Tuzla Piyade Okulu’nda Atatürk fotoğrafı takmayan bir teğmene yönelik tepkileri nedeniyle TSK’dan ihraç edilen dört teğmen, yazılı bir açıklama yayımladı. Bekir Yıldırım, Özgür Sığırcı ve Recep Ayar imzasıyla yayımlanan mektupta, benzer tutumlar sergilediği öne sürülen bazı personelin göreve iade edilmesine karşı çıkıldı.

Tuzla Piyade Okulu’nda, bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmaması üzerine yaşanan tartışmalar sonrası ihraç edilen teğmenler Bekir Yıldırım, Özgür Sığırcı (ismi iki kez geçmiş), ve Recep Ayar, konuyla ilgili bir mektup kaleme aldı.

Yayımlanan mektupta, Atatürk’e yönelik tutumları nedeniyle gündeme gelen Teğmen Abdülaziz Altun ve Furkan Şahin’in yargı kararıyla göreve iade edilmesine tepki gösterildi.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden ve ona destek olan kişilerin mahkemelerce mesleğe iade edilmeleri bizler için kabul edilemez bir durumdur.”

Çekmeköy’deki otobüs kazasında motosiklet sürücüsü tutuklandı
Çekmeköy’deki otobüs kazasında motosiklet sürücüsü tutuklandı
İçeriği Görüntüle

Teğmenler, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin temel değerlerinden biri olan Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığın, görevde kalmanın ön koşulu olması gerektiğini savundu.

TELE1'den Ersin Eroğlu'nun haberine göre, Teğmenlerin mektubunun tamamı şöyle:

"Üniforması haksızca elinden alınmasına rağmen ruhunda askerlik şerefini hala taşıyan Türk subaylarıyız"

“Mazisi dünya tarihinin bilinen en eski dönemlerine kadar ulaşan, şanla, şerefle dolu asil Türk milleti!
Bizler sizin bağrınızdan çıkmış, sizin desteklerinizle bugünlere gelmiş ve sizlerin bekası ve aziz vatanın bölünmez bütünlüğünü korumak için gerekirse canını ortaya koymak üzere yemin etmiş, üniforması haksızca elinden alınmasına rağmen ruhunda askerlik şerefini hala taşıyan Türk subaylarıyız...

Dününden ders alan, yarınlarını Aziz Atatürk’ün koyduğu muasır medeniyetler hedefi olarak belirlemiş, balkan savaşında ordunun siyasete karışmasının, 15 Temmuz'da ise tarikat ve cemaatlerin ordu içinde yapılandığında Türk milletinin ne büyük bedeller ödediğini bilen, Balkan Savaşı’nı okumuş, 15 Temmuz’u yaşamış asil Türk milletinin evlatları olarak, Cumhuriyetimizin kurucusu, ebedi başkomutanımız Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘ün aziz hatırasına alenen saldırı ve saygısızlık yapan sözde teğmen ile ona destek veren diğer iki teğmene tepki göstermeyi vatani görev bildiğimiz için sessiz kalmayı ne damarlarımızda akan asil kana, ne de üzerimizde bulunan ve ruhumuza işlemiş şerefli Türk Silahlı Kuvvetleri üniformasına yakıştıramadığımdan tepkimizi gösterdik.

"Tehdit dolu telefonlar alırken dahi milletimizin bize verdiği desteği kullanıp hiçbir yerde konuşmadık"

Bugüne kadar hep sessizce hak arayışımızı sürdürdük. Adaleti mülkün temeli olarak gördük ve bağımsız Türk yargısına güvendik. Hak arayışımız ya mahkemelerden aldığımız ret kararları ile ya da geciktirilen hükümler ile sekteye uğrasa da hak arayışımızı meşru zeminden ayrılmadan sürdürdük.

Bugüne kadar hakkımızda çıkan haberler ile bizler ve ailelerimiz töhmet altında bırakılırken, hakkımızda aşağılık yöntemlerle iftiralar atılırken, sosyal medyada sayısız küfre ve hakarete maruz kalırken hatta kendisine gazete diyen bazı yayın organlarında kişisel bilgilerimiz ile iletişim bilgilerimiz açıkça paylaşıldığı için onca tehdit mesajı, küfür ve tehdit dolu telefonlar alırken dahi milletimizin bize verdiği desteği kullanıp hiçbir yerde konuşmadık.

Lakin Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden ve ona destek olan kişilerin mahkemelerce mesleğe iade edilmeleri bizler için kabul edilemez bir durumdur! Bu mahkeme kararlarını adına hüküm kurulan Türk milletinin takdirine bırakıyoruz.

"İlelebet Cumhuriyet, ilelebet Atatürk!”

10 Kasım’da yakasına Atatürk fotoğrafı takmayı reddeden, Cumhuriyetin temel değerlerine karşı olduğunu ifade eden, Atatürk’e, laikliğe hakaret eden kişilerin şerefli Türk askeri üniformasını giydiği ortamda, Aziz Atatürk’e bağlılık gösteren, tekrar 15 Temmuzlar yaşanmasın, Türk milleti tekrar aynı acıları yaşamasın gayesi ile hareket eden bizlerin mahkemelerden olumsuz cevaplar alması veya mahkeme gününün verilmemesi ile çok sevdiğimiz üniformalarımızdan hala uzakta olmamız bizleri her geçen gün daha çok yaralamaktadır.

Sözlerimizi Aziz Atatürk’ün 'Efendiler ve ey millet , biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve mensuplar memleketi olamaz' sözleri ile bitiriyor ve Türk milletini saygıyla selamlıyoruz.
İlelebet Cumhuriyet, ilelebet Atatürk!”

Kaynak: Haber Merkezi