Tüm Emlak Danışmanları Birliği (TEDB) Başkanı Hakan Akçam, Türkiye genelinde derinleşen kira krizine karşı “kiralık sosyal konut” modelini acil ve stratejik bir çözüm olarak önerdi. Avrupa’daki örneklerden ilhamla, Türkiye’ye özgü bir sistemin geliştirilmesi gerektiğini belirten Akçam, modelin hem dar gelirli hem de orta sınıf vatandaşlar için umut olacağını vurguladı. “Ev sahibi devlet, kiracı vatandaş anlayışı artık bir hayal değil, bir ihtiyaçtır” diyen Akçam, sosyal konut adımını “gecikmiş ama stratejik” olarak değerlendirdi.
Kiralarda artış durmuyor, barınma krizi derinleşiyor
2025’in ortasında ortalama kira bedellerinin Türkiye genelinde 10 bin TL’nin altına neredeyse hiç inmediğini ifade eden Akçam, İstanbul’da ortalamanın 26 bin 500 TL, Ankara ve İzmir’de ise 23 bin 500 TL seviyelerinde olduğunu söyledi. Özellikle öğrenci yoğunluğu olan semtlerde kiraların 30 bin TL’ye, bazı bölgelerde ise 46 bin TL’ye kadar çıktığını aktaran Akçam, yaklaşan üniversite kayıt döneminde bu rakamların daha da artacağını belirtti. Özel yurtların da çözüm olmadığını söyleyen Akçam, tek kişilik odaların 20 bin TL’den başladığını dile getirdi.
Türkiye’ye özgü sosyal konut modeli geliştirilmelidir
Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerde uygulanan sosyal konut sistemlerine atıfta bulunan Akçam, bu ülkelerde gelir düzeyine göre kira belirlendiğini ve kiracılar üzerinde tahliye baskısı ya da fahiş artış olmadığını hatırlattı. Türkiye’de de devletin konut piyasasında düzenleyici bir rol üstlenmesi gerektiğini ifade eden Akçam, bu sayede fiyatların dengelenebileceğini, konut arzının artacağını ve talebin yönlendirilebileceğini söyledi.
Öncelik, arz-talep dengesinin bozulduğu bölgelerde olmalı
Sosyal konut projelerinin 81 ilde hayata geçirilmesi gerektiğini belirten Akçam, önceliğin arz-talep dengesinin en fazla bozulduğu yerlerde olması gerektiğini söyledi. İstanbul, Ankara ve İzmir’in yanı sıra deprem riski taşıyan iller, göç alan sınır kentleri ve turizm nedeniyle konut fiyatlarının arttığı sahil şehirlerinin de projeye dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Sosyal konut, barınma hakkını ve toplumsal dengeyi güçlendirir
Sosyal konutların yalnızca fiziksel bir barınma imkânı sunmadığını, aynı zamanda barınma hakkını somutlaştırdığını ve kent içi göçü yavaşlattığını ifade eden Akçam, bu modelin mahalle kültürünü canlandıracağını söyledi. Projenin sürdürülebilirliğinin ise şeffaf yönetim, etkili bakım ve adil tahsis süreçlerine bağlı olduğunu belirtti. Hızlı sonuç alınabilmesi için öncelikli bölgelerde pilot uygulamaların başlatılması, kamu-özel iş birliğinin geliştirilmesi ve gelir düzeyine göre esnek kira sisteminin kurulması gerektiğini dile getirdi.
TEDB sürece her yönüyle katkı sunmaya hazır
TEDB olarak bu sürecin teknik, sosyal ve ekonomik tüm boyutlarına katkı sunmaya hazır olduklarını belirten Hakan Akçam, “Sosyal konut sadece tuğla değil, sosyal barışın harcıdır” sözleriyle açıklamasını tamamladı.