CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, "Aziz İhsan Aktaş suç örgütüne" ilişkin olarak, eylül ayında İstanbul Valiliği'ne gelen bir şikayet üzerine yapılan soruşturma çerçevesinde hazırlanan bilirkişi raporunda hakkında vahim iddialar ve deliller bulunduğu belirtilen MHP'li Kütahya Belediye Başkanı Alim Işık'ın dosyasının ayrıldığını ifade ederek, "Alim Işık ile ilgili tek bir ifade alındı mı, tek bir kalem oynatıldı mı? Akın Gürlek sana yazıklar olsun. Eğer bu dosyaya bakıp Kütahya'yı ayıklamışsan, Ekim ayında Kütahya dosyasını Kütahya'ya yollamışsan ve bu Alim Işık hakkında tek kalem oynamamışsa, insanların eşleri, anneleri, babaları tutuklanmış cezaevine konulmuşsa bu soruşturma siyasidir, ahlaksızdır, hiçbir hukuki temeli yoktur" ifadesini kullandı. Başarır, "Bu soruşturmanın nedeni yolsuzluk ve onunla mücadele değildir. Bu soruşturmanın tek sebebi Recep Tayyip Erdoğan'ın korktuğu, kaybedeceğini bildiği Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu esir alma operasyonudur" diye konuştu.
CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, İstanbul İl Başkanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında, şunları kaydetti:
“İBB soruşturması ve Türkiye'nin her yerine yayılan hukuksuzluk, başından beri belirttik, organize bir hareket. Maalesef ki eylül ayında İstanbul Valiliği ve Emniyeti'ne yapılan bir şikayetle başlatılan soruşturma, onların da işin içinden çıkamadığı bir noktaya geldi. Biz başından beri ‘bu soruşturma siyasi, atanan savcı siyasi ve 31 Mart seçimlerinden sonra birinci olan Cumhuriyet Halk Partisi'ne bir algı operasyonu’ dedik. Şimdi bir rezaleti ortaya koyacağız. Savcının atadığı bilirkişi raporundaki tespitlerle ortaya koyacağız. FETÖ taktiklerini de geçen, organize işler dediğimiz bir sürü hukuksuzluklar bütünü. Eylül'ün ilk haftası İstanbul Valiliği Emniyet Müdürlüğü'ne bir mail adresinden mesaj geliyor. Dört belediyenin adını veriyorlar. Beşiktaş, Kütahya, Seyhan, Ceyhan Belediyeleri. İBB'den İETT, İGDAŞ. İstanbul Valiliği bu dosyayı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'na yolluyor. İstanbul Cumhuriyet Savcılığı bu dosyayı alıyor ve skandallar burada başlıyor.
"En vahim iddialar ve deliller Kütahya Belediyesi'nde"
İlk olarak İstanbul Cumhuriyet Savcısı Burak Akkurt ne yapıyor? 2 Ekim'de Beşiktaş, Seyhan, Ceyhan, Kütahya Belediye Başkanları'yla ilgili şikayette birleştirme kararı veriyor. Sonra ne oluyorsa aynı Burak Akkurt, 7 Ekim'de Kütahya Belediyesi’ni ayırma kararı veriyor. Bir gün sonra ne oluyor? Dosya yetkisizlikle Kütahya'ya yollanıyor. Kararlar burada. Niye? Belediye başkanı Kütahya'da görev yapıyor. Peki Ceyhan? Peki Seyhan? Peki Adana? Peki Adıyaman? Onlar İstanbul'da görev yapıyor değil mi? En vahim iddialar ve deliller Kütahya Belediyesi'nde. 2022 yılında Aziz İhsan Aktaş'ın sahibi olduğu sosyal hizmetler, taşımacılık, inşaat, gıda şirketi ve diğerleri ile başlıyor.
"Akın Gürlek sana yazıklar olsun"
Kütahya Belediyesi'nde gerçekleştirilen iki ihaleye ilişkin olarak ihale sürecindeki şikayetleri değerlendirmiş. Şikayet konularını özetleyecek olursak, ‘bahse konu işlerin projesi bulunmamaktadır’ diyor. ‘İş kapsamında tarafımıza tespit edilen bir diğer hukuksuzluk birbirinden mekansal olarak çok farklı yerlerde olan iki farklı ihale olarak hazırlanmış olan yerler birleştirilmiş, ihale haline getirilmiş, rekabet koşullarını engelleyici bir durum yaratıldığı’ diyor. Suçlar ne: Nitelikli zimmet, devlet alım ve satımlarında çıkar sağlamak, rüşvet almak, ihaleye fesat karıştırmak. Savcının görevlendirdiği bir bilirkişi heyeti, dönemin MHP Belediye Başkanı Alim Işık ile ilgili bu tespitleri yapıyor. İhaleyi alan, yani belediyeyi zarara ortan Aziz İhsan Aktaş.
