AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Kürşat Zorlu, "Bugün kurulan komisyon aynı zamanda çocuklarımıza terörden arınmış, barış ve güven içinde bir Türkiye bırakmanın da zeminini oluşturacaktır. Unutulmamalıdır ki; Türk milleti sevgi, kardeşlik ve dayanışma hafızasından aldığı güçle önüne çıkan ve çıkacak tüm sorunları aşmaya muktedir." dedi.
Zorlu, "barış ve demokrasi" çalışmaları kapsamındaki Meclis'teki komisyonunun ilk toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM'de "Terörsüz Türkiye" hedefine hizmet edecek çok anlamlı bir adım atılarak komisyonun resmen kurulduğunu söyledi.
Komisyonun kurulmasının sadece siyasi bir karar olmadığını vurgulayan Zorlu, komisyonun milletin yıllardır teröre karşı sergilediği ortak duruşun kurumsal bir temsili olduğunu ifade etti.
Bu buluşma zeminini, büyük Türkiye'nin inşası için tarihi bir fırsat platformu olarak görmek gerektiğini söyleyen Zorlu, komisyonun kurulma sürecine destek veren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e ve diğer siyasi partilere teşekkür etti.
Bu talebin tavizsiz bir duruş sergilemesini zorunlu kıldığını vurgulayan Zorlu, şöyle konuştu:
"Gelinen aşamada hesap verme yükümlülüğünün tamamen ortadan kalkması da adalet unsurunu zedelemeye matuftur. Kalıcı toplumsal barış ancak devletin egemenliğinin ülkenin her noktasında, 86 milyon, her bir vatandaşımız açısından eksiksiz olarak sağlanmasıyla mümkün olabilir. Bu bağlamda terörün her türlüsüne karşı sıfır tolerans yaklaşımı artık sadece bir devlet politikası değil, aynı zamanda güçlü bir toplumsal mutabakat haline gelmiştir. Toplumun her kesiminden teröre karşı yükselen bu haykırış, teröre karşı yürütülen mücadelenin arkasındaki en büyük güç konumundadır. Dolayısıyla bu mesele dar siyasi tartışmaların konusu yapılmamalı, iç siyasetin gündelik diliyle değil, milli birlik ve beka anlayışıyla ele alınmalıdır. Nitekim terörle mücadele sadece güvenlik politikalarının konusu değil, aynı zamanda bir adalet, bir vicdan bir gelecek kuşaklara karşı sorumluluk meselesidir.
Bir diğer önemli nokta da silah bırakılması, bir örgütün meşrulaşma çabası olarak kabul edilemez. Bilakis milletin birliğine kastetmiş bir yapının teslimiyeti olarak görülmelidir. Devletimiz bunu bir pazarlık konusu yapmamıştır ve bundan sonra da yapmayacaktır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın en başından bu yana ortaya koyduğu bu kararlı irade milletimizin vicdanında da kabul görmüştür. Bu açıdan bakıldığında silah bırakma kararını meşrulaştırma veya pazarlık aracı gibi sunma girişimlerine karşı hepimiz çok dikkatli olmalıyız. Zira eğer demokrasi temelli bir siyaseti, ülke sathında baki kılmak istiyorsak herkesin şiddetle arasında kesin çizgiler çekmesi gerektiği çok açıktır. Aynı kararlılığı sadece ülke içinde değil, sınır ötesinde de göstermeye devam etmek durumundayız."
Kürşad Zorlu, komşu ülkelerde barınan ya da destek bulan terör yapılarının Türkiye'ye tehdit oluşturmasına izin verilemeyeceğini belirterek, bu noktada yürütülen caydırıcı politikaların hem milli güvenliğin hem de bölge istikrarının vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyledi.
"Komisyonun bu sınırlanmış bağlamını aşarak birtakım anayasal değişiklikleri gündeme taşımak ve bunlar üzerinden toplumsal desteğimizi sarsmaya yönelik girişimler de milli sorumluluğumuza aykırılık teşkil edecektir" ifadesini kullanan Zorlu, Anayasa'nın ilk 4 maddesi dahil olmak üzere milletin bileştirici unsurlarını ihtiva eden hükümlerin milletin vicdanı tarafından desteklendiğini ve denetlendiğini belirtti.
Kürtlerin bu ülkenin asli unsuru, kardeşi ve milli birliğin vazgeçilmez bir parçası olduğunu söyleyen Zorlu, bugün için önemli olanın milletin tüm fertlerinin, huzur içinde yaşayacağı hak ve fırsatlara sahip olarak geleceğe birlikte yürümesi olduğunu vurguladı.
Zorlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İlk toplantının odaklandığı temel unsurlar; komisyonun adı, işleyiş biçimi ve hareket tarzı tüm bu hassasiyetleri gözeten bir muhtevada uyumlaştırılmalıdır. Bu mücadelede canını hiçe sayan kahramanlarımızı da anmadan geçemeyiz. Aziz şehitlerimize, terör saldırılarında hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunuyorum. Bu devletin ve milletin, onların hatırasına sahip çıkmak, ailelerinin onurunu korumak ve yaşadıkları mağduriyetleri gidermek yönünde ahlaki, vicdani ve tarihsel bir sorumluluğu vardır. Cumhurbaşkanı'mızın da sıkça ifade ettiği gibi şehitlerimiz, gazilerimiz, başımızın tacıdır ve öyle kalacaktır. Bugün kurulan komisyon aynı zamanda çocuklarımıza terörden arınmış, barış ve güven içinde bir Türkiye bırakmanın da zeminini oluşturacaktır. Unutulmamalıdır ki; Türk milleti sevgi, kardeşlik ve dayanışma hafızasından aldığı güçle önüne çıkan ve çıkacak tüm sorunları aşmaya muktedir."
"Terörsüz Türkiye bir millet projesidir"
AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül ise Türkiye'nin tarihi bir kararın eşiğinde olduğunu söyledi.
Türkiye'nin de içinde bulunduğu bölgenin buhranlı ve çalkantılı bir dönemden geçerken, bugün Meclis'te milli birlik ve dayanışma ruhuyla bir araya geldiklerini belirten Gül, huzur, barış ve güvene dayalı bir gelecek inşa etmek için tarihi bir misyon üstlendiklerini vurguladı.
Kararlı ve vizyoner liderlikleri için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye şükranlarını sunan Gül, komisyonun teşkili ve çalışmalarındaki kolaylaştırıcılığı, yol göstericiliği için Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'a da teşekkür etti.
Gül, "Terörsüz Türkiye" sürecine, uzlaşma arayışına katkıda bulunan TBMM Başkanvekili ve DEM Parti İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'e de Allah'tan rahmet diledi.
TBMM çatısı altında yürütülen her sağduyulu çabanın, milletin huzurunu, kardeşliğini ve birlik umudunu büyüttüğünü vurgulayan Gül, bugün üzerinde çalıştıkları meselenin sadece bir güvenlik meselesi olmadığını aynı zamanda milletin kader ortaklığına dayanan bir gelecek inşası olduğunu da ifade etti.
"Terörsüz Türkiye"nin bir millet projesi olduğunu dile getiren Gül, şöyle konuştu:
"Terörsüz Türkiye, bu topraklarda yaşayan her bir ferdin, talep ve beklentisidir. Bu proje, emperyalizmin oyunlarını boşa çıkaran bir adımdır. Emperyal güçlerin bölgedeki çıkar hesaplarına karşı Türkiye'nin dik duruşunun bir tezahürüdür. Bu hedefin gerçekleşmesinde devletin kararlılığı ve siyasetin sahiplenmesi çok önemli bir belirleyiciliktir. Siyaset kurumumuzun bu konudaki pozitif tutum alması da bu süreçteki önemli kaldıraçtır. Bu sürecin parlamentoda, yüce Meclis çatısı altında yürütülmesi de yine demokratik bir zemine kavuşturmuştur. Temsilin ve vekaletin olduğu yerde meşruiyet de vardır. Seçmenlerin kahir ekseriyetinin temsil edildiği, demokratik temsil kabiliyeti çok yüksek bir mecliste böyle bir heyetin süreci sahiplenmesi, Türk siyasi tarihimiz ve devlet pratiğimizde önemli bir örneklik teşkil etmektedir. Bu süreç, yarım asırlık bir acıyı sona erdirmeyi hedefleyen bir kardeşlik projesidir. Terörün aramıza koyduğu duvarları yıkmak, aynı bayrak altında yeniden kenetlenmek için daha güçlü bir şekilde buluşmak için, kenetlenmek için tarihi bir fırsattır."
Farklı siyasi partilere ve dünya görüşlerine sahip olsalar da Meclis çatısı altında ortak duygularla, aynı amaç için bir arada olduklarını dile getiren Gül, TBMM'nin sadece bir yasama organı olmadığını, TBMM'nin Milli Mücadele'nin kalbi, bağımsızlık yürüyüşünün karargahı ve millet iradesinin tecelligahı olduğunu anımsattı.
