Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çin ziyaretinin dönüşünde gazetecilere yaptığı açıklamalarda, terörsüz Türkiye süreciyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Meclis'te kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda süreç ile ilgili atılacak somut adımlara dikkat çeken Erdoğan, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiğini söyledi. Erdoğan, "Samimi bir şekilde bu turları belli bir noktaya getirdik. Bundan sonraki süreci de aynı kararlılıkla devam ettirecekler" dedi.
"Türkiye, 40 yıllık bir sorunu ortadan kaldıracak ve geleceğe bir ve bütün şekilde yürüyecektir"
Erdoğan'a yöneltilen soru şöyle:
TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun öncelikli olarak hangi somut adımı atacağı, Komisyon’da yasal düzenlemeler olup olmayacağı ve ilk aşamada beklentisinin ne olduğu sorulan Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"TBMM'de oluşturan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu geniş katılımla çalışmalarına devam ediyor. Komisyon çalışmaları ile ilgili Meclis Başkanımız Numan Kurtulmuş ile bir telefon görüşmesi yaptım. Samimi şekilde bu turları belli bir noktaya getirdik. Bundan sonraki süreci aynı kararlılıkla devam ettirecekler. İnanıyorum ki sonuçta Türkiye, 40 yıllık bir sorunu ortadan kaldıracak ve geleceğe bir ve bütün şekilde yürüyecektir. Türkiye’nin geleceğini ilgilendiren böylesi bir meselede dedikodulara, tevatürlere değil, devlet ciddiyeti içinde yapılan ve yapılacak açıklamalara odaklanmak en doğrusudur. Biz yol haritamızı da, menzilimizi de net bir biçimde belirledik. Terörle mücadeleye ayrılan kaynaklar artık kalkınmaya, üretime, yatırıma, istihdama harcanacak. Terörsüz Türkiye’nin kazananı tüm Türkiye, terörsüz bölgenin kazananı ise bölgemizdeki tüm kardeş halklar olacak."
"Barışı öncelersek, aralanan fırsat penceresini ardına kadar açarız"
Erdoğan, “ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin’in Alaska zirvesinin ardından Avrupa’da 'Kıta'nın jeopolitik bir rolü kalmadığı' yönünde tartışma açıldı. Sizce de öyle mi, Türkiye’nin jeostratejik kimliği bu durumdan nasıl etkileniyor? Bu durumun Türkiye'nin jeopolitik kimliği üzerindeki etkisi nedir" sorusu üzerine şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın Trump, Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler yaptı. Hem Putin, hem Zelenski hem Avrupalı liderlerle temaslar gerçekleştirdi. Bu görüşmeler makuldür, makbuldür, kıymetli bir stratejidir. Ukrayna-Rusya Savaşını ancak barış odaklı diyalog sona erdirir. Biz de bu konuda, başta Trump olmak üzere Ukrayna-Rusya savaşının taraflarıyla görüşmeler gerçekleştirdik. Putin, Zelenski ve Avrupalı liderlerle sürekli temas halindeyiz. Dışişleri Bakanım, İstihbarat Başkanım muhataplarıyla gerekli görüşmeleri yapıyorlar. Bu görüşmeler de bu süreci sürekli olarak hızlandırıyor. Biz, İstanbul'da gerçekleştirilen doğrudan müzakerelerle, diyalog zemini geliştirmiş ve güçlendirmiş bir ülkeyiz. Tahıl koridoru ve esir takaslarıyla biliyorsunuz somut çıktılar elde etmiştik. En doğru yaklaşım da aslında budur. Bunu da bırakmayı düşünmüyoruz. Bu sürecin devamıyla ilgili adımları atıyoruz, atmayı da sürdüreceğiz. Ben Putin ile yaptığım her görüşmede tahıl koridoru, esir takası konularını daima gündemde tutuyorum. Tutmaya devam edeceğim. Temennimiz buradan bir netice almaktır. Adil ve kalıcı barış, tarafları dışlamadan müzakere zeminini güçlendirerek gelecektir. Türkiye, savaşın en başından beri her iki tarafla görüşebilen, her iki tarafın da güvenini kazanmış olma özellikleriyle örnek olmuştur. Hep birlikte çatışmayı değil müzakereyi, savaşı değil barışı öncelersek, aralanan fırsat penceresini ardına kadar açarız."
