Savcılık, sanıklar için “nitelikli kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” ve “aile hukukundan doğan yükümlülüğün ihlali” suçlamalarıyla hapis cezası istedi.
Habertürk’ten Bülent Aydemir’in aktardığına göre, İpek Kıraç savcılığa verdiği dilekçede, babasının Alangoya ve yardımcıları tarafından farklı tarihlerde Antalya ve Bodrum’a karayoluyla götürüldüğünü, bu yolculukların kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu oluşturduğunu belirtti. Ayrıca Kıraç’ın sağlık personelinden uzak tutulduğunu ve tedavilerinin engellendiğini vurguladı.
Seyahatler ve tanık beyanları dosyada
İddianamede, şüphelilerin 3 Mayıs 2025’te Kıraç’ı Bodrum’a, 10 Mayıs’ta Antalya’ya götürdükleri, 23 Mayıs’ta ise Koç Üniversitesi Hastanesi’nden vasilerin izni olmaksızın çıkardıkları kaydedildi. Tanık beyanları, şüpheli ifadeleri, adli tıp raporları ve görüntü inceleme tutanakları delil olarak dosyaya girdi.
Tedavi sürecine engel iddiası
Adli Tıp raporunda Kıraç’ta demans teşhisi bulunduğu, bilirkişi raporunda ise Alangoya’nın bu teşhisi kabul etmediği ve tedavi sürecini geciktirdiği belirtildi. Ayrıca Kıraç’a gönderilen hemşirelerin eve alınmadığı, tedavi ve tetkik tarihleri öncesinde şehir dışına çıkarıldığı, şeker hastalığına rağmen tatlı verildiği kaydedildi.
Eziyet suçlaması kabul edilmedi
Savcılık, uzun süren yolculukların sistematik eziyet suçunu oluşturmadığını belirtti ancak Alangoya’nın “aile hukukundan doğan yükümlülüğü ihlal ettiği” kanaatine vardı.
Yargılama süreci başlıyor
Hazırlanan iddianamede, suçun uzlaştırma kapsamında olmadığı, bu nedenle Alangoya ve diğer şüpheliler hakkında kamu davası açıldığı bildirildi.
