Türkiye'de her yıl ortalama 500-600 bin civarında konut inşa ediliyor. Ancak nüfus artışı, evlilikler, göç ve yatırım amaçlı taleplerle birlikte gerçek ihtiyaç bir milyonun üzerinde seyrediyor. Bu açığın giderilememesi, konut fiyatlarının yükselmesine ve kira artışlarına sebep oluyor.

Sektör temsilcileri, yalnızca kredi desteklerine değil, üretimi sürdürülebilir kılacak politikalara odaklanılması gerektiğini ifade ediyor. “Finansmana erişim önemli ama asıl mesele üretimin önünü açmak” görüşünde birleşen uzmanlara göre, çözüm konut arzını artırmaktan geçiyor.

Konut üretiminin önündeki en büyük engel arsa maliyetleri

Müteahhitler, yüksek arsa fiyatları, planlama sorunları ve ağır bürokratik süreçler nedeniyle yeni projeler geliştirmekte zorlanıyor. Özellikle büyükşehirlerde uygun arsa bulmak neredeyse imkânsız hâle gelirken, mevcut arsa maliyetleri projelerin toplam bütçesini ciddi ölçüde yukarı çekiyor.

Türkiye’de arsanın, konut üretim maliyetlerindeki payı yüzde 50’nin üzerine çıkarken bu oran Avrupa’da yalnızca yüzde 20 civarında. Uzmanlar, Hazine arazilerinin uygun koşullarda sektörle paylaşılmasının, kalıcı çözüm için hayati olduğunu savunuyor.

Devlet destekli sosyal konut projeleri fiyatları dengeleyebilir

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un açıkladığı 500 bin sosyal konut hedefi, hem arzı artırmak hem de fiyatları düşürmek adına olumlu bir adım olarak değerlendiriliyor. Ancak özel sektörün de bu süreçte desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.

Üretimin sürdürülebilir olması için müteahhitlere yönelik maliyet düşürücü önlemler, finansman kolaylıkları ve ruhsat süreçlerinin hızlandırılması gibi adımların eş zamanlı hayata geçirilmesi gerektiği belirtiliyor.

Geçiş garantisi verildi, 42 milyar TL kamu borcu çıktı
Geçiş garantisi verildi, 42 milyar TL kamu borcu çıktı
İçeriği Görüntüle

Ev sahipliği oranı son 18 yılın en düşük seviyesinde

TÜİK verilerine göre, Türkiye’de ev sahipliği oranı 2024 itibarıyla yüzde 55,8’e kadar düştü. 2025 öngörüsü ise yüzde 56 civarında. Bu oran, son 18 yılın en düşük seviyesi olarak kayda geçti.

Ev sahibi olmayanların sayısı hızla artarken, kiracılık oranları özellikle düşük gelir grubunda ciddi şekilde yükseliyor. Son yıllarda bu kesimde kiracılık oranı yüzde 24,5’ten yüzde 36,7’ye çıktı. Orta gelir grubunda da ev sahipliği oranı düşüşte.

Artan kiracı sayısı kira fiyatlarını yukarı çekiyor ve dolaylı yoldan enflasyonu da etkiliyor. Bu nedenle konut üretiminin artırılması sadece barınma ihtiyacını değil, ekonomik istikrarı da ilgilendiren bir konu hâline geliyor.

Kaynak: Haber Merkezi