Millî Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı. 3 saat 45 dakika süren toplantının ardından yayımlanan bildiride, Türkiye’nin güvenlik gündemine dair başlıklar yer aldı. Hem yurt içindeki terörle mücadele politikaları hem de Gazze’deki insani durum ön plana çıktı.
MGK bildirisinde, Türkiye’nin “terörsüz Türkiye” hedefi doğrultusunda kararlı mücadelesinin süreceği vurgulandı. Açıklamada, “müteakiben ‘terörsüz bölge’ hedefiyle pekiştirilecek süreç dâhilinde, komşu coğrafyamızda da terörün hiçbir tezahürüne yer verilmeyeceği ve terör zemini üzerinden yayılmacılığa kati surette müsaade edilmeyeceği” ifadeleri kullanıldı.
Kurul, özellikle sınır ötesinde devam eden operasyonlar bağlamında yürütülen mücadelede Türkiye'nin tavizsiz duruşuna dikkat çekti.
Gazze’de süregelen insani krize de yer verilen bildiride, İsrail’in politikalarının “gayrimeşru” olduğu belirtildi. Açıklamada, “Gazze’de insani felakete ve açlıktan ölümlere yol açan politikaların durdurulması ve bu süreçte sorumluluğu bulunanların hesap vermesinin, tüm insanlığın ortak sorumluluğu olduğu” vurgulandı.
Ayrıca uluslararası kamuoyuna, Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşan iradenin somut adımlarla desteklenmesi çağrısı yapıldı. Türkiye’nin adil ve kalıcı bir barışın sağlanmasına yönelik her olumlu adıma destek vermeye devam edeceği ifade edildi.
8 maddelik MGK bildirisi şöyle:
"Toplantıda;
1. PKK/KCK-PYD/YPG, FETÖ ve DEAŞ terör örgütleri başta olmak üzere millî birlik ve beraberliğimiz ile bekamıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı yurt içinde ve yurt dışında azim, kararlılık ve başarıyla yürütülen faaliyetler ile son dönemde meydana gelen uluslararası gelişmeler hakkında Kurula bilgi sunulmuştur.
2. “Terörsüz Türkiye” istikametinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altındaki faaliyetlerin de katkısıyla gelinen aşama değerlendirilmiş; milletimizin istikbalinin önündeki terör duvarının tamamen yıkılarak huzur, refah ve güven ikliminin daim kılınmasına yönelik güçlü irade teyit edilmiştir.
Müteakiben “terörsüz bölge” hedefiyle pekiştirilecek süreç dâhilinde, komşu coğrafyamızda da terörün hiçbir tezahürüne yer verilmeyeceği ve terör zemini üzerinden yayılmacılığa kati surette müsaade edilmeyeceği vurgulanmıştır.
3. Suriye’nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliği ile Irak’ın güvenliği, istikrarı ve refahına tehdit teşkil eden aktörler ve meseleler değerlendirilmiş; komşularımızı bölgesel çatışmaların içine çekme gayretlerine karşı verilen mücadeleye olan desteğimizin artarak sürdürüleceğinin altı çizilmiştir.
4. İsrail Yönetimi’nin Gazze’de insani felakete ve açlıktan ölümlere yol açan gayrimeşru politikalarına dikkat çekilmiş; soykırımın durdurulmasının ve sorumluların hesap vermesinin tüm insanlığın müşterek mesuliyeti hâline geldiği belirtilerek, uluslararası kamuoyuna acilen harekete geçme ve Birleşmiş Milletler bünyesinde sergilenen iradeyi somutlaştırma çağrısında bulunulmuş; Türkiye’nin adil ve kalıcı bir barışın tesisine yönelik atılan her türlü müspet adıma katkı sunmaya devam edeceği ifade edilmiştir.
5. Millî davamız olan Kıbrıs meselesinde, Kıbrıs Türklerinin egemen eşitlik ve eşit uluslararası statülerinin tanınmasına dayanan iki devletli çözüm modeline yönelik desteğimiz vurgulanarak, ülkemizin Ada’daki barış ortamını menfi etkileyebilecek her türlü adıma karşı kararlı duruşunu muhafaza edeceği kaydedilmiştir.
6. Rusya-Ukrayna Savaşı’na ilişkin mevcut durum değerlendirilmiş; savaşın yayılması riskine işaret eden hadiselerden duyulan endişe dile getirilerek, Türkiye’nin barışın tesisi için daha fazla sorumluluk üstlenmeye hazır olduğu ifade edilmiştir.
7. Ermenistan ile yürütülen normalleşme süreci görüşülmüş; Azerbaycan ile Nahçıvan arasında engelsiz ulaşımı mümkün kılarak, bölgedeki tüm ülkelerin menfaatine neticeler ortaya çıkaracak ulaştırma hattının önemi ve nihai barışın tesisi yönündeki irademiz vurgulanmıştır.
8. Bosna-Hersek’teki son gelişmeler ele alınmış; ülkenin egemenliğine, toprak bütünlüğüne ve anayasal düzenine olan desteğimiz teyit edilmiştir."