Suriye’de Beşar Esad yönetiminin sona ermesinin ardından ülkenin çeşitli bölgelerinde mezhepsel temelli saldırılar artıyor. Humus ve çevresinde son aylarda Alevi ve Hristiyan sivillere yönelik silahlı saldırılar, ülkedeki güvenlik güçlerinin etkinliğini ve toplumlar arası güveni zayıflatıyor.
1 Ekim’de Humus’un kırsal kesiminde yer alan Nasara (Hristiyanlar) Vadisi’nde 39 yaşındaki Vissam ve Şefik Mansur, kimliği belirsiz bir saldırgan tarafından açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. Yerel kaynaklara göre, saldırganın motosikletle olay yerinden uzaklaştığı bildirildi. Olayın ardından bölge halkı, güvenlik önlemlerinin yetersiz kaldığı gerekçesiyle yetkililere tepki gösterdi.
Hayatını kaybeden Mansur kuzenlerinden Vissam’ın, geçmişte Esad yönetimiyle bağlantılı bir milis grubunda görev yaptığı iddia edildi. Bölge sakinleri, saldırının bir intikam eylemi olabileceğini öne sürerken, yetkililer olayın soruşturulduğunu açıkladı.
Humus’ta son dönemde benzer saldırıların arttığı bildiriliyor. 28 Eylül’de Alevi kökenli esnaf Şaban el-Ezzeldin, dükkanını kapattığı sırada vurularak öldürüldü. Ailesi, saldırının mezhepsel saiklerle gerçekleştirildiğini öne sürdü. Aynı gün iki Alevi vatandaşın daha benzer şekilde yaşamını yitirdiği belirtildi.
Suriye İnsan Hakları Ağı (SNHR), 5 Haziran ile 31 Ekim tarihleri arasında Humus’ta meydana gelen saldırılarda en az 40 Alevi sivilin öldürüldüğünü raporladı. Kurbanlar arasında öğrenciler, öğretmenler ve çiftçiler bulunuyor. SNHR’ye göre saldırıların bir kısmı, eski rejimle bağlantılı oldukları düşünülen kişilere yönelik intikam amaçlı gerçekleştiriliyor.
Hristiyanlar da tedirgin
Alevi nüfusun yanı sıra, Hristiyan topluluklar da artan güvenlik endişesi içinde yaşamlarını sürdürüyor. Nasara Vadisi’ndeki saldırı sonrası bazı Hristiyan ailelerin bölgeyi terk ettiği bildirildi.
14 yaşındaki Gina adlı bir öğrencinin, 19 Ağustos’ta evinin balkonunda otururken motosikletli bir saldırgan tarafından vurularak öldürülmesi, ülkede sivillere yönelik şiddetin boyutunu bir kez daha gündeme getirdi. Ailesi, olayın mezhepsel gerekçelerle işlendiğini öne sürdü.
Yetkililer, tüm vatandaşların güvenliğini sağlama sözü verirken, Adalet Bakanı Mazhar el-Vays, mezhepsel şiddete karıştığı belirlenen kişilere yönelik yasal süreç başlatılacağını açıkladı. Ancak insan hakları kuruluşları, soruşturmaların yetersiz kaldığını ve saldırıların çoğunun faili meçhul olarak kaldığını belirtiyor.
Suriye’de savaş sonrası dönemde artan bu tür olaylar, ülkenin kırılgan sosyal yapısının yeniden çatışma ortamına sürüklenebileceğine dair endişeleri güçlendiriyor.