"Kürtler nerede yaşarsa yaşasın bizim kardeşimizdir"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak, kıblesini şaşırıp kendilerine yeni patronlar arayanlar kaybedecek” sözlerinin İsrail’de tedirginlik yarattığı belirtilerek, YPG’nin mutabakata rağmen Suriye ordusuna katılmasını engelleyenin İsrail olup olmadığı sorusu üzerine şunları kaydetti:
"Komşumuz Suriye’de kalıcı refah ve huzurun sağlanmasını istiyor, birlik ve beraberliğini önemsiyoruz. Yakın geçmişte yaşananlar göstermiştir ki; Suriye'deki huzursuzluk, en fazla bize yansıyor. Bunu görmemiz lazım. Suriye topraklarında karışıklık çıkartmak isteyenlere, ne biz göz yumarız, ne de Şam yönetimi buna rıza gösterir. Biz, Suriye'nin bütün renkleriyle bir ve bütün olmasını ve öyle kalmasını isteriz. Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ve yönetimi bizim gibi düşünüyor. Fakat böylesine uzun bir savaş yaşamış bütün coğrafyalarda olduğu gibi, Suriye'de de kaos çıkarmak isteyenler çok ama çok fazla. Bunların kim oldukları malumdur. Onun için biz Suriye’yi yalnız bırakmayacağız. Devamlı onların yanında duracağız.
Suriye'nin yeniden ayağa kalkmasını inşallah kimse engelleyemeyecek. Kaosa yatırım yapan savaş baronları bu sefer kaybedecek. Arap, Kürt, Türkmen, Nusayri, Sünni, Hıristiyan fark etmeksizin tüm kesimleri ile Suriye halkı kazanacak. Şunu da çok net ifade etmek isterim; Her kim bu süreci baltalamaya çalışırsa bunun faturasını öder. Kürtler nerede yaşarsa yaşasın bizim kardeşimizdir. Kimse bizi birbirimizden ayıramaz. Kimse ebedi kardeşliğimize pusu kuramaz. Kararlıyız, azimliyiz. Nasıl ki et kemikten ayrılmaz, aynen bizim bu kardeşliğimiz de birbirinden ayrılmaz. Basiret, feraset ve sağduyu ile hareket edilirse, her sorun çözülür. Ama hüsnü niyet olmazsa, en basit konular bile kördüğüm haline gelir. Biz huzur ve sükunet ortamının güçlenmesinden yanayız, bunun için de çalışmaya devam edeceğiz."
"Rusya ve İran da kaygılarının yersiz olduğunu anlayacak"
Erdoğan, Zengezur Koridoru'na ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
"Ben inanıyorum ki; Güney Kafkasya inşallah özlediği barışa kavuşacak. İlham Aliyev ile yaptığım ikili görüşmede o umudu ben İlham Bey’de gördüm. Beyaz Saray’daki imzalar Ermenistan-Azerbaycan normalleşme sürecine tabii ki hız kazandırdı. Azerbaycan ve Ermenistan barış yolunda pürüzleri önemli ölçüde aştı ve son noktaya kadar geldiler. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile ardından Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile etraflıca görüşme yaptık. Bu iki görüşmede de gerek Aliyev’in gerek Paşinyan’ın aynı noktada olduklarını gördüm. Aynı istikamete bakıyorlar. Zengezur Koridoru meselesinde de herhangi bir sıkıntı, bir farklılık yok. İlham Bey bu konuda çok daha kendinden emin. Hele hele Amerika seyahatindeki o buluşma, o görüşme onların bu noktadaki atacakları adımlarda adeta belirleyici olmuş. Barışın sağlanmasıyla bölgemizdeki, burası çok önemli, kara ve demiryolları hareketlenecek, sınır kapıları açılacak, ticaret başta olmak üzere birçok alan olumlu etkilenecek. Bundan bizim de müspet etkilenmemiz söz konusu. Yeni iş birliği fırsatlarının değerlendirilmesiyle, bölge ülkeleri de bundan kar edecek. Bunlar çok açık ve net ortada. Rusya ve İran da ilerleyen dönemde kaygılarının yersiz olduğunu anlayacaklar."
