Partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.

ABD Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Gazze ve Ukrayna konusunda övmesini eleştiren Dervişoğlu, “Bazı isteklerim var, onları yaparsa Erdoğan harika biri olur diyen Trump, sonra Erdoğan harika biri, beni hiç kırmadı, ne istediysem yaptı diyerek dünyanın gözü önünde bu ülkenin Cumhurbaşkanı’nı küçük düşüren Trump. Tüm bunlara rağmen, bir anda stratejik ve kıymetli müttefikimizdir denilen de ABD. Sizce bu işte bir gariplik yok mu? Buradan soruyorum; Trump’ın gözündeki harikalığınız nereden geliyor sayın Erdoğan? Bu millet sizin “Ne isterlerse vermenizden” çok çekti, Çekmeye devam mı edecek Sayın Erdoğan?” ifadelerini kullandı.

“Suriye’nin toprak bütünlüğü, hiçbir pazarlığın konusu edilmemelidir”

Dervişoğlu’nun konuşmasından satır başları şöyle;

Ateşkes ile birlikte Türk-İsrail ticari ilişkilerinin yeniden başlaması gündeme gelecektir. İktidarın bu konudaki karnesi, herkesçe bilinen sır mahiyetindedir. Önden söylemek gerekiyor. Bu ilişkileri bir seferde başlatmak yerine, stratejik malların ticareti için, 2026 senesinin Ekim ayındaki İsrail seçimlerini beklemek yerinde olacaktır. Ateşkes sonrası dönemde, İsrail’in sadece Gazze’nin değil, Suriye’nin de toprak bütünlüğü ve istikrarına tehdit haline gelmemesi için, tutarlı ve uzun erimli bir diplomasi yürütülmelidir. Suriye’nin toprak bütünlüğü, bu anlamda hiçbir pazarlığın konusu edilmemelidir.

“Gazze’de ranttan pay alma heveskarlığı başladı”

Bugün anlaşılıyor ki, emperyalizmin ajandasına 7 Ekim 2023 olarak not düştüğü ve 24 ay süre biçtiği, 2025 Ekim ayında da ateşkes planladığı iki yıllık süre sona erdi. Takvim işledi. Gazze yerle bir edildi. Gazze’deki sığınaklar ortadan kaldırıldı. HAMAS’ın tünelleri yıkıldı. Şimdi takvimde, hafriyatın kaldırılması, yeni bir şehrin inşası, yeni ihaleler, oluşacak ranttan pay alma heveskarlığı zamanı başlıyor. Büyük Ortadoğu Projesinde İsrail’in bölgede hakim güç olması ve güvenliği ile ilgili olarak, gelinen noktada belirlenen hedefe ulaşılınca, savaşın mimarları şimdilik kaydıyla soykırıma ara verdiler. Trump’ın İsrail Parlamentosu’ndaki “Altın Çağ” vurgusu ve “Yeni Bir Ortadoğu oluşturuyoruz” itirafı, Büyük Ortadoğu projesinin geldiği son aşamanın ifadesidir.

“Mehmet bey cumhuriyetin bir bakanı gibi değil, cumhur AŞ’nin CEO’su gibidir”

Reel sektör yıllardır can çekişmektedir. Herkesin, bir eli yağda, bir eli balda sandığı sanayicilerimizden bahsediyorum. Reel sektörün, çözümsüz bırakılan sorunları hükümetin umurunda olamasa da sanayicimizi adeta felç etmiştir. Erdoğan’ın daha önceki hazine ve maliye bakanları gibi, İngiliz Mehmet beyde cumhuriyetin bir bakanı gibi değil, cumhur AŞ’nin CEO’su gibidir. Memleketin insanıyla, emekçisiyle, esnafıyla, üreticisiyle ve sanayicisiyle bağı tamamen kopmuştur.

Yürütülen sıkı para politikası, yüksek faiz oranları ve azalan alım gücü, Hem vatandaşın hem de şirketlerin kredi ve kartı ödemelerini imkansız hale getirmiştir. “Takipteki alacaklar’’ hızla artmış ve bu konuda da Cumhuriyet tarihi rekoru kırılmıştır. Eylül 2025 itibarıyla, takipteki toplam alacak bakiyesi; 489,3 milyar TL’dir. Geçtiğimiz yıla oranla, “yüzde 86’lık” bir artış söz konusudur. Tekrarlıyorum, “yüzde 86’lık” bir artış söz konusudur.

