Röportaj: Dursun ERKILIÇ
1941 yılında Ankara’da doğan ve hayatı boyunca topluma öncülük eden Birten Gökyay, hem iş dünyasında hem de sivil toplumda güçlü bir iz bıraktı. NURUS Grup’un kurucu ortaklarından biri olarak sanayi sektöründe önemli bir figür haline gelen Gökyay, Türkiye’de halkla ilişkiler alanında da öncülük yaptı. Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Genel Başkanlığı’ndan, dünya çapında bir federasyonda başkan yardımcılığına uzanan başarılarla dolu kariyerini ve hayat felsefesini elipshaber.com’a anlattı.
- İş hayatına nasıl başladınız ve sizi bu yola iten unsurlar nelerdi?
- İş hayatıma 1963 yılında Sivas’ta öğretmenlik yaparak başladım. Ancak kariyerimde dönüm noktası, eşimin askerlik dönüşünde babamın Siteler’deki mobilya atölyesini devralmaya karar vermemiz oldu. O dönemde eşimle birlikte atölyeyi büyüterek Nurus Mobilya’yı kurduk. İş hayatında adım atarken karşılaştığım zorluklar beni her zaman daha güçlü olmaya itti.
- Nurus Mobilya nasıl kuruldu ve bu süreçte hangi zorluklarla karşılaştınız?
- Babamın atölyesini devralma süreci oldukça zorluydu, ancak eşimle birlikte bu alanda bir fark yaratabileceğimize inanıyorduk. İşçilerle aramdaki samimi ilişkiler ve sıkı çalışma disiplini, işimizi büyütmekte kilit rol oynadı. Bu süreçte aynı zamanda Petkim’de Mali Planlama Uzmanı olarak çalışıyordum. İki işi aynı anda yürütmek zor olsa da disiplinli bir planlama sayesinde zorlukları aştım.
Birten Gökyay ile benzeri olmayan Satranç Müzesi binasında yaptığımız sohbetin bir bölümüne eşi Akın Bey de eşlik etti.
- Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler uzmanı olma süreciniz nasıl gerçekleşti?
- 1968’de Milli Prodüktivite Merkezi’nde Yayın ve Tanıtma Uzmanı olarak çalışmaya başladığımda halkla ilişkiler kavramı Türkiye’de henüz yeni gelişiyordu. Altı farklı ülkede staj yapma fırsatı elde ettim ve öğrendiklerimi Türkiye’ye taşıyarak bu alanda bir ilki gerçekleştirdim. Ayrıca, Türkiye’nin ilk halkla ilişkiler ünitesini kurarak sektöre yeni bir boyut kazandırdım.
- Sivil toplum kuruluşlarındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
- Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nde yıllarca görev aldım ve genel başkanlık yaptım. Bu dönemde kadınların eğitimde ve iş dünyasında daha fazla yer almasını sağlamak için çeşitli projeler geliştirdik. Ayrıca IFUW Dünya Başkan Yardımcılığı görevimle Türkiye’yi uluslararası arenada temsil ettim. Kadınların toplumsal gücünü artırmak benim için her zaman bir öncelik oldu.
- Misyonunuz nedir ve hayatınızı nasıl şekillendirdiniz?
- Reşat Nuri Güntekin’in Çalıkuşu romanından ilham alarak, hep “önde değil, öncü olmayı” hedefledim. Kadın hakları konusunu her zaman insan hakları çerçevesinde değerlendirdim. Çalıkuşu’nun Feride'sinden azmi ve sebat etmeyi, Pollyanna’dan iyimserliği öğrendim ve uyguladım. Hayatımı, kadınların toplumsal hayatta doğru şekilde konumlanması için çalışmaya adadım. Sözcüklerin gücüne inanırım; bu yüzden doğru kelimeleri seçerek hareket ettim.