Selim Ercan

Elips TV’de İşimiz/Gücümüz programına konuk olan araştırmacı, belgeselci ve kentin “görsel hafızası”nı kayda geçiren isim Ahmet Soyak, Ankara tutkusunu ve yıllar içinde biriktirdiği belgeleri anlattı. Soyak, kenti santim santim gezerek oluşturduğu arşivle sadece geçmişi değil, geleceği de kayıt altına alıyor.

Kendisine takipçileri tarafından ‘Kent Kaşifi’ ünvanı verilen Ahmet Soyak, Kent Kaşifi olmanın fiziksel, hukuksal sıkıntılarına dikkat çekti.

“Tehlikeli alanlara inip çıkabiliyor, kötü insanlarla karşılaşabiliyorsunuz. Birkaç defa binalardan düştüm, vahşi hayvanların saldırısına uğradım. Hukuksal açıdan da mahkemelere verildim, berat ettim” diyen Ahmet Soyak, Kent Kaşifliği ile ilgili tanımını da aktardı. Tanım şöyle:

- Kent Kaşifliği, yaşanılan kentin görünmeyen ve ulaşılması güç yapı taşlarına yasal ya da yasal olmayan yollarla, (burası çok önemli çünkü içeri sokmadıklarında tel örgülerin üzerinden atlayarak girip) elde ettiği verileri toplumun her kesimine ulaştırmayı toplumsal sorumluluk bilinciyle görev edinmiş kişiye denir.

Ankara’yı belgelemek benim hem görevim hem tutkum

Elips TV’de yayımlanan İşimiz/Gücümüz programının bu haftaki konuğu, Ankara üzerine yaptığı arşiv çalışmaları ve belgesellerle tanınan Ahmet Soyak oldu. Ankara’nın en kapsamlı “belgehanesi”ne sahip olan Soyak, başkente duyduğu sevginin izlerini yıllar içinde biriktirdiği binlerce belge, görsel ve hikâyeyle sürdüğünü ifade etti.

Dursun Erkılıç’ın hazırlayıp sunduğu programda bir soru üzerine Ankara'yı keşfetme serüveninin çocukluk yıllarına uzandığını belirten Soyak, Ankara’nın görsel hafızasını oluşturma fikrinin bir ihtiyaçtan doğduğunu söyledi. Soyak, zamanla, kentin nasıl hızla değiştiğini fark ettiğini, binalar yıkılıp sokaklar dönüşürken kayıt tutulmadığına dikkat çeken Ahmet Soyak, “Bu beni çok rahatsız etti. Görsel hafıza işte bu boşluğu dolduruyor” dedi.

Asfaltın altında sadece beton değil, tarih var

Belgesel projelerinden biri olan Asfaltın Altında Dereler Var ile ilgili konuşan Ahmet Soyak, bu çalışmanın Ankara’nın kaybolmuş su yollarını izleme çabası olduğunu aktardı. “Ankara’nın eski dereleri artık asfalt altında kaldı. Oysa bu dereler, bir zamanlar yaşamın merkezindeydi” dedi.

Soyak’ı en çok etkileyen hikâyelerden biri, Bentderesi’ne ait. “Eski Ankara fotoğraflarında nehir kenarında oynayan çocukları görünce duygulanmamak mümkün değil. Şimdi oradan hızla geçen araçlar dışında hiçbir iz kalmadı” diye konuştu.

Dere krokileri, tarihî envanterler ve arkeolojik alanlarda çalışmanın ciddi bir saha deneyimi gerektirdiğini belirten Soyak, “Bazen saatlerce bir yapının izini sürüyorsunuz. Bazen de tesadüfen büyük bir keşif çıkıyor karşınıza” dedi.

Fotoğrafla belgelemek, zamanın içinden yürümek gibi

Soyak, bugüne kadar en çok etkilendiği tarihî yapının Roma Tiyatrosu olduğunu söyledi. “Kazıdan önce orası sadece bir yamaçtı. Şimdi tarihin nasıl toprak altından yükseldiğine şahit oluyoruz” dedi.

Kentsel dönüşümle ilgili de kaygılarını dile getiren Soyak, “Yıkmak kolay, belgelemek zor. Ama asıl zor olan, yok edilen hafızanın yerine ne koyacağımız” dedi.

Ankara’nın her köşesini her fırsatta gezdiğini belirten Ahmet Soyak, bu sürecin disiplin ve sabır gerektirdiğini vurguladı. Sosyal medyanın bu çalışmalara önemli katkı sağladığını da belirten Soyak, “Takipçilerimiz bazen eski bir sokağın çocukluğundaki hâlini hatırlayıp bizimle anılarını paylaşıyor. Bu çok kıymetli bir etkileşim” dedi.

Soyak, kent belgelenmesinin neden önemli olduğunu şu sözlerle açıkladı: “Bu sadece nostalji değil. Gelecek kuşaklar yaşadıkları kentin geçmişini bilmeden aidiyet kuramaz. Her bir belge, onlara kalacak bir mirastır.”

Doğal ürünleri Başkentlilerle buluşturan baba, gücünü ‘Bora’dan alıyor
Doğal ürünleri Başkentlilerle buluşturan baba, gücünü ‘Bora’dan alıyor
İçeriği Görüntüle

Ankara’nın tarihi önemine vurgu yapan Soyak, “Ankara, Frigya’dan Roma’ya, Selçuklu’dan Cumhuriyet’e bir tarih katmanıdır” dedi.

Muhabir: Selim Ercan