AK Partili Güler’den ‘LGBTİ+’lara hapis hazırlığı’ haberine ilişkin açıklama
AK Partili Güler’den ‘LGBTİ+’lara hapis hazırlığı’ haberine ilişkin açıklama
İçeriği Görüntüle

Faiz ve enflasyon açıklaması

Döviz kurunu yapay ve masraflı şekilde sürekli baskılayarak, enflasyonun düşürülemeyeceğinin, artık anlaşılmış olması gerekmektedir. Bu beyhude politikalar ile İnsanımızın ve piyasanın beklentileri kontrol altına alınamamaktadır. Ortada, piyasa enflasyonundan bile daha yüksek seyreden, bir güvensizlik enflasyonu vardır. Ve her geçen gün daha da artmaktadır. Vatandaşın 12 aylık enflasyon beklentisi, “yüzde 53” gibi çok yüksek bir seviyededir.

Bugün, sözüm ona Eximbank aracılığıyla verilmesi planlanan teşvikler, yaşanılan bu büyük çaresizliğe çare değildir. Siz, yüzde 3’leri konuşurken, ihracatçı mevcut halde, bunun çok daha üzerindeki rakamlara ihtiyaç duymaktadır. Yandaşa peşkeş çekmekten, iktidarın leşçilerini beslemekten, gerçek üreticiye ve sanayiciye verecek kaynak kalmamıştır. Döviz kuruna saplanmışsınız çünkü. Takviminize yaydığınız siyasi operasyonlar için biriktirip, Her operasyonda, milyarlarca doları, gözünüzü kırpmadan birkaç saatte harcayıp yakıyorsunuz.

Enflasyon, İşsizlik, yoksulluk, yolsuzluk, yasaklar ve hukuksuzluk. Tüm bunlar, sadece çarşıyı pazarı ve siyaseti anlatmıyor. Eksilen sadece boğazımızdan geçen lokma, cebimize giren para değil. Güven bitti, umut tükendi. Tüm bunlar korkuyu ve suçu besliyor. Kısaca, büyük bir çürümenin, acı sonuçlarına mahkum ediliyoruz.

“16 yaşındaki çocuğu internet üzerinden bir İranlı yönlendiriyor”

Şehirlerimizde çeteler mahalleleri, semtleri parsellemiş durumdalar. Uyuşturucu ve sanal kumar ağları kurmuş, cinayet ve yaralamayı ihale düzenler gibi organize ediyorlar. Dükkanlara, arsalara, işletmelere çöküyorlar. Bu suçların insan kaynağını ise gençlerimizden devşiriyorlar. Lise hatta, ortaokul çağındaki evlatlarımızdan, Yani hem fail, hem kurban konumunda olan ortak geleceğimizden bahsediyorum. Size bir örneği hatırlatayım. Geçtiğimiz ay İzmir Balçova’da karakola silahla saldıran 16 yaşındaki bir lise öğrencisiydi. 3 şehit verdik. 16 yaşındaki çocuğu internet üzerinden bir İranlı yönlendiriyor. Aynı İranlı ile bağlantılı iki çocuk daha eylem yapamadan yakalandı.

Yoksulluk derinleştikçe, gelir adaletsizliği arttıkça, Türkiye’nin daha önce yaşamadığı ölçekte bir gettolaşmaya şahit oluyoruz. Ne milli eğitim, ne gençlik spor ne de aile bakanlıkları, Beyhude ve partizan propagandalardan başlarını kaldırıp İşlerini yapmadıkları için, Bu çocuklarımız, okuyarak, ter akıtarak, Liyakatle erişecekleri iyi bir hayat imkânı arayışından vazgeçmişler.

“Suriye ordusu YPG’leşiyor”

Bugün Suriye’deki tüm hesap da aynı şekilde, PKK’nın Suriye kolu olan YPG’nin varlığı üzerine dönüyor. Bizden başka soran, sorgulayan yok. Bunu da Devlet bekası diye pazarlayıp duruyorlar. Halen komisyonculuk oynuyor, Saraydan arta kalırsa diye kırıntı bekliyorlar. İmralı canisi silah bırakacaklar dedi diye kendi kendilerini kandırıyorlar, buna Türk Milletini de ikna etmeye çalışıyorlar. Sonuç? Bırakın YPG’nin silah bırakmasını, tam da onları eğitip donatanların olmasını istediği gibi, Suriye ordusu YPG’leşiyor.

Pervin Buldan’a tepki

Dün FETÖ ne istediyse verenler, aslında FETÖ’ye değil, ABD’ye verdi. Trump’ın defalarca dile getirdiği gibi, ne zaman bir desteğe ihtiyacı olsa fazlasıyla verdi, maden, gümrük tarifesi, hepsi cabası. Bir tek bu milletten mahrum etti o büyük himmetini. İmralı partisi ve onun ulaklarını da, o himmetinden mahrum bırakmıyor. Öyle ki, o terör şımarıkları da, teröristbaşı medyadan rahatsız oluyormuş diye, hepi topu bir avuç kalan gerçek gazete ve televizyonları, aba altından tehdit ediyorlar. 26 senedir nedamet getirmemiş bir katil ve onun uşakları, elbet şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar.

Kaynak: Haber Merkezi