Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından açıklanan 2026-2028 Orta Vadeli Program’a ilişkin yazılı bir değerlendirme yaptı. Baran, programın enflasyonla mücadelenin süreceğini ortaya koyduğunu belirterek, “Orta Vadeli Program, dezenflasyon sürecinin devam edeceğini gösteriyor. Ekonomide yaşadığımız her türlü sorunun baş kaynağı olan enflasyonun tek haneye inmesi, üreticiden yatırımcıya, işçiden işverene kadar tüm kesimler için büyük önem taşıyor,” dedi.
Programda üretim, yatırım ve istihdamı artırmaya yönelik düzenlemelerin yer almasını olumlu bulduklarını kaydeden Baran, “Programın başarıyla uygulanması için iş dünyası olarak çalışmaya devam edeceğiz. Programın ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyoruz,” ifadelerini kullandı.
Katma değerli üretim ve rekabet gücü artacak
Baran, Orta Vadeli Program’ın iş dünyasının planlamalarında rehber niteliği taşıdığını vurgulayarak, sektörel önceliklendirmeye dayalı hedefli sanayi politikalarının hayata geçirilmesinin, yüksek katma değerli üretim ve rekabet gücünü artıracağına dikkat çekti.
“Bu yaklaşım, ülkemizin sanayide dönüşüm vizyonuna ivme kazandıracak,” diyen Baran, stratejik sektörler arasında yer alan savunma sanayi, medikal teknolojiler, bilişim ve yazılım alanlarında yerli kapasitenin güçlendirilmesinin küresel rekabetçiliği artıracağını ifade etti. Baran ayrıca, KOBİ’lerin finansmana erişiminin kolaylaştırılmasının bu süreçte hayati önem taşıdığını belirtti.
Yapısal dönüşümler Türkiye ekonomisinin direncini artıracak
Baran, yapısal dönüşümlerin kararlılıkla hayata geçirilmesinin Türkiye ekonomisinin dayanıklılığını artıracağını vurguladı. Üretim kapasitesi, nitelikli iş gücü, enerji verimliliği, dijitalleşme ve yeşil dönüşüm alanlarında yapılacak düzenlemelerin, üretim ve yatırım ortamını güçlendireceğini söyledi.
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ihracatı destekleyecek
Orta Vadeli Program’da yer alan Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmaların ihracat açısından önemine de değinen Baran, “İhracatın geleneksel ürün ve pazar yapısının geliştirilerek, yeni ürün ve yeni pazar çeşitliliğine odaklanılması; ayrıca Gümrük Birliği’nin güncellenmesi yönünde atılacak adımlar, Türk markalarının dünya vitrininde daha fazla yer almasına katkı sağlayacaktır,” değerlendirmesinde bulundu.