Gül, "Terörsüz Türkiye hedefi ülkemizin tamamını, 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını yakından ve doğrudan ilgilendiren toplumsal barış ve bütünleşme perspektifidir. Bu hedef herhangi bir partinin, kişinin ya da kurumun projesi değil. Bizatihi 86 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşımızın, halkımızın ortak projesidir, ortak hedefidir. Bu hedef, çocuklarımızın yarınlarını, gençlerimizin umutlarını tüm prangalardan kurtarma gayesidir." diye konuştu.
Komisyonun, bütün seslerin duyulmasına ve Türkiye'de bütünlüğün tahkim edilmesine, kültürel zenginliğin artmasına vesile olacağına inandıklarını dile getiren Gül, AK Parti iktidarlarında demokrasinin, özgürlüklerin, millet iradesinin güçlenmesi için gayret ettiklerini söyledi.
Şehitlerin uğruna can verdiği bağımsızlık ve birlik idealinin en sağlam dayanağının "Terörsüz Türkiye" hedefinin olduğunu ifade eden Gül, şehitlerin emanetini yere düşürmemek, onların mirasına sahip çıkmakla mükellef olduklarını vurguladı.
Terörün gölgesinin düştüğü ülkede ne gerçek özgürlükten ne de huzurlu bir gelecekten söz edilemeyeceğini dile getiren Gül, şöyle konuştu:
"Artık anaların ağlamadığı, babaların evlatlarını toprağa vermediği, umutla ve güvenle yarına yürüyen bir Türkiye ideali hepimizin müşterek bir hedefi olmalı. Bundan dolayı geçmişin acılarından ders çıkarıp ortak geleceğimizi daha özgür, daha adil, daha huzurlu Türkiye olarak inşa etmek bizim asli sorumluluğumuzdur. Bu topraklarda hiçbir evladın canını yitirmediği, hiçbir annenin gözyaşı dökmediği bir Türkiye bizim hedefimizdir. Çünkü anne de bu toprakların annesidir, evlat da bu toprakların evladıdır. Bu komisyon, milletimizin ve tüm bölgenin umudunu omuzlamaktadır. Bu sebeple komisyondaki her bir partinin bulunması gerçekten çok kıymetlidir. Böylece siyasi ve toplumsal mutabakatın tam manasıyla sağlanacağına inanıyoruz. Bu sorunun çözümünde sadece bir partinin değil, Tüm Türkiye'nin ortak başarısının olacağına inanıyoruz. Ortak akılla ortak geleceğe güçlü bir şekilde yürüyeceğimize inanıyoruz. Tüm bu sürecin popülist, dar siyasi hesaplara kurban edilmemesini ve üslubun usulün de esastan önce geldiğini bir kez daha hatırlatmak isterim."
Bölgedeki istikrarsızlığın bütün bir coğrafyayı tehdit ettiğini dile getiren Gül, "Türkiye, iç cephesi ne kadar güçlü olursa dışarıdaki fırtınalara karşı daha güçlü ve daha tesirli olur, Türkiye'nin kendi iç huzurunu sağlaması aynı zamanda bölgedeki istikrarı da belirleyecek bir etkiye sahiptir. Türkmenler, Kürtler, Araplar bu coğrafyada, bu bölgede binlerce yıl beraber olduğumuz halkların beklentileri vardır ve hepsi Türkiye'ye bakmaktadır. Bu misyonu da bizler yerine getireceğimize inanıyoruz. Türkiye'nin demokrasi tarihine yeni bir sayfa açılacağına inanıyorum. Demokrasimizin, ülkemizin kazanacağı bir sonuca ulaşacağız. Cumhur İttifakı olarak, insanımızın güvenlik ve özgürlük hakkını asla pazarlık konusu yapmayız. Bu konuda Sayın Cumhurbaşkanı'mızın da net tavrı tüm milletimizce malumdur. Hak ve özgürlük bir pazarlık meselesi değildir. " diye konuştu.
AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın bugüne kadar milleti hiçbir konuda yanıltmadığını belirten Gül, verdikleri her sözü tuttuklarını, her adımı milletin hayrına attıklarını söyledi.
Gül, "Bugün de aynı kararlılıkla ifade ediyoruz. Bu ülkede vatan toprağını, İstiklal Marşı'mızı, bayrağımızı tartışmayı açtırmadık, açtırmayız. Teröre karşı nasıl dimdik durduysak, Türkiye'nin birlik ve bütününü nasıl koruduysak bundan sonra da aynı azimle, inançla bu mücadeleyi sürdüreceğiz." dedi.