Abdulkadir Selvi: İYİ Parti sürece karşı çıkarak eriyen oylarını kazanmak istiyor
Abdulkadir Selvi: İYİ Parti sürece karşı çıkarak eriyen oylarını kazanmak istiyor
İçeriği Görüntüle

Yerine kayyım atanan Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk, Mezopotamya Ajansı'nda verdiği röportajın ikinci bölümünde yaşamına ve siyaset hayatına dair merak edilen soruları yanıtladı.

Ahmet Türk, Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile olan anısını ilk kez paylaştı.

- Bazı konuşmalarınızda Turgut Özal'ın ölümü ve öncesine değiniyorsunuz. Ölümünün sizi çok etkilediğini söylemiştiniz. Bunun nedeni nedir?

Aslında onun (Özal'ın ölümü) öncesi var. O dönemde Şam'a gitmeye karar verdiğimizde kendisi ile bir görüşme yaptık. Bize "Ya tabii ki size gitmeyin demiyorum, size gidin de demiyorum. Yarın başınız belaya girerse sonra... Ama giderseniz şu mesajlarımı iletin" dedi. İkincisi, "Bizim partiden de bazılarını beraberinizde götürseniz sizin açınızdan rahat olur. Yani bir soruşturmayla karşı karşıya gelme riski azalır" dedi. "Ben şöyle düşünüyorum. Bunu aynen oldu gibi Öcalan'a anlatın" dedi ve şöyle devam etti: "Bir; herkes gelecek bir dilekçe verecek. Bir zarfın içine koyacağız. Bu zarf asla açılmayacak, 5 yıl içinde. Hiçbir suç işlemediği zaman, hiçbir soruşturma yürütülmeyecek. Yani bir bir itirafçı olma dilekçesi değil. Dilekçe verecek. İşte şeyi (silah) bırakıyorum. Demokratik siyasete katılıyorum. Bundan sonra da silahla ilişkimi kesiyorum. Böyle bir dilekçe verecek, bu zarfın içine bu zarf açılmayacak. Bu işin kolay olmadığını biliyorum ama ben Süleyman Demirel gibi korkak değilim. Allah'tan başka da kimseden korkmuyorum. Herkesten daha da milliyetçiyim ama bu sorunu çözmek zorundayız.

Bunun üzerine biz gittik. Lübnan'da Sayın Talabani'ydi, Kemal Burkay'dı, Sayın Öcalan'dı, oturduk, sohbet ettik, görüştük. Bir ateşkesin yapılmasına karar verildi. Tabii bütün hepsi "3 aylık bir ateşkes" dedi. Ben buna karşı çıktım.

- Neden?

Dedim ki ya 3 ay gibi bir zaman koymayalım. "Yok" dediler, "3 aylık bir zaman koyalım" dediler. Tabii ki onlar öyle deyince bizim yapacağımız bir şey yoktu. Sonra geldik Türkiye'ye. Biliyorsun o zaman Süleyman Demirel bir açıklama yaptı ve dedi ki "Kabak bile 3 ayda yetişmez." Öyle bir açıklama yaptı. Orada haklı oldum. Ben dedim ki "Hiç zaman süre koymayalım. Sürecin gelişmesine bakalım." Ama sonuçta öyle bir karar çıktı. Herkes 3 aylık süreci savundu.

Kaynak: MA