Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Medistate Çekmeköy Hastanesi açılış töreninde konuştu.

Türkiye’de sağlık alanında yaşanan gelişmelere ilişkin konuşan Erdoğan, “Aile hekimliği sistemimizle; devlet hastanelerimiz, şehir hastanelerimiz, özel hastanelerimiz ve üniversite hastanelerimizle çok güçlü bir altyapı oluşturduk. Bakınız, bugün Türkiye; toplam 1.539 sağlık kuruluşu, 270 binin üzerinde yatak kapasitesi ve 49 bine yaklaşan yoğun bakım yatağıyla vatandaşına kesintisiz sağlık hizmeti sunan bir ülkedir” ifadelerini kullandı.

“Defalarca gösterdiğimiz gibi, sağlık alanında artık farklı bir ligin oyuncusuyuz”

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;

Türkiye ise son asrın en büyük sağlık krizi olan koronavirüs salgınını en iyi yöneten ülkelerden biri oldu. Bu süreçte, kamu ve özel ayrımı gözetmeksizin sağlık altyapısının ne kadar önemli olduğunu hepimiz bizzat tecrübe ettik. Devlet ve şehir hastanelerimizle birlikte özel sağlık kuruluşlarımız, salgını başarıyla yönetmemizde gerçekten kritik roller üstlendi.

6 Şubat depremlerinde de benzer durumlarla karşılaştık. Acil afet durumlarında özel hastanelerimiz, Sağlık Bakanlığımızın yürüttüğü koordinasyonla ciddi bir yük üstlendi. Buradaki hizmet bedelleri devletimiz tarafından karşılanarak, ilave bir maddi külfet oluşturmadan halkımıza en iyi sağlık hizmeti sunuldu. Türkiye, bu alanda öncü ve örnek bir ülke olduğunu son yıllarda defalarca göstermiştir.

Defalarca gösterdiğimiz gibi, sağlık alanında artık farklı bir ligin oyuncusuyuz. Bundan da ülkemiz adına kıvanç duyuyoruz.

“Özel teşebbüs denince hemen eleştiri oklarını çeken, saldırıya geçen bir kesim var”

Şimdi biz böyle konuşunca nedense birileri rahatsız oluyor. Ülkemizde, hangi alanda olursa olsun “özel teşebbüs” denince hemen eleştiri oklarını çeken, saldırıya geçen bir kesim var. 1960’lı ve ─70’li yılların jargonlarına hapsolmuş bu çevreler, güya kamuculuk adına son derece yanlış bir şekilde her türlü özel gelişime karşı çıkıyorlar.

Özel sektör okul yapar, hastane yapar; kamuoyuyla iş birliği içinde yol, köprü, havalimanı yapar; bakarsınız, bunlar anında kötülemeye başlar. Ama makul, mantıklı, pratik ve sürdürülebilir hiçbir öneri de getirmezler. Türkiye’nin ufkunu açacak, ekonomimize katma değer sağlayacak, millete ve memlekete faydası dokunacak hiçbir projeleri, hiçbir fikirleri yoktur. Biz, 23 yıl boyunca attığımız her adımda, hayata geçirdiğimiz her eserde, özel sektörümüzle iş birliği içinde ülkemize kazandırdığımız her yatırımda bunlarla çok sık muhatap olduk. Nasıl ki elinde çekiç olan her şeyi çivi olarak görürse, bunlar da her konuyu getirip bir şekilde özel teşebbüs düşmanlığına bağladılar.

Mesela 2002 öncesinde olduğu gibi sağlık hizmeti almak bir çileye dönüşmüşse, böyle bir sistemde ne kamuculuktan ne de sosyal devletten söz edilebilir. Aynı şekilde belediye kaynakları talan ediliyor, halkın parası rantçıların, yolsuzların ve yandaşların cebine akıyor; bunun tüm faturasını daha fazla trafik, daha fazla eziyet ve daha yavaş hizmet olarak sokaktaki vatandaş ödüyorsa, orada da bunların hiçbiri yoktur. Tam tersine, çok büyük bir soygun vardır.

“Türkiye, vatandaşına kesintisiz sağlık hizmeti sunan bir ülkedir”

Aile hekimliği sistemimizle; devlet hastanelerimiz, şehir hastanelerimiz, özel hastanelerimiz ve üniversite hastanelerimizle çok güçlü bir altyapı oluşturduk. Bakınız, bugün Türkiye; toplam 1.539 sağlık kuruluşu, 270 binin üzerinde yatak kapasitesi ve 49 bine yaklaşan yoğun bakım yatağıyla vatandaşına kesintisiz sağlık hizmeti sunan bir ülkedir.

Bir ülkedir; sadece İstanbul’da son 23 yılda 35 yeni hastane inşa ettik. Mevcut hastanelerimize 24 ek hizmet binası kazandırdık, 18 hastanede ise güçlendirme çalışması yaptık. Böylece toplamda 77 hastaneyi İstanbul’a kazandırmış olduk.

İddia: Özlem Çerçioğlu, çalışanları AK Parti üyeliğine zorluyor
İddia: Özlem Çerçioğlu, çalışanları AK Parti üyeliğine zorluyor
İçeriği Görüntüle

Hastane yapmakla da yetinmedik. 12 ağız ve diş sağlığı merkezi, 103 birinci basamak sağlık tesisi kurduk. Son 5 yılda, üçü şehir hastanesi olmak üzere 7 büyük hastaneyi hizmete açarak İstanbul’un sağlık yükünü önemli ölçüde hafiflettik. Hizmete hazır hastanelerin bağlantı yollarını yapmaktan bile aciz olanlara rağmen bütün bunları başardık.

İstanbul’da sağlık yatırımlarımızın toplam bedeli 170 milyar lirayı buldu. Hâlen hazırlıkları devam eden 37 projemiz tamamlandığında, inşallah bu rakam 250 milyar liraya çıkacak.

Şurası da bir gerçektir ki sağlıkta kilit nokta personeldir. İstanbul’da toplam hekim sayısını yüzde 134, ebe ve hemşire sayısını ise yüzde 311 oranında artırdık. Bugün Türkiye genelinde 203 bin 4 yüzü aşkın hekimimiz, 264 bine yaklaşan hemşiremiz olmak üzere toplam 1 milyon 470 bin sağlık çalışanımız bulunmaktadır.

İstanbul’da ise 52 bine yakın hekimimiz, 51 bini aşkın ebe ve hemşiremiz milletimize hizmet vermektedir. Bu güçlü insan kaynağıyla yıllık muayene sayısını Türkiye genelinde 1 milyarın üzerine, İstanbul’da ise 170 milyonun üstüne çıkardık. Türkiye’de bir günde yaklaşık 3 milyon muayene gerçekleştiriyoruz. Ayrıca İstanbul’da 79 bin vatandaşımıza evde sağlık hizmeti ulaştırıyoruz.

Muhabir: Şevval Dalgıç