Türkiye’de ikinci el araç piyasası büyük bir hızla büyüyor; yılda yaklaşık 8 milyon aracın el değiştirdiği belirtiliyor. Alıcılar, satış öncesi aracın gerçek durumunu öğrenmek için ekspertiz firmalarına yöneliyor; ancak bu talep, sektörde hem kurumsal hem de kayıt dışı yapılanmaların artmasına yol açtı.
Denetimsizlik sektörde yeni riskler üretiyor
Türkiye Gazetesinden Kaan Zenginli’nin haberine göre ekspertiz sektöründeki denetimsizlik, kayıt dışı “kapı önü ekspertizi” gibi hileli uygulamaların yaygınlaşmasına zemin hazırlıyor. Sektör temsilcileri, MYK sertifikalı kurumsal firmaların ‘Uzman Otomotiv Teknisyeni/Eksperi’ belgeli personelle çalıştığını vurgularken, binlerce kayıt dışı kişi ve küçük ölçekli yapılanmanın da hizmet verdiğini ve piyasayı riske attığını söylüyor.
Fiyatlar çok farklılaşıyor; tüketici standart tarifeden yoksun
Kurumsal firmaların ilan ettiği fiyatlar arasında büyük farklar bulunuyor; standart bir tarife olmaması vatandaşın aynı hizmet için çok farklı ücretler ödemesine neden oluyor. Basit diagnostik incelemeler 3 bin liradan başlarken, kapsamlı full paketler 20 bin liraya kadar tırmanabiliyor. Minör boya hasarı için tamir ücreti belirlenmesine ilişkin ekspertiz ücretleri ise 8 bin 500 lirayı bulabiliyor.
Ekspertiz paketleri firmadan firmaya değişiyor
Ekspertiz şirketleri genellikle mini, standart, full ve ekstra full paketler sunuyor; ancak her firmanın bu paketlerde sundukları hizmetler farklılık gösteriyor. Mini pakette kaporta-boya ve motor mekanik kontrolü yapılırken; standart pakette lift üzerinde alt mekanik, ön takım ve yürür aksam kontrolleri ekleniyor. Full pakette elektronik arıza, fren, süspansiyon, yanal kayma testi, yol testi ve iç aksam kontrolleri yer alıyor. Ekstra full paketlerde ise 1.000 km kaporta-boya garantisi, hava yastığı cihaz ve fiziki kontrolü, dyno motor performans testi ve çeşitli sorgu hizmetleri sunuluyor.
Kayıt dışı anlaşmalar tüketiciyi aldatıyor ve hukuki süreçler uzuyor
Tüketici dernekleri, ekspertiz hizmetinin tüketici güvenliği için asli bir hizmet olduğunu, fahiş fiyatlamanın ve kayıtsız uygulamaların kabul edilemez olduğunu belirtiyor. Şikayetlerde sıkça, satıcı veya galeri tarafından “Araç temiz, isterseniz ekspere götürelim” denilerek anlaşmalı ekspertiz firmasına yönlendirme yapıldığı; bunun sonucunda büyük hasarlı araçlara bile “sorun yok” raporu verildiği iddia ediliyor. Mağdurların durumu başka servislere götürerek öğrendiklerinde hukuki yollara başvurduğu, ancak uzun dava süreçleriyle karşılaştıkları ifade ediliyor.
Uzmanlar ve tüketici örgütleri sıkı denetim istiyor
Tüketici dernekleri, yılda 8–10 milyon aracın geçtiği ekspertiz sektörünün sıkı kontrol edilmesi gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde ekspertizin, dolandırıcılığa karşı son güvence olmaktan çıkıp, kendisinin de bir sorun haline geleceği uyarısı yapılıyor. Elden para alan, fatura kesmeyen ya da usulsüz rapor düzenleyen firmaların raporlarına güvenilemeyeceği belirtiliyor.