Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni'nde konuştu. Erdoğan, “Belki biraz zaman alacak, hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek” dedi.
“Adaletin tecellisi için fedakarca çalışacaksınız”
Erdoğan’ın konuşması şöyle:
Halihazırda ülkemiz genelinde 2 bin 415'i idari yargıda olmak üzere toplam, 25 bin 449 hakim ve Cumhuriyet savcısı görev yapıyor. 25 bini aşkın hakim ve cumhuriyet savcımızın 9 bin 812'sini kadın yargı mensuplarımızın teşkil etmesini ayrıca önemli buluyorum.
Konuşmamın başında büyük bir heyecanla kura çekimini bekleyen genç arkadaşlarıma birkaç hususu hatırlatmak istiyorum. Sevgili genç kardeşlerim, sizler birazdan çekilecek kuralar neticesinde vazifelerinize başlayacak, memleketin her bir köşesinde adalet neferi olarak görev yapacaksınız. Maaşını alıp köşesine çekilen, mesaisi bitince arabasına binip evine dönen biri olarak değil, adalet için, adaletin tecellisi için; vicdanı hür, aklı hür, kalbi hür birer vatan evladı olarak inşallah fedakarca çalışacaksınız. Şüphesiz mücadelelerin en büyüğü, hak için verileni vazifelerin en faziletlisi ise adalet uğruna yapılandır. Sizler devletimizin adalet neferleri olarak bu mücadelenin kalbindesiniz.
“Yeni mahkemeler inşa ettik”
Geride bıraktığımız 23 yıl boyunca en büyük yatırımları bu alanlara yaptık, en büyük reformları yine bu alanlarda hayata geçirdik. Adil ve etkin işleyen toplumun bütün fertlerine güven veren bir yargı sistemi için reform irademizi ilk günden beri daima canlı tuttuk. Reform çalışmalarını toplumsal talep ve ihtiyaçlar temelinde yenilediğimiz strateji belgeleri ve eylem planlarıyla takvime dayalı, süreli hedefler haline getirdik. Bir yandan adalet teşkilatımızın personel yapısını güçlendirirken, diğer yandan yeni mahkemeler inşa ettik.
“Yargıda dosya kapatma süresinde, pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktık”
Göreve geldiğimizde 26 bin 274 olan adalet personeli sayımız, yüzde 262 artışla bugün 95 bin 224'e çıktı. Müstakil adliye binalarımızın sayısı 78'den 391'e yükseldi. 2002'de 9 bin 349 olan hakim ve savcı sayımız, birazdan çekeceğimiz kurallarla birlikte 26 bin 803'e ulaşacak. Adli yargıda faaliyet gösteren mahkemelerimizin sayısını 3 bin 581'den 8 bin 681'e, idari yargıdaki sayıyı ise 146'dan 239'a çıkardık. Sadece son iki buçuk yılda adli ve idari yargıda 3 bin 474 mahkeme ve istinaf dairesi kurduk. Yargıda dosyaların kapatılma süresini kısalttık. Bu alanda pek çok Avrupa ülkesini geride bıraktık.
Avrupa Konseyi Adaletin Etkinliği Komisyonu raporlarına göre, ülkemizde idari yargı mahkemelerinde ortalama dosya görünme süresi 168 gündür. Dikkatinizi çekiyorum bu süre Fransa'da 314, Almanya'da 308, İtalya'da ise 574 gündür. Bölge İdare mahkemelerinde dosyaların görülme süresi ülkemizde 136 gün iken, İspanya'da 325, Fransa'da 329, Almanya'da ise 460 gündür. Türkiye bu aşamaya büyük bir özveri ile gelmiştir.
Hakimler, savcılar yanılgı bilmeyen hakikat avcıları da değildir. Hakim ve savcılarımızın bugün toplumsal algıda tuttukları yer onları adaletin merkezi figürü haline getirmiştir. Adaletin yokluğu felakettir. Akıl bilgiden beslenir, vicdan önyargıları reddetmektir. Devleti ve toplumsal düzeni korumak adaleti tesis etmekle mümkün olur.
Yargının kendi işleyişine siyaset ve medya dahil herkesin saygı duyması gerekiyor. İşini anayasa ve kanunlar çerçevesinde yapan yargı mensuplarına destek olmalıyız. Yargı mensuplarının suküneti zafiyet olarak algılanmamalı. Bu konuda yeterince özenli davranılmıyor.
Yargı mensuplarımızı hedef alan sorumsuz bir uslübün siyasete hakim olduğu görülüyor. Her fırsatta hakim ve savcılara parmak sallayarak adalet sistemini felç etmeye çalışanların adalet önünde maskelerinin düşmesinden duydukları endişedir.
Rüşvet, irtikap, ihaleye fesat karıştırmak gibi nitelikli suçların işlendiğine dair yeterli suç şüphesine ulaşan savcılık makamı için kamu davası açmak bir tercih değil yasal bir mecburiyettir.
“Yeni Türkiye’yi herkes kabullenecek”
Belki biraz zaman alacak, hazım problemi çekilecek ama özgürlüklerin herkese eşit uygulandığı yeni Türkiye'yi inşallah herkes kabullenecek. Kamu-özel ayrımı olmadan hayatın farklı alanlarında onurluca yer almalarına herkes alışacak.



