İstanbul Esenyurt’ta 11 Ekim gecesi evine giderken saldırıya uğrayan gazeteci Hakan Tosun, 13 Ekim’de Çam ve Sakura Hastanesi’nde beyin kanaması sonucu yaşamını yitirdi. Saldırıyı gerçekleştirdiği belirlenen A.M. (18) ve A.Ş. (24) isimli şüpheliler gözaltına alındı. Ancak aile, soruşturmanın yeterince derin yürütülmediğini ve dosyada ihmallerin bulunduğunu savunuyor.
Tosun’un ablası Özlem Tosun, kardeşinin 1993’ten beri kamerasını elinden bırakmadığını, gazeteciliğe çevre haberleriyle başladığını ve tüm haberlere yüreğiyle yaklaşarak özveriyle çalıştığını söyledi. “Hakan, sesini duyurmak isteyen herkesin haberini yaptı. Bu işi büyük bir keyifle, gerçekten severek yapıyordu” diyen Özlem Tosun, kardeşinin hayatına adadığı gazetecilik mesleğini özetledi.
Soruşturmada yaşanan aksaklıklara da dikkat çeken Özlem Tosun, “Hastanede geçen süreç, kimlik tespiti ve müdahalelerde yaşanan gecikmeler, olay yeri incelemesinin yapılmaması, polislerle aile arasında iletişim sorunları, ifadelerin telefonla alınması ve üçüncü kişiyle ilgili hiçbir işlem yapılmaması gibi birçok ihmal yaşandı” ifadelerini kullandı. Tosun, ayrıca Hakan’ın organ bağışının yapılmasının ardından hastaneden çıkış sürecinde de sorunlar yaşandığını aktardı.

“Adaletin yerini bulmasını, suçluların gereken cezayı almasını ve Hakan’ın neden öldürüldüğünü öğrenmek istiyoruz” diyen Özlem Tosun, aile olarak hukuki süreci takip ettiklerini ve kamuoyunun da duyarlı olmasını beklediklerini vurguladı.
Hakan Tosun’un ölümünün ardından ailesi ve meslektaşları, gazeteciliğin tehlikelerinin ve toplumsal haberlerin öneminin altını çekerken, soruşturmanın titizlikle yürütülmesini talep ediyor.
Hakan Tosun kimdir?
Tosun, 1975’te İstanbul’da doğdu. Tosun, 1993’te özel radyoların yayına başlamasıyla teknik danışman olarak meslek hayatına giriş yaptı. 1998’den itibaren İzmir’e yerleşti ve burada çeşitli özel televizyon kanallarında haber-montaj operatörü olarak çalıştı. 2009’dan itibaren belgesel yapımcılığına yoğunlaşan Tosun, doğa, kent mücadelesi ve toplumsal olaylar üzerine bağımsız yapımları yaptı. “Çatılara Doğru”, “Tekel İşçileri”, “Büyük Anadolu Yürüyüşü”, “Dönüşüm (Gentrification)” ve “Validebağ Direnişi” gibi belgesellere imza attı. Bağımsız gazeteci kimliğini sürdüren Tosun, aynı zamanda “Doğa ve Kent Aktivizm Documentary” adlı yapım şirketinde yönetmen olarak görev yapıyordu.




