TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras’ın ‘Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ suçlarından yargılandığı dava görüldü. Savcılık, esasa ilişkin mütalaasında, sanıkların ‘Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma ve Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs’ suçlarından hapis cezasına çarptırılmasını ve yurt dışı çıkış yasağının devamını istedi. Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, 'Yurt dışına çıkış yasağı' kararının kaldırılmasına hükmetti. Duruşma ertelendi.

TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras hakkında 13 Şubat’ta dernek genel kurulunda yaptıkları konuşmalar nedeniyle 'Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma' ve 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs' suçlarından açılan davanın ilk duruşması bugün görüldü. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya TÜSİAD Başkanı Orhan Turan, TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras ve avukatları katıldı.

'Konuşmamın tamamıyla, iddianameye konu olan ifadelerim birbiriyle bağdaşmamaktadır'

Kimlik tespiti sırasında aylık gelirinin 900 bin lira olduğunu söyleyen TÜSİAD YİK Başkanı Ömer Arif Aras savunmasında, "Hukuka ve hukukun üstünlüğüne her zaman saygı duymuş ve arkadaşlarını da bu yönde yönlendirmiş bir bankacı olarak ilk defa hakim karşısına çıkıyorum. Suçlamalar dayanaksız ve delilsiz olduğundan, huzurda bulunmaktan üzgünüm. Soruşturma aşamasında düzgün işlem yapılmamış. İfadeye çağırılmak yerine, polisler eşliğinde zorla getirildim. Üzerime atılı suçlamanın mesnetsiz ve temelsiz olması sebebiyle savunma yapmakta zorlanmaktayım. Olay günü yapmış olduğum konuşmanın tamamıyla, iddianameye konu bağlamından koparılan ifadelerim birbiriyle bağdaşmamaktadır. Üzerime atılı suçlamalara karşı savunmam, ifade özgürlüğümü kullanmaktan ibarettir. Öncelikle TÜSİAD’dan bahsetmek isterim. Bildiğiniz üzere TÜSİAD, 50 yıllık kamuya yararlı dernek statüsünde bir kuruluştur. İnsan hakları, evrensel haklar, demokrasi anlayışının geliştirilmesi, refah düzeyinin ve yatırım ortamının iyileştirilmesi, oluşan görüşlerin yetkililer ve kamuoyuyla paylaşılması amaç edinilmiştir. Konuşma içerikleri daima tüzük amacı doğrultusunda yapılmaktadır. Yargılamaya konu edilen konuşmayı TÜSİAD Olağan Genel Kurulu’nda başkan sıfatıyla yaptım. Bahsettiğim şekilde yapmış olduğum konuşma, olağan konuşma içerisindedir. Bahse konu konuşma, TÜSİAD tarafından hazırlanan, "Perspektif 2025: Gelecek ve Dönüşüm İçin Yol Haritası ve Öneriler" başlıklı kitapçıkta yer alan 11 önerinin açıklamasına dayalıdır. Konuşmamda özellikle liyakat ile hukuka duyulan güvenin artırılması hususunu vurguladım. Ayrıca enflasyonla mücadele, teknolojiyle verimliliğin artırılması, ihracata dayalı büyüme, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, eğitimin çağın gereklerine uyum sağlaması, kadın iş gücü gibi konularla bağlantılıydı" dedi.

'Travmatik olayların ekonomiyi de etkilediği herkesin malumudur'

