Türkiye’nin önde gelen e-ticaret altyapı sağlayıcılarından T-Soft’un CEO’su Ömer Arıkan, ofisine gelen polisler tarafından "Hakkınızda arama kararı var" denilerek gözaltına alındığını açıkladı. Arıkan, Çağlayan Adliyesi’nde -7’nci kattaki nezarethanede tutulduğunu ve kötü muameleye maruz kaldığını öne sürdü.
Arıkan, sosyal medya paylaşımında, 2023 yılında kapattırdığı bir telefon hattı üzerinden dolandırıcılık yapıldığı iddiasıyla adliyede ifade verdikten sonra serbest bırakıldığını hatırlattı. "İlgili hattın suç tarihinde şirketim üzerinde olmadığını devletin bilmesi gerekirdi. Beni davet edebilirler, ofisimde ifade alabilirler veya randevu verebilirlerdi. İletişim özgürlüğünden beni mahrum etmemeleri gerekirdi" ifadelerini kullandı.
CEO, sözlerine şu şekilde devam etti: "Ben yarın sabahtan ofisimde işimin başında olacağım ve ölene kadar da ülkemde yaşayacağım ama bunları yaşamak istemeyen niceleri maalesef ülkeyi terk edip gidiyor."
Bugün noterde işim vardı, hallettim ve arka sokaktaki ofisimize geldim. Hemen ardından 2 polis ofise geldi ve arandığımı onlarla gelmem gerektiğini söylediler. Şirketten arkadaşların beni bırakmasına izin vermediler.
Polis arabası ile beni hastaneye götürdüler, sağlık kontrolü sonrasında Çağlayan Adliyesine geldik. -7.katta üzerimdeki eşyaları ve telefonumu aldılar, suçumu söylemediler ve beni bir odaya parmaklıkların ardına koydular. İçeride 10 kişiydik.
1 saat kadar orada kaldım. İçeride saat yoktu. Odadaki diğer kişilerden orasının 'Allah’ın unuttuğu yer' olduğu, '5 gün orada kalabileceğimi' vb. duyuyordum. Çağırınca kimse gelmiyor, avukatımla iletişim kurmama izin vermiyorlardı.
Sonra beni aldılar ve adliyeye çıkarttılar. İfademi aldıklarında; 2024 yılında araç muayene randevusu için internette bir numarayı arayan E.E’nin, 749 TL ödeme yaptığını ve gerçekte dolandırıldığını, bunun üzerine şikayette bulunduğunu öğrendim. Ben de bu numaranın sahibi olarak aranıyormuşum.
Araştırınca bu numaranın şirketimiz adına 2021 yılında açtırıp 2023 yılında tekrar kapattırdığımız bir telefon hattı olduğunu öğrendim. Suç tarihinde hat bizim üzerimizde bile değilmiş. Bu bilgileri paylaşarak ifademi verdim ve serbest bırakıldım.
Ancak;
1-Kötü muameleye gerek yoktu.
2-Beni parmakların ardına koymalarına gerek yoktu.
3-Bu olay için 2 polis, doktor, polis arabası meşgul edilmesine gerek yoktu.
4-İlgili hattın suç tarihinde şirketim üzerinde olmadığını devletin bilmesi gerekirdi.
5-Beni davet edebilirler, ofisimde ifade alabilirler, veya randevu verebilirlerdi.
6-İletişim özgürlüğünden beni mahrum etmemeleri gerekirdi.
7-Nezarethanelere saat koymaları gerekirdi
Bu arada Meta ile bir online görüşmem vardı. Hapiste olduğum için katılamadığımı belirttim, özür dileyerek yeni tarih belirledim.
Ben yarın sabahtan ofisimde işimin başında olacağım ve ölene kadar da ülkemde yaşayacağım ama bunları yaşamak istemeyen niceleri maalesef ülkeyi terk edip gidiyor."
Ömer Arıkan, aynı hesaptan yaptığı ikinci paylaşımda, gözaltı açıklamasının ardından gelen destek mesajlarına teşekkür etti. "Sadece Linkedln üzerinde milyona yaklaşan etkileşimin yanında, paylaşımımı Twitter ve başka mecralarda ekran görüntüleriyle yeniden paylaşanlarla durum kontrolden çıktı" diyen Arıkan, "Devletimizi küçük düşürmeye, kurumlarımızı zayıf göstermeye sebep olmak istemem. Benim endişelerime sizi de ortak ettim ve gününüzün keyfini kaçırdım. Bunun için herkesten özür diliyorum" ifadelerini kullandı.