Meclis bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nda yer alan AK Parti, CHP, DEM Parti, MHP, TİP, EMEP ve Yeni Yol Grubu, hazırladıkları raporları tamamlayarak Meclis Başkanlığı’na sundu. Partilerin katkılarının ardından komisyon, sürece özgü yasal düzenleme önerilerini içerecek “politika belgesi” niteliğindeki nihai raporun yazım aşamasına geçti.
AK Parti ve MHP, yasal düzenleme sürecine geçilmesi için PKK’nin silah bıraktığının devletin yetkili mercilerince kesin biçimde ilan edilmesi şartını vurguluyor. Bu koşulun sağlanması halinde, yasal düzenlemelere ocak ayının ikinci yarısında başlanabileceği ifade ediliyor. Görev süresi ay sonunda dolacak komisyonun süresinin ihtiyaten iki ay daha uzatılması da gündemde.
AK Parti raporunda “umut hakkı” yer almadı
AK Parti, 19 Aralık’ta Meclis Başkanlığı’na sunduğu 60 sayfa ve 15 bölümden oluşan raporunda “umut hakkı”na yer vermedi. Raporda, silah bırakan örgüt üyelerinin topluma entegrasyonu için ceza hukuku çerçevesinde yapılabilecek düzenlemelere ilişkin öneriler sıralandı ve örgüt üyelerine yönelik özel bir yasa çıkarılması teklif edildi.
Raporda yeni süreç “Türkiye modeli” olarak tanımlanırken, Kürt sorununun çözümüne yönelik olarak AK Parti iktidarları döneminde atılan adımlar ve yapılan yasal düzenlemelere ayrıntılı biçimde yer verildi. Yasal düzenlemeye geçilmesi, PKK’nin silah bıraktığının kesin biçimde ilan edilmesi, Suriye’deki yapının 10 Mart Mutabakatı’na uyması ve bu ülkede yeni bir yapının oluşmaması olmak üzere üç “ilkesel eşik” koşuluna bağlandı.
AK Parti, aşamalı bir formül önererek, ilk aşamada “suça karışmayanlar” için düzenleme yapılabileceğini, örgüt üyeliği ve yardım-yataklık suçlarından hüküm giyenler hakkında ise örgütün feshi nedeniyle davaların düşebileceğini ancak beş yıllık adli kontrol şartı uygulanmasını savundu. Suça karışanlar bakımından Türk Ceza Kanunu hükümlerinin uygulanması ve kamu vicdanını zedelemeyecek ceza indirimi yapılabileceği belirtildi.
CHP raporunda komisyonun yapısına eleştiri getirildi
CHP’nin 18 Aralık’ta sunduğu raporda, komisyonun kanunla kurulması gerektiği vurgulandı. Raporda, komisyonun bu haliyle ifade özgürlüğüne ilişkin güvenceleri sağlayamadığı, serbest ve şeffaf bir müzakere ortamının oluşmadığı ifade edildi.
Barış Anneleri temsilcilerinin Kürtçe konuşmalarına izin verilmemesi ve seçilmiş belediye başkanlarına yönelik yargı süreçlerinin komisyona olan güveni zedelediği belirtilen raporda, komisyona egemen yaklaşımın Kürt sorununu yalnızca “terör meselesi” ve silah bırakma ekseninde ele aldığı eleştirisine yer verildi. CHP, çözümün bütüncül bir barış inşası perspektifiyle ele alınması gerektiğini savundu.
DEM Parti raporunda eşit yurttaşlık ve demokratik entegrasyon vurgulandı
DEM Parti’nin 99 sayfa ve altı bölümden oluşan raporunda, Kürt meselesine tarihsel ve siyasal bir çerçeveden bakıldı. Raporda, demokratik çözüm perspektifi, Abdullah Öcalan’ın rolü, barış yasası, demokratik entegrasyon ve yasal düzenlemelere ilişkin başlıklar yer aldı.
Sonuç bölümünde, modern Türkiye’nin siyasal ve idari yapısının inkârcı, asimilasyoncu ve merkeziyetçi bir anlayış üzerine inşa edildiği belirtilerek, farklı kimliklerin ve anadillerinin reddinin temel politika haline geldiği vurgulandı.
MHP raporunda müstakil yasa ve infazda eşitlik önerildi
MHP, sürece özgü müstakil bir yasa çıkarılması gerektiğini savunduğu raporunda, yasal düzenlemelerin yanı sıra idari iyi niyet adımlarının da süreci hızlandırabileceğini belirtti. Örgütün varlığının sona erdiğinin resmi makamlarca teyidinin ardından hasta ve yaşlı hükümlüler için infaz ertelemesi önerildi.
Raporda, AİHM ve AYM kararlarına uyulması, kayyım uygulamasına son verilmesi ve siyasi tutukluların tahliyesi gibi adımların atılabileceği ifade edildi. Üç aşamalı bir süreç öngören MHP, silah bırakma, adli süreç ve rehabilitasyon aşamalarını sıraladı. “Umut hakkı”nın tahliye anlamına gelmediği, yalnızca infaz rejiminin yeniden değerlendirilmesiyle sınırlı olduğu vurgulandı.
TİP raporunda barışı esas alan siyasal iklim çağrısı yapıldı
TİP, raporunda 10 maddelik öneri sundu. AİHM ve AYM kararlarının uygulanması, KHK’lerle ihraç edilenlerin görevlerine iadesi ve Hakikat ve Hafıza Komisyonları kurulması öneriler arasında yer aldı.
Raporda, kalıcı ve adil bir barışın ancak demokratikleşme ve eşitlik temelinde mümkün olabileceği vurgulanarak, silahlı çatışmanın sona erdirilmesinin gerekli ancak tek başına yeterli olmadığı ifade edildi.
EMEP raporunda kalıcı barış için acil adımlar istendi
EMEP, komisyona sunduğu raporda, kalıcı barış için atılması gereken adımları ve eve dönüş yasasına ilişkin önerileri sıraladı. Komisyonun bir yıllık çalışmalarının dökümünü içeren kapsamlı bir rapor hazırlanması gerektiği belirtildi.
Raporda, Kürt sorununun tarihsel kökeni, önceki çözüm süreçleri ve son bir yılda örgüt tarafından atılan adımların değerlendirilmesi istendi. EMEP, demokratik çözüm ile Türkiye’nin demokratikleşmesi arasındaki bağa dikkat çekerek 11 maddelik temel öneri sundu.
Yeni Yol Grubu raporunda demokratikleşme ekseni öne çıktı
Saadet, Gelecek ve DEVA Partisi’nden oluşan Yeni Yol Grubu, 36 sayfalık raporunda sürecin yalnızca güvenlik boyutuyla ele alınmaması gerektiğini vurguladı. Raporda, demokratikleşme ve toplumsal bütünleşme ekseninde yapısal dönüşüm ihtiyacına dikkat çekildi.
Yeni Yol Grubu, temel haklar, hukuk, adalet ve demokrasi alanlarında kapsamlı bir perspektif ortaya koymayı hedeflediklerini belirterek, sürecin bu alanlardaki reformlardan bağımsız düşünülemeyeceğini kaydetti.