Savunmasını sürdüren Aras, "Ekonomi sadece rakamlardan ibaret değildir. Rakamların nasıl oluştuğu, rakamların kendisinden daha değerlidir. Hukuktan kastım yalnızca vergi, gümrük ve bankacılıktan ibaret değildir. İddianamede konuşmamın bir kısmının önü ve arkası kesilmiştir. Cümlelerde, ülkemizde yaşanan üzücü ve adli süreçlere temas eden iki alt başlıkta değerlendirme yapılabilir. Konuda Bolu yangınına, 6 Şubat depremine, Erzurum ve Manisa’da gerçekleşen maden kazalarına değindim. Travmatik konuların hepsinin toplumda travmatik etki yarattığı gibi, ekonomiyi de etkilediği herkesin malumudur. Konuşmamda bu olaylara somutlama amacıyla değindim. Anlatmak istediğim, olay ve adli süreç bazında değildir. Konuşmamın amacı bu süreçlerin ötesindedir. Bu olayların ekonomiye olan etkisidir. Ülkemiz, düzenlemeleri zayıf olan bir ülke değildir. Kuralların uygulanmadığı noktadaki eksikliklerden konuşmamda bahsettim. Bir ucunda özel sektör varken bir ucunda denetim makamları vardır. Maliyeti güvenin önüne koyan iş sahipleri, hak etmediği koltuğa oturanlar, özel iş sahipleri, üzerine düşeni yapmayanı denetlemesi gereken makamlar görevlerini eksiksiz yerine getirmemektedir. Zira bir otele gittiğinizde, yahut bir ev kiraladığınızda buraların standartlara uygun işletildiğine güvenirsiniz. Bilirsiniz ki sorumlu makamlar gerekli denetimi yapmıştır. Önlem ve denetimin yeterince sağlanamadığı durumlarda güvensizlik oluşur. Toplumun tümü tarafından konuşulan konular üzerinden yorum yaptım. Konuşmanın diğer içeriğini ise yalnızca olgu olarak değindim. Bu konuda bir yorum yapmadım. İsim kullanmadım. Bu sebeple, isimsiz örneklerin ardından, 'Bu olaylarda suç vardır' ya da 'Yoktur' şeklinde de kimseyi beyan etmedim. Buradaki amacımın hukuki yönlendirme ya da değerlendirme yapmak olmadığını açık şekilde ifade ettim. Olgusal bahsettiğim olaylar da ulusal kanallarda ve diğer yayın organlarında yoğun bir şekilde hukuk güvenliği ve politika ekseninde tartışılmıştır" dedi.

'Hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim'

Aylık gelirinin 1 milyon lira olduğunu söyleyen TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ise, "Eğitim hayatım boyunca devlet okullarında okudum. Toplum ve devlet beni bu noktalara getirdiyse ben de toplum ve devlete borcumu geri ödemeye çalışıyorum. Çalışma hayatım boyunca, TÜSİAD başkanlığı görevimin öncesinde birçok dernekte başkanlık yaptım. Hem iş hem de sivil toplum hayatında ülkeme faydalı olmaya gayret ettim. Ülkeme olan katkım ekonomik alanda, bunun son üç yılı da ihracat lideri olacak şekilde, yüzde yüz Türk sermayeli, ülkenin sektöründe en büyük şirketini oluşturacak şekildedir. Hakkımızda yurtdışı çıkış yasağımız olduğu için hem hükümet hem de farklı kamu kuruluşlarıyla, yetkilileriyle yurt içinde ve yurt dışında önemli toplantılar gerçekleştirmekte, dernek adına görüş ve önerilerimizi sunmaktayız. Hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim. Kamuoyunun bildiği bazı hususları objektif biçimde sıraladım ve ülkemiz ekonomisine olan etkilerini açıklamaya çalıştım. Ben konuşmamda, sadece kamuya mal olmuş olayların günlük ve ekonomik hayatta, iş çevrelerinde ve vatandaşta yarattığı izlenimlere yer verdim. Yaptığım konuşma içeriği değerlendirildiğinde, iddianameye konu suçları oluşturan fiillerin gerçekleşmediği ortadadır. Ben önerilerimi ve düşüncelerimi paylaştım. Bu nedenle korku, endişe, panik yaratmak amacıyla gerçeğe aykırı bilgi vermekle suçlanmam benim için büyük bir üzüntü sebebidir. Konuşma içeriğimde hiçbir şekilde gerçeğe aykırı bilgi vermedim, ifade kullanmadım. Herhangi bir yargılamayı etkileyecek bir eylemde de bulunmadım. Konuşmamın amacı hukukun üstünlüğünün egemen olması ve ekonomimizin ancak bu şekilde ileriye gidebileceğine yöneliktir" dedi.

İmamoğlu'nun diploma iptali davasında yeni gelişme İmamoğlu'nun diploma iptali davasında yeni gelişme

Yurt dışı çıkış yasaklarının kaldırılmasına karar verildi

Avukatların da savunmalarını tamamlamasının ardından savcılık esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaada sanıklar Turan ve Aras'ın 'Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma' ve 'Adil Yargılamayı Etkilemeye Teşebbüs' suçlarından 1 yıl 10 aydan 5 yıl 6 aya kadar hapis cezasına çarptırılmaları ve haklarında verilen 'Yurt dışına çıkış yasağı' kararının devamı istendi. Savunmaları dinleyen mahkeme heyeti ara karar açıklayarak, Turan ve Aras hakkında verilen 'Yurt dışına çıkış yasağı' kararının kaldırılmasına hükmetti. Duruşma, tarafların mütalaaya karşı savunma hazırlaması amacıyla 23 Eylül’e ertelendi.

Kaynak: DHA