Sosyal güvenlik sisteminin kırılgan yapısı, sosyal yardımların etkin dağıtılmaması, kamuda harcama disiplini eksikliği ve düşen nüfus artış hızı, partinin yeni strateji grubunun odaklandığı başlıklar arasında bulunuyor. Hazırlanan raporların Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’a sunulması planlanıyor.
Nuray Babacan, Nefes Gazetesi'ndeki köşesinde, iktidarın dört ayrı başlıkta ciddi sorunlar yaşandığını kabul ederek, AK Parti Genel Merkezi’nde bu alanlara dair yeni bir strateji grubu oluşturduğunu yazdı.
Sosyal güvenlik alanında uzmanlar, çalışan-emekli dengesinin bozulduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’de bir çalışan, 1,5 emekliye bakmak durumundayken, dünya ortalamasında üç çalışan bir emekliye bakıyor. Erken emeklilik, kayıt dışı istihdam ve fon yönetimindeki verimsizlikler, sistemin temel kırılganlıkları arasında sayılıyor.
Sosyal yardımların dağıtımında ise kurumlar arası eşgüdüm eksikliği ve siyasi ayrımcılık iddiaları öne çıkıyor. AK Parti içinde, yardımların sadece dağıtılması yerine, alanların üretken hâle gelmesini sağlayacak şekilde yeniden yapılandırılması gerektiği tartışılıyor.
Kamuda tasarruf konusundaki eksiklikler de raporların önemli başlıkları arasında. Araç ve seyahat kısıtlamalarının yetersiz olduğu belirtilirken, kamu ihale yasasına uyum, istisnaların kaldırılması ve harcamaların denetlenmesi gibi köklü önlemler öne çıkıyor. Lüks harcamaların göz ardı edildiği, özellikle Cumhurbaşkanlığı Sarayı ve bazı kamu kurumlarındaki yüksek harcamaların dikkate alınmadığı aktarılıyor.
Nüfus artışı da AK Parti’nin öncelikli gündemlerinden. Projeksiyonlar, yaşlı nüfus oranının 2030’da yüzde 13,5’e, 2080’de ise yüzde 38,5’e ulaşacağını gösteriyor. Doğurganlık oranının yenilenme eşiği olan 2,1’in altına düştüğü belirtilirken, çözümün “herkes üç çocuk yapsın” gibi talimatlarla sağlanamayacağı vurgulanıyor. Strateji grubunun önerileri, çalışan annelerin desteklenmesi, doğum izinleri, kreş ve bakımevlerinin artırılması ile ekonomik destekleri içeriyor.
Tüm bu raporlar, Türkiye’nin uzun vadeli geleceğini doğrudan ilgilendiriyor ve Erdoğan’ın önünde önemli bir karar süreci başlatacak.