Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, TBMM Genel Kurulu’nda Bakanlığın 2026 yılı bütçesinin görüşüldüğü oturumda yaptığı konuşmada, Suriye’deki silahlı unsurların merkezi yönetime hızlı bir şekilde entegre olmasının zorunlu olduğunu belirtti.
Bakan Güler, Suriye’deki sürecin Şubat ayında yayımlanan bildiriyle başladığını hatırlatarak, terör örgütünün silahlarını bırakma ve kendisini feshetme talimatı aldığını ifade etti. Güler, mayıs ayında örgüt için fesih kararı alındığını, sembolik silah bırakma süreci gerçekleştiğini ve 26 Ekim’de örgütün tamamen Türkiye’den çekilme kararının açıklandığını söyledi.
Güler, sürecin sağlıklı işlemesi için PKK ve iltisaklı tüm grupların silah bırakmaları ve terör faaliyetlerini sonlandırmaları gerektiğini vurguladı. Bakan, son dönemde yapılan açıklamalar ve uluslararası analizlerin YPG/SDG’nin bölgesel aktörler tarafından bir araç olarak kullanılmaya çalışıldığını gösterdiğini belirtti.
“Terörsüz Türkiye hedefimizin kalıcı biçimde tesis edilmesi için Suriye’deki silahlı unsurların merkezi yönetime hızlı bir şekilde entegre olması zorunludur” diyen Güler, örgütün kendi iç çağrılarını dikkate alarak dış müdahaleleri engelleyecek şekilde dönüşümü geciktirmeden tamamlamasını beklediklerini kaydetti.
Bakan, Türkiye’nin Suriye ve Irak ile yakın iş birliği ve koordinasyonu sürdürdüğünü, hangi isim altında olursa olsun güvenliği ve bölgedeki huzuru tehlikeye atacak hiçbir terör yapılanmasına izin verilmeyeceğini vurguladı. Güler ayrıca sahadaki gelişmelerin yakından izlendiğini ve tüm tedbirlerin hassasiyetle alındığını ifade etti.
"Savunma sanayii ekosistemimiz küresel ölçekte rekabet eden bir seviyeye ulaşmış durumda"
Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri, hızla değişen güvenlik mimarisinde savunma sanayii ekosistemimiz kendi sistemlerini üretip tasarlayabilen, teknolojisini geliştirebilen ve bazı yeteneklerde küresel ölçekte rekabet eden bir seviyeye ulaşmış durumdadır. Yerli-millî ve modern savunma sanayimiz, asil milletimizin gurur kaynağı olduğu gibi kahraman ordumuzun caydırıcılık ve operasyonel etkinliğini daha da tahkim eden büyük ve stratejik bir millî güç çarpanıdır. Bakanlığımız bünyesindeki askerî fabrikalar ve tersanelerimiz de, başta bakım, onarım ve inşa faaliyetleri olmak üzere, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin tüm harekât kabiliyetlerini destekleyen ve geliştiren çalışmalarıyla millî üretimimize ve yerli savunma sanayimize müstesna katkılar sunmaktadır.
Bu kapsamda modernizasyon projelerimiz aralıksız sürerken, Millî Uçak Gemisi için Bakanlığımız, Deniz Kuvvetlerimiz ve Savunma Sanayii Başkanlığımızın koordinasyonunda çalışmalara başlanmıştır. Ayrıca, İstanbul Tersanesi Komutanlığımızda “TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi”nin ilk blok inşasına, Gölcük Tersanesi Komutanlığımızda ise “Millî Denizaltı”mızın ilk test bloğu inşasına başlanmıştır. Özellikle belirtmeliyim ki TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribimiz, gelişmiş radar ve sensörleriyle Çelik Kubbemizin denizdeki bileşeni olacak ve Mavi Vatanımızın hava savunmasında başat rol üstlenecektir.
"F-16 Blok 70 uçaklarının tedarikine ilişkin süreç, ABD’li muhataplarımızla koordineli biçimde devam etmektedir"
Sayın Başkan, Sayın Milletvekilleri, savunma sanayinde önemli gündem maddelerimizden biri de yerli ve millî savaş uçaklarımız olan KAAN’ımız, HÜRJET’imiz, KIZILELMA’mız ve ANKA 3’müzdür. Takip ettiğiniz üzere, geçtiğimiz günlerde KIZILELMA’mız, yerli-millî radarımız Murad’ın tespiti ve gelişmiş Gökdoğan füzemizin tam isabetli vuruşuyla jet motorlu hava hedefini imha edebilen ilk insansız savaş uçağı olmuştur. Bu şekilde tarihî başarılar elde ederek bizlere büyük bir gurur yaşatan, farklı kabiliyetlere sahip silah ve sistemlerimiz, hava üstünlüğümüzü en yukarılara taşıma vizyonumuzun bir yansımasıdır. Eurofighter tedariki kapsamında ise Birleşik Krallık ile ekim ayında 20 adet yeni uçak ile ekipman ve muhtelif mühimmatın tedarik edilmesine dair sözleşme imzalanmıştır.
Eurofighter tedariki, hızlı temin avantajı sayesinde hava üstünlüğü kabiliyetimizi ve müşterek harekât etkinliğimizi kısa sürede daha da artırmamıza imkân tanıyacaktır. Bu uçakların birim maliyetlerinin diğer Eurofighter üretim konsorsiyumuna dâhil ülkelerle aynı seviyelerde olduğunu, sözleşme bedelinin önemli bir bölümünü de mühimmat ve görev ekipmanlarının oluşturduğunu özellikle vurgulamak isterim. F-16 Blok 70 uçaklarının tedarikine ilişkin süreç, ABD’li muhataplarımızla koordineli biçimde devam etmektedir. F-35 dâhil, ülkemizin çıkarları ve savunma ihtiyaçları doğrultusunda ilgili süreç yeniden değerlendirilmektedir.




