Gebze Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, "firma yetkililerinin yurt dışına kaçırılması, olayın sorumluluğunun baba Kurtuluş O.'nun üzerine bırakılması, sigortasız işçilerin maliye denetiminde fabrikadan uzaklaştırılması" detaylarıyla ilgili müşteki ve tanıkların kolluk ve savcılıktaki beyanlarına yer verildi.
Cezaevinde geçirdiği kalp krizi sonucu hastanede ölen tutuklu şüpheli Kurtuluş O.'nun eski eşi A.A, Kurtuluş O.'nun çalıştığı Düzce'deki bir kolonya fabrikasından ayrıldığını, daha sonra çocuklarından kendisine kozmetik ürünleri imalatı yapan iş yeri açmalarını istediğini anlattı.
Çocuklarının, "babalarının sokakta kalmaması ve kendileriyle daha fazla uğraşmaması" için Dilovası'ndaki fabrikayı açtığını ileri süren A.A, "Eski çalıştığı iş yerlerinde kozmetik ürünleri üretimini öğrenmiş olmalı ki çocuklarından böyle bir talepte bulundu. Her yere borcu vardı ve sorumsuz bir yapıya sahipti. Bildiğim kadarıyla çocukları da kendilerinden uzak tutmak istedikleri için iş yerini açtılar." ifadelerini kullandı.
Fabrika çalışanı müştekilerden A.A. ise işe girerken Kurtuluş O.'nun kendisine sigorta yapılacağını söylediğini ancak sigortasının yapılmadığını, bu durumun kendi tercihi olmadığını belirtti.
Kendisinin ve arkadaşlarının fabrikada sigortasız çalıştıklarını aktaran A.A, "Maliyeciler denetime geldiğinde Kurtuluş O, sigortasız olanların hepsini iş yerinin dışına çıkararak, sigortalı birkaç kişiyi iş yerinde bırakıyordu. Günlük 800 lira yevmiyeyle çalışıyordum." beyanında bulundu.
Müşteki K.M. de iddianameye giren kolluk ifadesinde, yaklaşık 4 yıldır söz konusu iş yerinin mutfak bölümünde çalıştığını ancak zaman zaman kendisine her türlü işin yaptırıldığını savundu.
Çalıştığı süre içerisinde iş yerine sigorta denetimine yalnızca 1 kez gelindiğini aktaran K.M, bu denetimde Kurtuluş O.'nun yalnızca sigortası olanların kalmasını söyleyerek, kendisi gibi sigortası olmayan diğer tüm çalışanları evine gönderdiğini beyan etti.
Firma yetkililerinin kaçırılması konuşulmuş
Tutuklu şüpheli O.Y. ise ifadesinde, arkadaşı olan diğer tutuklu şüpheli A.O.A.'nın kendisini arayarak, olayda adı geçen yeğenlerini misafir edip edemeyeceğini sorduğunu, bunun üzerine tutuksuz şüpheli Ö.A.'yı arayarak kendilerine 1 haftalık ev ayarlamasını istediğini anlattı.
A.O.A.'ya ait Tekirdağ'daki fabrikada İsmail O, Altay Ali O. ve A.B. ile buluştuğunu ifade eden O.Y, İsmail O. ve Altay Ali O.'nun A.B.'ye dizüstü bilgisayar ile telefon vererek, bunları tutuklu şüpheli G.G.'ye ulaştırmasını söylediğini kaydetti.
O.Y, daha sonra Ö.A.'nın ayarladığı eve gittiklerinden bahsederek, "Eve girdikten sonra televizyonda 'Kocaeli'de patlama' başlıklı haber görünce A.O.A.'yı aradım, görüntülü konuşmada A.O.A. bana, 'Canlarını sıkmasınlar, rahat olsunlar, onları çok sağlam bir şekilde karşıya geçireceğiz, maddi imkanımız ve gücümüz var, en kötü ihtimalle avukatları devreye sokacağız. Suçu babaları üstlenecek, onlara bir şey olmayacak, bu konuşmalarımı yeğenlerime ilet.' şeklinde beyanlarda bulundu." ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Dilovası ilçesi Mimar Sinan Mahallesi'ndeki bir kozmetik fabrikasında 8 Kasım'da çıkan yangında Tuğba Taşdemir (17) ile kuzeni Nisanur Taşdemir (15), Cansu Esetoğlu (15), Hanım Gülek (52), Esma Gikan (31) ve Şengül Yılmaz (59) hayatını kaybetmiş, 7 kişi yaralanmıştı. Kocaeli Şehir Hastanesine kaldırılan Tuncay Yıldız da 15 Kasım'da yaşamını yitirmişti.
Olaya ilişkin başlatılan soruşturma kapsamında, aralarında iş yeri sahiplerinin de bulunduğu 7 kişi tutuklanmış, Dilovası Belediye Başkan Yardımcısı N.T, Zabıta Müdürü N.B, zabıta personeli C.T, Ö.K. ve T.İ. görevden uzaklaştırılmış, fabrika sahiplerinden olan ve tutuklu bulunduğu cezaevinde kalp krizi geçiren Kurtuluş O. kaldırıldığı hastanede 30 Kasım'da yaşamını yitirmişti.
Bilirkişi raporunda, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini sahada etkin şekilde yerine getirmediği belirlenen Küresel OSGB sorumlu müdürü Ü.A. 3 Aralık'ta, yapıyı yangın güvenliği açısından eksik ve tehlikeli durumda kiraya verdiği ve bu nedenle "tali ağır kusurlu" olduğu değerlendirilen fabrika binasının eski sahibi G.D. de 4 Aralık'ta tutuklanmıştı.
İstenen cezalar
İddianamede, tutuklu bulunan kozmetik firması yetkilileri Altay Ali O. ve kardeşi İsmail O. ile ortak üretim yaptığı değerlendirilen başka bir kozmetik firmasının tutuklu yetkilileri Aleyna O. ve Gökberk G. hakkında "olası kastla öldürme" suçundan 7'şer kez müebbet, "nitelikli mala zarar verme" suçundan ise 3'er kez 6 aydan 4 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
İş sağlığı ve güvenliği firmasının işletmecisi firari Ü.Ç, sorumlu müdürü tutuklu Ü.A. ile firmanın iş güvenliği uzmanları M.D. ve S.Ç, fabrika binasının eski sahibi tutuklu G.D, binayı satın alan şirketin yetkilileri C.Ö.Y, Ö.Y. ve Ö.Y. hakkında "bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma" suçundan 2 yıl 8 aydan 22 yıl 6'şar aya kadar hapisle cezalandırılmaları istenilen iddianamede, kozmetik firması yetkililerinin kaçmasına yardım ettikleri gerekçesiyle tutuklu şüpheliler A.O.A. ve O.Y. ile Ö.A. ve firari A.B. için "suçluyu kayırma" suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor.
Öte yandan, iddianamede, bilirkişi raporunda kusur ve sorumlulukları tespit edilen Dilovası Belediyesi yetkilileri ile SEDAŞ görevlileri hakkında, tabi oldukları farklı soruşturma usulleri nedeniyle mevcut dosyadan ayırma kararı verildiği belirtilmişti.
İddianamede, ana dosyanın gecikmemesi amacıyla kamu kurum ve kuruluşlarına yönelik inceleme ve soruşturmanın ayrı dosya üzerinden yürütülmesinin kararlaştırıldığına yer verilmiş ve soruşturmanın tamamlanmasının ardından dosyaların birleştirilmesi talebiyle ek iddianame düzenleneceği kaydedilmişti.





