Memur-Sen, Kamu Görevlileri Hakem Kurulu'nun memur ve memur emeklilerinin 2026-2027 yıllarındaki mali ve sosyal haklarını belirlemek üzere bugün gerçekleştireceği dördüncü toplantı öncesi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir araya geldi.
Toplantı öncesi açıklama yapan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, "Hakem Kurulu, 3 gündür 2 saat toplantılarda oyluyor. Her şey oldu bittiye getirilmeye çalışılıyor. Sayın Şimşek Madem yetki sizde, adil bir karar verin" dedi.
"Memur enflasyonun sebebi değil, mağdurudur"
Ali Yalçın'ın açıklaması şöyle:
Biz, “hak vermeyin, hakkımızı verin” deyince de topu Maliye Bakanlığı’na atıyorlar, bizi anlayışla karşılayın diyorlar… Aileleriyle birlikte 25 milyonu insanımızı bulan memur ve memur emeklisinin tahammülü kalmadı. Bizden neyin anlayışını bekliyorsunuz!
Biz masada, salonda anlattık, Herkesle görüştük, herkese anlattık, Artık siz de memuru anlayın!
Hakem de 3 gündür ikişer saatlik görüşmelerle oyalama taktiğine başvuruluyor, toplu sözleşmede olduğu gibi her şey son güne bırakılıp oldubittiye getirilmeye çalışılıyor.
Emeklilerimizle birlikte Memur ve memur emeklisinin gözü Hakem’de, Hakem’in gözü ise Maliye Bakanı’nda.
O yüzden biz de bugün Maliye Bakanlığı’nın önünde eylemimizi yapıyor, Maliye Bakanına sesleniyoruz:
Diyoruz ki, madem ki yetki sizde, madem ki Hakem Kurulu vesayetiniz altında, o zaman yetkinin sahibi olarak ya adil bir karar verin ya da sorumluluğu hakem kuruluna yükleme kolaycılığını bırakıp 85 milyonun karşısına çıkarak “Hakemin Kararının sorumluluğu bizdedir” deyin!
Gelin, gözünüzü kulağınızı, aklınızı, vicdanınızı memurun ve emeklinin haklı isyanına kapamaktan, sırtınızı dönmekten vaz geçin.
Biz kamu görevlileri olarak, Memur-Sen olarak, Maliye Bakanı’na artık yeter, bıçak kemiğe dayandı, Memur ve Emekli iyice bunaldı, diyoruz. Adil ücretle aramızda bariyer olma, diyoruz.
Maliye Bakanı’na sesleniyoruz, Memur enflasyonun sebebi değil, mağdurudur, bunun da müsebbibi sensin.
Bütçe denkleştirmesi, mali disiplin, enflasyonla mücadele dediğiniz her şeyin faturasını sadece memurlar ödüyor. Herkese cömert davranırken sadece memurlar ve emekliler bütçeye yük görülüyor; Alın terinin, emeğin hakkını vermezseniz, ücrette adaleti sağlamazsanız toplumda huzur kalır mı?
Aynı işi yapanların farklı ücretler alması durumunda çalışma barışı sağlanır mı?
Sermayeye vergi indirimleri, vergi afları yapılırken, teşvikler dağıtılırken, faize-rantiyeciye para bulunurken, memura, emekliye gelince “kasa boş” sözlerinin inandırıcılığı olur mu?
Kiminle görüşsem Mehmet Şimşek’le bir görüş diyor, ben de buradan Mehmet Şimşek’e söylüyorum;
Memurun maaşını kısarak, haklı taleplerini bastırarak mı enflasyonu dizginleyeceksin?
Yüksek enflasyonun faturasını memura keserek mi piyasaları düzelteceksin?
Ekonomik istikrarı memuru istikrarsızlaştırarak mı sağlayacaksın?
Bütçeyi memuru küçülterek mi büyüteceksin?
Biz bu adaletsizliği asla kabul etmiyoruz. Bizim itirazımız enflasyonla mücadeleye değil, enflasyon canavarına memurun ve emeklinin ezdirilmesinedir.