Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) tarafından hazırlanan “Terörsüz Türkiye” raporunun kapsamı ve içeriği kamuoyuna yansıdı. Raporda terörün devlet ve millet üzerindeki yıkıcı etkileri, Türkiye’de terörün tarihsel süreci, çatışma çözümüne ilişkin dünya örnekleri ve terörün ekonomik etkileri gibi başlıklar ele alındı. Ayrıca umut hakkının tanımı yapılırken, Kürt sorunu ve terör sorunu üzerine değerlendirmelere ve “Terörsüz Türkiye” kronolojisine de yer verildi.
Üç aşamalı düzenleme önerildi
Raporda, terörle mücadelede yeni bir döneme geçilmesi için üç aşamalı bir düzenleme önerildi. Buna göre silahların tam olarak bırakılması, örgüt mensuplarının resmî işlemler çerçevesinde adli mercilere teslim edilmesi ve bu kişilere yönelik rehabilitasyon sürecinin yürütülmesi konusunda yasal ve idari düzenlemelerin yapılması gerektiği vurgulandı.
İmralı görüşmesinin detaylarına raporda yer verildi
Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi üç milletvekilinin İmralı Adası’nda PKK Abdullah Öcalan ile yaptığı görüşmenin ayrıntıları da rapora girdi. Görüşmede, somut adımlar konusunda bir direnç bulunduğu, örgütün merkezinin Kandil’den Suriye sahasına taşınmasının sorunu çözmediğinin ifade edildiği belirtildi.
Raporda, bu değerlendirmeler üzerine Öcalan’ın, örgütün lideri olarak her saha için kesin talimat vermesi gerektiğini, bu adımlar atıldığında yeni bir iklimin oluşacağını söylediği aktarıldı. Öcalan’ın, sürecin başarıya ulaşması için tüm gayretini ortaya koyduğunu ve imkânlar ölçüsünde bu çabayı sürdüreceğini ifade ettiği belirtildi.
“Federasyon ve özerklik yok” vurgusu yapıldı
Raporda, 27 Şubat çağrısında dile getirilen “ayrı devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler yoktur” ifadelerinin hatırlatılması üzerine Abdullah Öcalan’ın “Evet, öyle” diyerek bu yaklaşımı onayladığına dikkat çekildi. Bu bölüm, raporda öne çıkan başlıklardan biri oldu.
Ana dilde eğitime kesin ret
Türkiye gazetesinde yer alan habere göre, MHP raporunda, özellikle DEM Parti tarafından sıkça gündeme getirilen ana dilde eğitim tartışmalarına da geniş yer verildi. Raporda, ana dilde eğitimin neden kabul edilemez olduğu detaylı şekilde açıklandı.
MHP, çok dilli üniter devlet yapısının kaçınılmaz olarak siyasal çatışma ve bölünmeye yol açacağını savundu. Resmî tek dilde eğitim yapılmasının tek bir etnik kimlik dayatması anlamına gelmediği belirtilirken, Türkiye’nin anayasal ve ortak dilinin Türkçe olduğu vurgulandı.
Raporda, dünyanın gelişmiş ülkelerinde ana dille ya da yabancı dille eğitimin bulunmadığı ifade edilerek, bir ülkenin bilim ve eğitim dilinin resmî dili olduğu kaydedildi. Ana dille eğitimin ancak federasyonlarda geçerli bir model olduğu belirtilirken, ana dille öğretimin bireylerin günlük yaşamda dili öğrenme ve kullanma hakkı kapsamında olduğu, ancak millî birliği zedeleyecek ana dilde eğitimin kabul edilemeyeceği görüşü dile getirildi.




