CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, tutuklu bulunduğu Silivri Marmara Cezaevi’nden tüm annelere mektup gönderdi. İmamoğlu, mektubunda hem cezaevinde yaşadıklarını hem de Türkiye’de annelerin karşılaştığı sorunlara dikkat çekti.
İmamoğlu, 19 Mart sabahı evinde yapılan şafak operasyonuyla gözaltına alınmış, dört gün sonra ise CHP’nin 15,5 milyon oyla aday göstermesinin ardından tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. İddianame hazırlanmadığı halde tutuklu bulunduğunu belirten İmamoğlu, "Aylardır dört duvar arasında iddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz. Oysa tutuksuz yargılanmamız gerekirdi" ifadelerini kullandı.
“Ailemizden ayrı bırakıldık”
Tutuklandıkları günden bu yana ne yaşadıklarını tek tek anlatan İmamoğlu'nun mektubunda şu ifadeler yer aldı:
Toplumun vicdanı sevgili anneler.
“19 Mart sabahı evimde, eşimin ve kızımın yanında gözaltına alındım. Çağrıldığımızda ifadeye gideceğimizi bilmelerine rağmen, itibarımızı zedelemek için bunu yaptılar. Sonrasında 23 Mart'ta tutuklu yargılanmak üzere cezaevine gönderildik. Oysa ortada bir iddianame bile yok.
Tutuksuz yargılanmamız gerekirdi. Aylardır dört duvar arasında iddianamenin hazırlanmasını bekliyoruz. Ailemizden ayrıyız. Sonraki operasyonlarda mağdur edilen yüzlerce insan da bizimle aynı durumda.
Annemle ancak bir camın arkasından görüşebiliyorum. Anama, babama, eşime, çocuklarıma ancak açık görüşte sarılabiliyorum. Ailem her gün bir kişi eksik yaşamanın acısı içinde. Tutuklu anneler çocuklarından uzak cezaevlerine gönderiliyor. Evlatlarının yüzünü bir daha görememekle tehdit ediliyorlar.
Mehmet Murat Çalık başkanımızın sağlık durumu iyi değil. Buna rağmen hapishanede tutuluyor. İhtiyaç duyduğu bakımı alamıyor. Kıymetli annesi Gülümser hanımın feryatları fayda etmiyor. Oğlunu hastane penceresinden görmesine bile tahammül edemiyorlar.
Ramazan'ın doğuma katılmasına, bebeklerine birlikte sarılmalarına izin verilmedi. Ramazan bebeğinin kokusunu hala bilmiyor. Yüzlerce anne, yüzlerce evlat hayatın geri döndürülemeyecek anlarını kaçırıyor. Henüz ortada bir iddianame bile yok. Belki de ilk duruşmada serbest kalacak insanlar mağdur ediliyor.
Fakat sadece bizler ve bizim annelerimiz haksızlığa uğramıyor. Bu ülkede anneler çocuklarının beslenme çantasına bir dilim ekmek koyamıyor. Bu ülkede anneler güçlükle okuttukları çocuklarının mülakatlarda elendiğini görüyor. Bu ülkede anneler her gün kızlarının, çocuklarının başına bir şey gelebileceği korkusuyla yaşıyor. Bu ülkede anneler işsiz, hedefsiz, ümitsiz bırakılmış evlatlarına gelecek kurabilme telaşı içindeler. Bu ülkede anneler evlatlarını çetelerden, bağımlılıktan kurtarma derdindeler. Bu ülkede anneler afetlerde, iş kazalarında, tatilde, pazarda, bebek bakım ünitelerinde çocuklarını kaybediyorlar. Bu ülkede anneler hayatın her alanında haksızlık ve hukuksuzluğa karşı mücadele veriyorlar.
Güzel ülkemizin tüm anneleri ve evlatları çok daha iyi bir hayatı hak ediyor. Bu hayatı bizler hep birlikte var edeceğiz. Adaleti, liyakatı, demokrasiyi yeniden getireceğiz. Hiç kimse düşman ilan edilmeyecek. Hiçbir genç anayasal hakkını kullandığı için tutuklanmayacak. Mülakatlarla, sahte diplomalarla kimsenin hakkı yenmeyecek. Eğitimde fırsat eşitliğini getireceğiz. Hiçbir anne evladını yatağa aç yatırmak zorunda kalmayacak.
Analar ağlamayacak. Çocuklar geleceğe ümitle bakacak. Herkes için önce adalet, önce hürriyet.”