter kullanılacak” denildiğini aktararak, “Bu durumda ziyaret nasıl bir anlam taşıyacak?” diye sordu.

Özel'in açıklamalarından öne çıkan ara başlıklar şöyle;

“Önceki genel başkanların eleştiri hakkı var”

"Benim şöyle bir tutumum var: Önceki genel başkanların eleştiri hakkı var ama bizim mevcut genel başkan olarak onları eleştirme hakkımız yok. Vefa göstermeliyiz. Meseleye hep öyle yaklaştık. İki yıldır bunun dışında bir tavrımız olmadı. Bugün de bunu terk etme niyetinde değiliz.

Tabii son açıklama parti tabanında ve CHP’ye umut bağlayanlarda ciddi bir tepkiye yol açtı. Bu tepkilerin önünü almakta güçlük çekiyoruz. CHP; çözüm süreci noktasında komisyon fikrinin sahibi, 29 maddelik bir demokratikleşme paketini masaya koydu. Kendisine yapılan bütün saldırılara rağmen masadan kalkma yönündeki talepleri göğüsledi. İmralı’ya gitme noktasında da tavrını belirlemişken, bu tavrın eleştirilmesi ve partinin tarihini, vicdanını ve siyasi pozisyonunu ortak akılla belirlemişken buna çok kestirmeden bir tepki gösterilmesi partiyi çok üzdü.

"CHP tabanının yüzde 95’i iddianameyi siyasi görüyor"

Diğer taraftan; biz 19 Mart’ın gelişini çok önceden bir darbe mekaniği işliyor diye görmüştük. Eskiden siyasi görev yapmış birisi, özel görevle İstanbul’a gitti. Gittiği günden beri bir hazırlık yapıyordu. Hakimler, savcılar kararlarıyla konuşur. İktidar yanlısı gazeteye mülakat verecek kadar siyasallaşmış bir yargının yazdığı ve hiçbir somut delile dayandıramadığı bir iddianamenin kıymetlendirilmesi zaten kabul edilemez.

15.5 milyon kişinin cumhurbaşkanı adayı gösterdiği Ekrem İmamoğlu’na yapacak; onu yalnızlaştıracak, kendi deyimiyle ‘üzerine beton dökecek’ bir işin içinde CHP olmaz. Halkın yüzde 65’i iddianamenin siyasi olduğunu düşünüyor. CHP tabanının yüzde 95’i bunu siyasi görüyor. Bu şartlar altında iktidar ve onun yargı kolları başkanı olarak nitelendirdiğim kişi çaresiz.

"Kemal Bey’i de arayıp kurultaya davet edeceğim"

Bu iki açıdan mevcut genel başkan olarak zorlandığımı ifade etmeliyim. Ama sakinliğimizi, sağduyumuzu korumak zorundayız. Sonuçta Kemal Bey’i de arayıp kurultaya davet edeceğim. Ben Kemal Bey’in bu açıklamasının parti tarihinde bir istisna olarak kalmasını ümit ediyorum. Bunun için üzerime düşen bir şey varsa yapacağım. Kendisini kurultaya da davet edeceğim.

Mevcut genel başkan imza toplamaz. Talebi halinde adaydır. Neden? Çünkü mevcut başkan 1200 imza topluyordu, diğer adaylara imza kalmıyordu. Bu da tartışma yaratıyordu. İlk kez bu kurultayda imza toplamıyoruz. Mevcut başkan talebi halinde aday olur, diğer adaylara toplayabilecekleri 1300 imzalık bir alan kalır. Şu an delege üstünde hiçbir baskı yok.

"Kürt sorunu için 29 maddelik öneri paketimiz var"

Kürt Sorunu için içinde bulunduğumuz komisyona hazırlık süreci bizi bu konuda biraz daha somut çalışmaya itti. 29 maddelik bir öneri paketimiz var. Bunun içinde nefret söylemiyle mücadele konusunda bir kanun önerimiz var.

Bütün kadınların şiddete karşı kırılgan olduğu ama Kürt kadınlarının daha kırılgan olduğu meselede hem kadına şiddet konusunda önerilerimiz var hem de kadın cinayetlerinin istatistikleri üzerinden konuştuğumuz şeyler var.

