Cumhuriyet Halk Partisi, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 59’uncusu için bugün Bolu’da sahaya çıktı.
CHP, “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin 59’uncusunu Bolu’da düzenliyor. Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da konuşma yaptı. CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve tutuklu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Silivri'den yazdığı mektubu CHP Bolu İl Başkanı Tahsin Mert Karagöz okudu.
Özel'in konuşmalarından satır başları şu şekilde:
"Meydana varan sokakları başına kadar dolduran, arama noktalarını aşan, haftanın son günüde bu saatlerde eve gitmek, evlada gitmek, eşe gitmek, anaya babaya varmak, sevgiliye kavuşmak varken, omuz omuza mücadele için burayı dolduranlara selam olsun! Helal olsun!
Bolu'dan her bahis geçtiğinde bir Bolu Beyi hatırlanır, bir Köroğlu hatırlanır. Şöyle bakıyorum meseleye, bugünün zalimlerine. Bolu Beyi olmaya ne var? Bolu Beyi olmak için bir kötü yürek, bir de tüfek lazım. Ama Köroğlu olmak için, Köroğlu olmak için bir Köroğlu, bir Kırat, bir de arkanda millet gerek, millet gerek, millet gerek arkanda. Öyle 10 binler arkanda binler varken, omuz omuzayken Bolu'yla hep birlikteyken, o kötülükten medet umanlar utansınlar, sıkılsınlar. Biz iyi insanlarla, yürekli, namuslu insanlarla birlikte mücadele etmeye, direnmeye ve hep birlikte başarmaya kararlıyız. Buna yürekten inanıyoruz.
Bolu Mitingi'nin bir özelliği de biz mitinglere genel başkan yardımcılarımız, parti meclisi üyelerimiz, milletvekillerimizle gidiyoruz. Ama bugün Bolu'da tam kadroyuz. Cumhuriyet Halk Partisi'nin tüm milletvekilleriyle aranızdayız, yanınızdayız, huzurunuzdayız. Her birisi, her birisi birbirinden kıymetli, değerli, bu zorlu süreçte mecliste mücadele eden, sahada mücadele eden, saldırılara karşı göğüs göğüse mücadele eden, görev verilince görev yerine koşan, olmadım memleketine koşan, saldırılarda baba ocağını korumak için göğsünü siper eden milletvekillerime, grubumuza huzurunuzda teşekkür ediyorum.
Bu iktidar kadına iyi gelmiyor, çocuğa iyi gelmiyor, doğaya iyi gelmiyor, maalesef ormana da iyi gelmiyor. Tam 2004-2024 arası ortalama 788 yangın çıktı ve geçen sene son 20 yılda yanan kadar ormanı maalesef Bolu kaybetti. Tabii bir yandan yangınlar olunca yangın uçaklarından, helikopterlerden bahsediliyor.
Üç büyük uçak daha olsa bu yangın hemen kontrol altına alınırdı diye konuşanlara sadece şunu hatırlatıyorum. 19 Mart darbesi için harcadıklarını kendileri itiraf ettikleri, "Rezervleri bugünler için tuttuk, bugünlerde yaktık" dedikleri parayla üç değil 3.000 tane yangın söndürme uçağı alınıyordu. Memlekete yaptıkları kötülüğü bir de bu tarafıyla görmek mümkün. Bolu'dan Karabük'e uzanan Gerede Çayı'na yapılan ihaneti Bolu milletvekillerimiz yıllardır dillerinde tüy bitircesine anlatıyorlar. 350 kat artan bir kirlilik var. Cennet Bolu, vahşi madencilikle boğuşuyor.
Mengen'in bu konudaki sesini duyuyoruz. Oradaki ÇED sürecine yönelik mücadeleyi duyuyoruz. Mengen'de madencilik, vahşi madenciliğe karşı verilen mücadelenin sonuna kadar arkasındayız. Mengen'in sonuna kadar yanındayız.
Bu keyifli, bu güzel akşamın en keyifsiz konusu şüphesiz Kartalkaya yangını. Maalesef 36'sı bebek ve çocuk, 78 canımızı kaybettik.
Türkiye'nin yüreği yandı, en çok da Bolu'nun yüreği yandı. O gün bütün programlarımızı iptal edip biz buraya koşarken, birileri Ankara İl Kongresi'ndeki rozeti takana kadar vefat sayısını gizli tutup, 6'da, 10'da tutup açıklamamaya çalışıyorlardı. Sabah 9.15'te Tanju Başkan, milletvekilimiz, il başkanımız gerçek rakamın 60'ın üzerinde olduğunu söyledi ama Ankara İl Kongresi bitene kadar rakamı sakladılar. Güle oynaya rozet taktılar.
