Türkiye' de öğretmen arz ve talep dengesi gözetilmeden yetiştirilen ve sayıları 1 milyona yakın olduğu ifade edilen ataması yapılmayan öğretmenlerin, sorunları her geçen gün daha da büyüyor.  Geçen yıl Mayıs seçimleri öncesinde; 8 Mayıs'ta 45 bin öğretmen ataması yapılmıştı. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 31 Aralık 2023 tarihinde öğretmen atamalarına ilişkin yaptığı açıklamada, 2023 KPSS puanıyla öğretmen atamalarının yapılacağını ve yakın zaman içinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Strateji Başkanlığı ve Cumhurbaşkanlığının kendilerine vereceği kadro sayısı doğrultusunda atama takvimi oluşturacaklarını açıklamıştı. 31 Mart seçimlerine yönelik yapılan bu açıklamalardan sonra ne yazık ki bugüne dek herhangi bir öğretmen ataması yapılmadı. Öte yandan da bugünde ataması yapılmayan öğretmenlerin, 2024 yılı için en az 100 bin atama talebi de bugünlerde dillendiriliyor. 2024 öğretmen atamalarıyla ilgili bir karar açıklanmazken süreç devam ediyor.  Bu kapsamda Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay ve Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, öğretmen atamalarıyla ilgili Elips Haber’e açıklamalarda bulundu.

“Atamaya bekleyen öğretmen sayısı 1 milyona yaklaşmış durumda”

Atamaların öğretmenlerin taleplerini karşılamaktan çok uzak olduğunu söyleyen Kadem Özbay, “Şu anda atama bekleyen öğretmen sayısı 1 milyona yaklaşmış durumda. Geçtiğimiz dönem sadece 600 bin kişi öğretmen olma umuduyla KPSS sınavına başvuruda bulunmuş. Bunun yanında artık başvuru umudu olmayan ve her yıl eğitim fakültelerinden mezun olan 45-50 bin öğretmen adayı bulunuyor. Bunun üzerine farklı fakültelerden de yine öğretmen olma umuduyla mezun olan ve buraya başvurabilecek kişileri düşündüğümüzde neredeyse 1 milyona yakın atama bekleyen öğretmen sayısı var” dedi.

“Siyasi iktidar buradaki plansızlığın net bir göstergesidir”

AK Parti’nin iktidara geldiğinde atamaya bekleyen öğretmen sayısının 60-70 bin civarında olduğunu kaydeden Özbay, “Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, iktidara ilk geldiği zamanlarda bütün meydanlarda ‘70 bin kişi atama bekliyor, üniversiteden mezun etmişsin, bu çocukları madem üniversiteye aldın atayacaksın. Bizim dönemimizde atanmayan öğretmen sorunu diye bir sorun kalmayacak. İktidara geldiğimizde üniversiteyi bitiren tüm öğretmen adayları bir gün sonra öğrencileriyle buluşacak’ ifadelerini kullanmıştı. O günden bugüne baktığımızda 70 binlere yakın atanmayan öğretmen sayısından bugün 1 milyonlara yaklaşan bir sayıdan bahsediyoruz. Siyasi iktidarın buradaki plansızlığın net bir göstergesidir. Devleti devlet yapan en önemli özelliği planlamasıdır” diye konuştu.

“İktidar sorunu her geçen gün artırarak devam ettiriyor”

Birçok ilde üniversitelerden mezun olan gençlerin geleceğiyle ilgili siyasi iktidarın hiçbir planlamasının olmadığına dikkat çeken Özbay, “Yani eğitimle istihdam arasındaki iş, eğitimle meslekler ve refah arasındaki ilişki ülkede tamamen kopmuş durumda. Birincisi bunu görmek lazım. Şu anda 100’ün üzerinde eğitim fakültesi var. Buradan birçok gencimiz öğretmen olma umuduyla mezun oluyor, eline diplomasın alıyor. Fakat devletin buna dair hiçbir çözümü olmadığı gibi sorunu da her geçen gün artırarak devam ettiriyor.  Cumhurbaşkanlığı Kabinesi sonrası açıklanan sayının yetmeyeceği kesin” ifadelerini kullandı.