Nerede Kütahya Belediyesi? Niye İstanbul dosyasında değil? Kütahya'da. Bugüne kadar sabah saat 6'da yüzlerce insanın evi basıldı. Alim Işık ile ilgili tek bir ifade alındı mı, tek bir kalem oynatıldı mı? Akın Gürlek sana yazıklar olsun. Eğer bu dosyaya bakıp Kütahya'yı ayıklamışsan, Ekim ayında Kütahya dosyasını Kütahya'ya yollamışsan ve bu Alim Işık hakkında tek kalem oynamamışsa, insanların eşleri, anneleri, babaları tutuklanmış cezaevine konulmuşsa bu soruşturma siyasidir, ahlaksızdır, hiçbir hukuki temeli yoktur. Utanın. Kütahya ile ilgili bir gözaltı kararı duydunuz mu? Ama üzülerek söylüyorum bugün Beşiktaş Belediye Başkanımızın eşinin kız kardeşi gözaltına alındı. Dört yaşında kızı evde yalnız. Çünkü eşi de tutuklu.
"Bu dosyanın şerefi, onuru Kütahya Belediyesi'ndeki yolsuzluklar kadardır"
Kütahya Belediye Başkanı yatağında. Soruyorum Akın Gürlek, Adalet Bakanı, Recep Tayyip Erdoğan -ki bu organize işlerin başındaki adam Recep Tayyip Erdoğan- içiniz rahat mı? Böyle mi soruşturma yapıyorsunuz? Böyle mi devleti temsil ediyorsunuz? İşte rapor ortada Kütahya Belediyesi'yle ilgili. Utanç verici bir tablodur. 86 milyona söylüyorum. Bugün düzmece bir maille Eylül ayında valilik de, savcılık da işin içine katılarak insanlar zorla alınıp konuşturularak Silivri’de tutsak edilmişlerdir. Bu dosya çökmüştür. Bu dosyanın şerefi, onuru Kütahya Belediyesi'ndeki yolsuzluklar kadardır. Haysiyetiniz varsa çıkın bunu açıklayın. Başta Recep Tayyip Erdoğan'a söylüyorum. Kendi belediyelerine dokundurmayacaksın. 4 yaşındaki Mila’nın annesini utanmadan, sıkılmadan gözaltına alacaksın. Bir yıl önce çirkin bir kurgu yapmışlar. O yüzden bu soruşturmanın nedeni yolsuzluk ve onunla mücadele değildir. Bu soruşturmanın tek sebebi Recep Tayyip Erdoğan'ın korktuğu, kaybedeceğini bildiği Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'nu esir alma operasyonudur. Deliller burada.
"O hakime de, o mahkemeye de buradan gerçekten diyecek söz bulamıyorum, halka havale ediyorum"
Yine Fatih Altaylı'nın Cumhurbaşkanı’na tehditten dolayı tutuklu olduğu dosya 3 Ekim'e atıldı. Ne yaptı bu adam? 1 Eylül'de adli tatil bitiyor. Niye 3 Ekim’e atıyorsunuz? Çünkü senin yolsuzluklarını, hukuksuzluklarını YouTube kanalında anlattığı için intikam alıyorsun. Yazıklar olsun. Ne hakla sen Fatih Altaylı'yı 3 Ekim'e kadar tutuyorsun? Neymiş, Cumhurbaşkanı'nı tehdit ediyormuş. 5 bin korumayla, 12 uçakla gezen Cumhurbaşkanını kim tehdit edebilir. Maalesef ki onun kurduğu bu sistem bizler için bir tehdit sebebi. Fatih Altaylı için tehdit sebebi, belediye başkanlarımız için tehdit sebebi. Ve tensiple bir karar vermesi lazım. O hakime de, o mahkemeye de buradan gerçekten diyecek söz bulamıyorum, halka havale ediyorum.
"Çorum'dan AK Parti Belediye Başkanı olan bir avukatla 320 milyonluk bir sözleşme yapıyorlar"
Tam bir rezalet. Utanç verici bir olay. Bir sulh hukuk hakimiyle iki tane 28-29 yaşındaki avukatın aktörleri olduğu bir olay. Nasıl oluyor da İstanbul Barosu'nda 100 bin avukat var. Bu genç meslektaşlarım, kardeşlerim 30 bin liraya iş bulamıyor. Bürosunun kirasını ödeyemiyor. Evlenemiyor çünkü para kazanamıyor, dosyası yok. İş bulamıyor. Asgari ücretle çalışan avukat kardeşlerim var. Ama bu iki avukat, İnan Kıraç’ın dosyası dahil birçok dosyaya vasi olarak atanıyor. 1,6 milyon aylık ücret yazılıyor. Ve en acısı Çorum'dan AK Parti Belediye Başkanı olan bir avukatla 320 milyonluk bir sözleşme yapıyorlar.
Bunun da 128 milyonunu peşin olarak veriyorlar. Soruyorum, kim kazanıyor bu parayı? Yıllarını bu mesleğe verenler herhalde kahrolmuştur. Sonra olay patlıyor. İki sulh hakimi 300 bin liraya düşürüyor. Ve buna isyan eden hakimleri HSK'ye şikayet ediyor. Devletin kurumlarını kirlettiler. Söylüyorum Adalet Bakanı'na, senin görevin insanları tutuklattırmak değil, Türkiye'de adaletin doğru işlemesini sağlamak. Halimiz bu.
86 milyona bir kez daha şikayet ediyorum ve ‘tutsaklarımızı bırakın’ diyorum. Bunu da İstanbul İl Başkanlığımızdan haykırarak Cumhuriyet Halk Partisi grubu olarak söylüyorum.”