Evrensel’den Ramis Sağlam’ın haberine göre, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal'in (OHAL) verdiği yetkilerle Cumhurbaşkanı tarafından onlarca KHK ile OHAL sürecinde, ihraç edilen Mithat Tokur, 140 bin kamu görevlisi içindeki 2 bin engelliden biriydi.
Engelli Mithat Tokur, Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğündeki kamu görevinden 6 Ocak 2017 tarihinde 679 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi Mithat Tokur Davası 8 yıl sonra sona erdi.
“İltisak ve irtibat”ı mahkeme akladı
Ankara 24. İdare Mahkemesi Tokur kararında, “Kamu görevinden çıkarılma gerekçelerinden olan ‘üyelik’ unsuru, ceza kanunları ile tanımlanmış bir suç olduğundan idari yargı mercilerinin bu yönde bir inceleme yapmaları ve tespitte bulunmaları mümkün değildir” denilmişti.
Mahkeme, terör örgütü üyeliği ceza yargılanması sonucunda tespiti mümkün olan bir eylem olduğuna dikkat çekmişti. İltisak ve irtibat halleri idari yargı yerlerince değerlendirilmesi gereken hususlardan olduğunun altı çizilen kararda, ‘terör örgütü’ üyeliğini hem kamu görevinden çıkarılma hem de hapis cezası vb. cezai yaptırımları saymışken, iltisak ve irtibat hallerini sadece kamu görevinden çıkarma gerekçesi olarak öngörüldüğünü ifade ederek Tokur’u aklamıştı.
Türkiye İş Kurumu karara itiraz etti
Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, “Anayasal düzene sadakat yükümlülüğüne aykırılık teşkil edeceği” iddiasıyla “iltisak ve irtibata ilişkin” Anayasa'ya ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olduğu, davacının kamu görevinden çıkarılmasının kamu yararının bir gereği olduğunu iddia ederek, Danıştay’a başvurdu.
Tokur’un işe iadesi ve yoksun kaldığı özlük haklarının iadesine yönelik Ankara 24. İdare Mahkemesi’nin kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13. İdare Dava Dairesinin kararını temyizen, Danıştay 5. Dairesine taşıyan idare kararın bozulmasını talep etti.
Danıştay son noktayı koydu
Danıştay 5. Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamalarını dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra kesin kararını verdi. Danıştay, iki hakimin karşı oyuna rağmen, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının, dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığına karar verdi. Onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini, dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.
Uzun süren hukuk süreci sona erdi
Türkiye İş Kurumu’nda 30 yıldır görev yaptıktan sonra 2017 yılında KHK ile ihraç edildiğini belirten Tokur, “OHAL sürecinde kamudaki görevimden ihraç edilmemin üzerinden yaklaşık 8 yıl sonra davanın lehime tamamlanmasını buruk bir sevinç ile karşılıyorum. Bu süreçte birlikte ihraç edildiğimiz arkadaşlarımız hukuki sonuçlarını bile göremeden yaşamlarını yitirdiler. Benim gibi ihraç edilen ve engelli olan iki bine yakın kamu emekçisi çok zor günler geçirdik. OHAL komisyonu kararları adeta ayrı bir işkenceye döndü. İki yılda tamamlamak üzere kurulan komisyon 2023 yılında kapanana kadar elindeki dosyalar, hukuk garabetine neden oldu” dedi.