CHP’li Kanko: Türkiye’den sermaye kaçışı rekor kırıyor
CHP’li Kanko: Türkiye’den sermaye kaçışı rekor kırıyor
İçeriği Görüntüle

Anadilin öğrenilmesi konusunda ilk kez programımızda bir şeyler yazıyor. Bunun yanında terör tanımı; öğrenciyi, gazeteciyi terörist yapan tanımla ilgili önerimiz var. Cumhurbaşkanına, kamu görevlisine hakaret suçunun fikir özgürlüğü konusunda çerçevelenmesine yönelik bir hazırlık var. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmaması gibi aykırılıkların giderilmesine yönelik hazırlıklarımız, bu konuda bazı müeyyide önerilerimiz var. Yine gazetecilerin derdi olan 'Yanlış bilgiyi alenen yayma' suçuyla ilgili düzenleme önerimiz var. Hem komisyonu bu konuda domine edeceğiz, yönlendireceğiz, talepte bulunacağız hem de yaptırabildiğimizi burada yaptıracağız. Yaptıramadığımızı kendimiz yapacağız.

"Biz komisyona girdik, katkı irademizi ortaya koyduk”

(Komisyonun İmralı ziyaretinde) Samimiyetsiz bir tutum sergilendi. AKP zaten ilk günden beri derenin boyunu MHP’ye ölçtürerek tamamen bu işi bir siyasi rant ve risk alanı olarak yönetiyor. Bize bazı eleştiriler yapıyor ama hiç olmazsa CHP’nin tutumu net ve samimidir. Biz komisyona girdik, katkı irademizi ortaya koyduk. Koymaya devam ediyoruz. İmralı ziyareti noktasında bize oy verenlerin, tabanımızın, halkın beklentileri doğrultusunda kararımızı tarih önünde kayda geçirdik. Savunduk. DEM tabanının DEM’den beklentisi ile CHP’ye oy verenlerin CHP’den beklentisi arasında bir fark olmasının herkes tarafından anlayışla karşılaması lazım.

"AKP’de etkili bir isim bize 'Siz adaya gelin, fotoğraf-video olmayacak' dedi"

AKP tavşana kaç, tazıya tut yapa yapa; 'Bunu ranta çevirir miyim, riskini MHP’ye taşıtabilir miyim?' hesapları içinde bir süreç yapıyor. Şimdi adaya gidildi, fotoğraf vermeye utanıyoruz. Video olmasın, tutanak olmasın. Biz daha kararımızı vermeden önce AKP’de etkili bir isim bize 'Siz de gelin adaya. Zaten video olmayacak, fotoğraf olmayacak. Ne gün gidildi, dönüldü belli olmayacak. Koster olmayacak, helikopter olacak. Çünkü gazeteciler bekler orada. Helikopterin kalktığı, indiği belli olmayacak. Gidildikten sonra bir gün sorulacak, ‘O iş yapıldı’ denecek. Hatta istiyorsanız kimin gittiği bile gizli kalabilir, ‘CHP’den biri gitti’ deriz. İlla gelin' dedi. Ben de 'Gitmek mi bu o zaman?' dedim. O da 'Bu iş böyle olacak' dedi. Bu ziyaretten bizi alıkoyan neyse, AKP de bunu görüyor. Bunun kendince bir maliyet yaratacağını düşünüyor. Üstlenmemek için böyle yapıyor. Komisyonun kamuya açık kısmında da hiç konuşmadılar. 'Oylama gizli olsun' dendi. 'Oylama yapılmasın' bile dendi.

"İmralı’daki tutanakların komisyonla aynen paylaşılması lazım"

İmralı’daki tutanakların komisyonla aynen paylaşılması lazım. Komisyon üzerinden partiler ne olduğunu öğrenir. Ona göre açıklanıp açıklanmama konusunda tavırlarını belirlerler. İmralı’da gizli kalınması gerekecek ne var, ben bilmek isterim. Eğer gizli kalması gerekecek bir şey yoksa biz de açıklanması yönünde destek veririz.

"Yeni parti programı nihai metin değil"

Yeni parti programında 'Altı Ok’un altısını da aynı özenle tarif ettik. Ama bu konuda eleştiriler bize ulaştı. Örsan Öymen köşesinde yazdı. Bunu düzeltme ekibine yolladık. Biz Örsan Öymen’den görüş almıştık ama eleştirileri okudum. Bu nihai metin değil. Kurultaya sunulacak metne biraz daha Örsan Bey’in önerileri doğrultusunda bakacağız. Yine metnin herhangi bir yerine eleştirisi olanlar için değişiklik önergesi verme imkanı da var."

Kaynak: Haber Merkezi