Tanju Başkan, gerçek rakamın 60'dan fazla olduğunu söyledi ama onlar güle oynaya rozet taktılar. Baktılar bilirkişi heyeti, il özel idaresi diyor, turizm bakanlığı diyor çalışma bakanlığı diyor. Aldılar bilirkişi raporunu buradan bakanlığı kaldırın dediler. Biz bu tür meselelerin siyaset üstü ele alınmasını isteriz. Ama o gün yaptıkları işle, dışarıdan heyet getirmelerle, Danıştay'da daire başkanının yüreği yanmış, herkesin dudakları titriyor dinlerken."
"Sorumlu Bakan'ı orada tutuyorlar, koruyorlar, yazıklar olsun!
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un facianın ardından görevden alınmamasına dikkat çeken Özgür Özel, "Kimseyi korumayın, kimseyi sakınmayın, izin vermeyerek sorumluların yargılanmasına engel olmayın dedik. Bunların hepsini yaptılar, halen daha baş sorumlu bakanı orada tutuyorlar, koruyorlar, yazıklar olsun" diyerek şu tepkiyi gösterdi:
"Adalet gelene kadar, Kartalkaya ailelerinin de sizler yanında duruyorsunuz, bizler yanlarında duruyoruz, bundan sonra da yanlarında durmaya devam edeceğiz ve iktidar olduğumuzda, başta Soma davasındaki 301 evladımızın adalet talebi olmak üzere Soma'dan Kartalkaya'ya kadar, Hendek'le, Afyon'uyla, Çorlu'suyla ve daha sayamadığım onlarcasıyla yüreğinde adalet talebi bu yargıya, iktidar tarafından yönlendirilen bu yargıya takılan herkese söylüyorum: Yüreğinizi ferah tutun, gün gelecek, o davalar yeniden görülecek, hak yerini bulacak, adalet yerini bulacak."
"TÜİK, Tayyip'i üzmeyen istatistik kurumu"
19 Mart operasyonlarının ardından ekonomik sıkıntıların artmasına dikkat çeken CHP Lideri Özgür Özel, bugün açıklanan enflasyon rakamlarına da değinerek şöyle sürdürdü konuşmasını:
"Bugün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK'e göre enflasyon aylık %3.2, yıllık %33 ama gerçek enflasyon ENAG ölçtüğünde yıllık %63. Arada yarı yarıya fark var. Maalesef bu yarı yarıya fark da emeklinin maaşından, asgari ücretlinin alacağı zamdan, memurun maaşından çıkıyor.
Hesaplar TÜİK'e göre yapılıyor. TÜİK, Tayyip'i üzmeyen İstatistik Kurumu'nun baş harfleri biliyorsunuz ama diğer tarafta, diğer tarafta yoksulluk artık katlanılamaz bir noktaya geliyor. Bakın, bugün, geçtiğimiz hafta açıklanan rakama göre resmi yoksulluk sınırı 91.000 lira oldu."
"Muhalefete muhalefet devrini geride bıraktık"
Geçtiğimiz günlerde TBMM'de düzenlenen açılış resepsiyonda Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile samimi görüntüler veren DEM-Gelecek-DEVA-Yeniden Refah partilerinin genel başkanlarına gösterilen tepkilere değinen Özel, "Muhalefete muhalefet etme devrini geride bıraktık" diyerek asıl tepkinin iktidara gösterilmesi gerektiğini belirtti.
"Birileri kendini gayrimeşru görüp, CHP'nin olmadığı yerde 'aman aman' deyip yıllardır bayramlaşmadığı partileri davet edip çay içti diye, yıllardır elini sıkmadıklarına şimdi çeşitli umutlarla el uzattılar diye esas kızılacak dururken, hiçbir günahı olmayan kişilere, parti seçmenlerine ağır gelecek sözler, laflar söylenmesin" diye konuşan Özel duruma ilişkin şunları söyledi:
"Çünkü bildiğimiz bir şey var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'ni bir cephe olarak savunmuyoruz. Biz Türkiye'nin bütün demokrasisini savunuyoruz. Bunun için muhalefete muhalefet devrini çok gerilerde bıraktık.
Bugün Fatih Altaylı'nın duruşması vardı. 104 gündür tutuklu. Serbest kalması dışında bir seçenek yok. Cumhurbaşkanına tehdit ve hakaret... Bugün tutukluluğuna devam kararı verdiler. Ayşe Barım'ı şikayet eden diyor ki 'Barım'ı tanımam, Gezi'ye gittiğini gördüm kızdım şikayet ettim' diyor.
Bütün sanatçılar 'Beni Ayşe göndermedi' dedi. Hatta bir tanesi dedi ki beni Yavuz Bingöl çağırdı dedi. O zaman özgürlükçüydü, bugün darbeci oldu. Erdoğan'ın dizinin dibine oturdu. Şu kadarcık haysiyetleri olsa bir telefon açın da Yavuz Bingöl'ü ifadeye çağırın. Ama Yavuz Bingöl Gezi'de suç işlemedi, bugün AKP'nin kara düzenine alet olduğu için suç işliyor!"