“Siyasi iktidar döneminde öğretmenlik mesleği ayaklar altına alındı”

“Bu işten sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı atamayla ilgili hiçbir cevap vermeyip topu başka bakanlığa ve Cumhurbaşkanına attı” diyen Özbay sözlerini şöyle sürdürdü;

“Cumhurbaşkanı da atamayla bir miktar diye bir ifade kullandı. Bu bir miktar öğretmenlik mesleğine bir hakaret daha aslında.Siyasi iktidar döneminde öğretmenlik mesleği ayaklar altına alındı. Bu bir miktardan şunu anlıyoruz; eğer ki depremin yaşandığında dönemde 45 bin atamanın olduğu bir dönemde bu kadar veya daha fazla bir atama olsaydı cumhurbaşkanı en gür sesiyle biz 40-50 bin öğretmen alıyoruz derdi. Buradan anlaşılan şu ki bu sayının da oldukça altına bir sayıda atama yapılacak.  Öğretmenlerin çok farklı işlerde çalışmak zorunda kaldığı, atama bekleyen öğretmenlere ‘hepinizi atamak zorunda mıyız?’ diye saygısızca üsluplarda birçok hakaretin yapıldığına maalesef şahitlik ettik”

“Öğretmene ve öğretmenlik mesleğine sahip çıkmak tüm toplumun sorumluluğudur”

“Siyasi iktidardan atama sorununa bir çözüm getireceğini beklemek çok mümkün görünmüyor” ifadelerini kullanan Özbay, “Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Bir toplumun uygarlık düzeyini öğretmenlere verdiği değer gösterir’ sözünden yola çıkarak baktığımızda siyasi iktidar maalesef öğretmenlik mesleğini ayaklar altına almış, 1 milyona yakın atanmayan öğretmen sorunu yaratmış durumda. Özel okullarda çalışan öğretmenlergüvencesiz, çok düşük ücretlerle ve denetimsiz bir ortamda kendi kaderine bırakılmış durumda. Devlet okullarında çalışanlar öğretmenler de ekonomik olarak yoksulluk sınırlarının yarısına yakın bir ücretle çalışmak durumunda kalıp, her türlü şiddetle karşı karşıya kaldığı bir ortam. Yani öğretmenlik mesleğinin değersizleştiği bir dönemden bahsediyoruz. Mülakatı kaldıracağız deyip, mülakata devam ederler, atanmayan öğretmen kalamayacak deyip 1 milyona yakın atanmayan öğretmen sorunu yaratanlar öğretmenleri mesleğini ayaklar altına aldılar. Öğretmene ve öğretmenlik mesleğine sahip çıkmak tüm toplumun sorumluluğudur diyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.

“Atama süreci önceki yıllara göre gecikti”

Öğretmen atama sürecinin önceki yıllara göre geciktiğine dikkat çeken Talat Yavuz, “Öğretmen adaylarında bir an önce ne kadar öğretmen atanacağını ve mülakat sistemi söylenmelidir. Seçim öncesinde açıklanır diye bizim beklentimiz oldu ancak açıklanmadı. Doğal olarak önemli bir problem haline geldi.  Atamaya bekleyen öğretmen adayları 68 bin gibi yüksek bir atama bekliyorlar. Fakat bize gelen bilgiler bu beklenti düzeyinde olmayacağı, 23-26 bin arası bir atama olacağı yönünde.  Önümüzde ki hafta açıklandığında umarım öğretmen adaylarımızı memnun eder” dedi.

“Öğretmenlerin beklentisi açısından yetersiz olacak”

Her yıl 25 bin civarında öğretmenin emekli olduğunu söyleyen Yavuz, “Türkiye’nin emekli olan öğretmenlerin yerine gelecek öğretmen ihtiyacını,okullardaki öğretmen açını hepsini beraber değerlendirdiğinde 25 bin civarından atamanın az olduğunu söyleyebiliriz. Öğretmenlerin beklentisi açısından yetersiz olacak ama buradaki açığı daha fazla öğretmen atayarak telafisi yapılabilir diye düşünüyoruz” diye konuştu.

“Öğretmenlik meslek kanunu yeniden kurgulanarak uygulamalı”

Öğretmen yetiştirmeyle ilgili bir sistem ihtiyacı olduğunu dikkat çeken Yavuz sözlerini şöyle tamamladı;

Dikey Geçiş Sınavı başvuruları başladı Dikey Geçiş Sınavı başvuruları başladı

“Eğitim fakültelerinin kontenjanlarının kısılması, tıp ve hukuk fakültelerinde taban puan olduğu gibi bir taban puan uygulamasının getirilmesi, öğretmen alımındaki sistemin, öğretmenlik meslek kanunuyla yeniden kurgulanarak uygulamalı eksiğinin giderilmesi gerekiyor. Daha iyi öğretmen ihtiyacının daha iyi eğitim almış daha verimli öğretmenlerle karşılanması ve ücretli öğretmenlerin zaman içerisinde tamamen kaldırılması gibi önerilerimiz var. Bu problemin çözümünün burada olduğunu düşünüyoruz.  40-50 bin öğretmen açığının tamamını bu yıl atasa yine bu problem masamızda olacak. Yükseköğteretim Kurumu (YÖK), Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve sendikaların içinde olduğu uzun vadelibir şuaraya ihtiyaç var. Bu ne kadar gecikirse bu problem o kadar katlanarak artıyor. Bu problemi artık yetkililerin yok saymaması lazım”

Muhabir: Sümeyye Aksu