"Özgür Bey’in zannediyorum ne füzelerden haberi var, ne Sinop'ta balıkçılığın gelişiminde"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "CHP’nin değişim söylemiyle yola çıkan yeni yönetiminin Türkiye’deki muhalefet sorununa çare olabileceğini düşünüyor musunuz? Bir de karşınızda gerçekten rakip olacak ciddi bir muhalefet görüyor musunuz? Diğer taraftan CHP Genel Başkanı Özgür Özel Sinop'taki füze denemelerinin balıkçıları ve balıkları rahatsız ettiğini söyledi. Bu açıklamalara yorumunuz ne olur" sorularına şu yanıtı verdi:
"Malumunuz Sinop'ta ROKETSAN'ın geliştirdiği normal menzilli füzelerimizin ve Delta V’nin atışlarını yapıyoruz. Bunlar Türkiye’nin şu anda geliştirebildiği orta menzildeki füzeler. Daha uzun menzildeki füzeler için malumunuz farklı coğrafyada işlerimiz de var. Ama şu anda biz Türkiye’nin bağımsızlığı için bu testleri yapmaya devam edeceğiz. Bu arada Sinop'ta balıkçılık 3-4 sene içerisinde 5 misli büyüdü. Sinoplu balıkçıların hiçbir sorunu yok. Sinoplu balıkçılar Japonya’ya Türk somonu ihracatı yapıyorlar. Dolayısıyla Özgür Bey’in zannediyorum ne füzelerden haberi var, ne Sinop'ta balıkçılığın gelişiminden, ne de turizmden. ‘Balıklar strese giriyor’ diye açıklama yapmış. Ah ah ülkem ne hallere kaldı. Ama aşacağız bunları.
Hep söylediğim gibi Türkiye’deki kronik muhalefet sorunu çözülmüş değil. Çözüm umudundan bile söz edemeyecek durumdayız. CHP bugüne kadar hangi soruna çare üretebilmiş ki muhalefet sorununa çare olsun. Daha kendi parti içi meselelerine çözüm üretemeyen bir siyasi parti, Allah aşkına milletin sorunlarına çare olabilir mi? ‘Millete hizmet edeceğiz’ diyerek kazandıkları yerel yönetimlerin içler acısı hali, bunların yönetim anlayışı
"Ekonomideki gelişmeler olumlu"
Erdoğan, ekonomideki gelişmelerin planladığı şekilde ilerleyip ilerlemediği, faiz, enflasyon düşüşü ve bunun vatandaşın cebine yansıyan takvim sürecinin ne zaman tam olarak şekilleneceği soruları üzerine şöyle konuştu:
"Ekonomideki gelişmeler olumlu. Özellikle son 2-3 aydır tekrar güçlü, olumlu döngüye girdik. Mart-Haziran döneminde hem içeride hem dışarıdaki birtakım gelişmeler tabii ki etkiledi. Ama bunlar geride kaldı. Hemen hemen bütün alanlarda tekrar güçlü, olumlu döndük. İkinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamları açıklandı. Yüzde 4,8 oldukça güçlü bir büyüme. Don ve kuraklıktan etkilenen tarım sektörü hariç bütün sektörlerde, bütün alanlarda çok güçlü bir büyüme var. İşsizlik oranları tek hanede, rezervlerimiz rekor düzeyde, enflasyonda düşüş devam ediyor. Tabii ki enflasyondaki düşüşle birlikte finansal koşullarda da iyileşme devam edecek.
Bizim beklentimiz bu olumlu döngünün, trendin devam etmesi yönünde. Kişi başı milli gelirde muhtemelen bu sene Dünya Bankası tanımına göre üst gelirli ülkeler grubuna girmemiz oldukça muhtemel. Ülkemiz kişi başı milli gelirle sınıf atlamış olacak. Biz tabii ki reel sektördeki gelişmeleri de yakından takip ediyoruz. Reel sektörün de rahatlaması, özellikle ihracatın, yatırımların artması için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Enflasyonda yılı hedeflerimize uygun bir rakamla tamamlayacağımızı düşünüyoruz. Hayat pahalılığıyla olan samimi mücadelemiz gerçekten sonuç veriyor ve bu güçlü şekilde sürecek. Yani bir taraftan büyüyoruz bir taraftan işsizlik ve enflasyon düşüyor. Finansal anlamda kaygılar, endişeler geride kaldı. Hem hazinenin borçlanma faizleri iniyor, hem risk primimiz düşüyor, hem rezervlerimiz gerçekten rekor düzeyde. Cuma günü itibarıyla rezervlerimiz 178 milyar doların üzerinde. Dolayısıyla güçlü bir irade, sabırla, kararlılıkla biz tekrar bu olumlu döngüye döndük. Allah'ın izniyle bu devam edecek."