Anahtar Parti Genel Başkanı Yavuz Ağıralioğlu, yaptığı kamuoyu açıklamasında 12 Eylül askeri darbesi sonrası Mamak ve Diyarbakır cezaevlerinde görev yapan Esat Oktay Yıldıran hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ağıralioğlu, Yıldıran’ın hem Ülkücü mahkumlara hem de Diyarbakır Cezaevi’ndeki tutuklulara yönelik sistematik işkence uyguladığını iddia ederek, Yıldıran için sert ifadeler kullandı.
Ağıralioğlu, Yıldıran’ın askeri cezaevlerindeki faaliyetlerinin sadece Diyarbakır ile sınırlı olmadığını, bu sürecin Mamak Cezaevi’ndeki Ülkücü mahkumlar üzerinde başladığını ifade etti. Konunun etnik bir temelden ziyade bir "insanlık suçu" olduğunu vurgulayan Ağıralioğlu, Yıldıran’ın hem Ülkücü hem de Kürt mahkumlara karşı benzer yöntemler izlediğini savundu.
"Stajını Mamak’ta, ustalığını Diyarbakır’da yaptı"
Yıldıran’ın hem Mamak hem de Diyarbakır cezaevlerindeki faaliyetlerine dikkat çeken Ağıralioğlu, meselenin sadece etnik bir boyutu olmadığını savundu. Ağıralioğlu, "Stajını Mamak'ta Ülkücüler üzerinde yaptı. Ustalığı Diyarbakır Cezaevi'ne denk geldi. Şimdi Diyarbakır'dan konuşursanız 'Kürtlere Kürt olduğu için...' Hayır efendim, insan değildi bu. Bu Mamak'ta Ülkücülerin işkencecisiydi" dedi.
"Köpeği bile öldüren bir zihniyet"
Haberin odağındaki iddialarda, Yıldıran’ın mahkumlara yönelik uyguladığı fiziksel şiddeti detaylandıran Ağıralioğlu, hücrelere aç köpeklerin sokulduğu bir işkence yönteminden bahsetti. Mahkumlara saldırmayan hayvanların dahi cezalandırıldığını öne süren Ağıralioğlu, şu ifadeleri kullandı:
"İşkence yapıyormuş, kan revan ediyormuş. Herkesi dövüyormuş, ağız burun darmadağın ediyormuş. Sonra köpek sokuyormuş hücreye. Isırsın bizimkileri diye aç köpek sokuyormuş. Bizimkiler gözleri bağlı olduğu için korkudan kapanıyorlarmış böyle. Köpek, bizimkilerin korkusundan merhamete geliyormuş. İçeriye ısırsın diye sokulan köpek bizimkileri yalıyor diye bu Esat Oktay Yıldıran tarafından öldürülüyormuş, 'Sen bunlara niye merhamet ediyorsun?' diye. Bu böyle bir hayvan."
Ağıralioğlu, konuşmasını Yıldıran’ın profilini eleştiren sert cümlelerle noktalayarak, geçmişteki bu uygulamaların insanlık dışı olduğunu vurguladı.
