Tarihçi, yazar İlber Ortaylı, Türkiye'nin günümüzde ayakta kalan en uzun kemeri olarak bilinen Mimar Sinan'ın eseri Uzun Köprü'ye ilişkin olarak sert bir uyarıda bulundu. Ortaylı, "Bir memlekette yeni zengin sınıf doymaz. Şimdi tarihi su kemerinin etrafındaki sit alanına da göz dikmişler; orayı da dolduracaklarmış. Orası ancak bir gezi mahalli olabilir, çiçek bahçesi olabilir. Sizin oraya konut yapmanız için bu sebep değildir. Eğer utanmıyorsanız Süleymaniye’nin yanına da bir gökdelen dikin" dedi.
Ortaylı, tarihi eserlerin korunmasına dair uyarılarına bir yenisini daha ekledi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Ortaylı, 1554-1564 arasında inşaa edilen Uzun Köprü'ye ilişkin olarak, "Eğer 50 yıl sonra hayatta kalmak istiyorsak, Türkler akıllanacak; akıllanmak zorundayız. Bu kanunsuz yapılanmaların hepsi, canlarınız yana yana yıkılacak. Bunun için Bolşevik devrimine de gerek yok. Sadece yaşadığımız çevrenin boğuculukları, zehirlenmeleri buna mecbur edecek ve bunu yapanlar da sesini çıkaramayacak. Onun için, hiç kimse böyle akılsız yatırımlara girmesin. Roma’nın büyük mimarı Vitruvius’u kıskandıracak eseri gölgeleyecek görgüsüz yapılara bir de AVM ilave edilecekmiş. Yok ya... Mahmut Paşa Çarşısı neyinize yetmiyor!" dedi.
İlber Ortaylı'nın sosyal medya paylaşımı şu şekilde:
Mimar Sinan’ın emaneti: Uzun Kemer
"Gün geçmiyor ki güzel ülkemizde doğaya zarar verilecek bir haber daha duymayalım. Göktürk’te, Roma’nın meşhur su kemerlerinin tarihteki en büyük rakibi Mimar Sinan’dan kalan bir emanet görülüyor. Hepinizin bildiği gibi Eyüp Sultan mıntıkasına giren Kemerburgaz’da bu su kemerleri (aquaductus) bütün haşmetiyle yükselir. Türkiye’nin günümüzde ayakta kalan en uzun kemeridir.
Mamafih kısa zamanda, bir sürü insan yüzünden çok methedilen yatırım, burayı batıran ilk teşebbüs oldu. Bir memlekette yeni zengin sınıf doymaz. Şimdi tarihi su kemerinin etrafındaki sit alanına da göz dikmişler; orayı da dolduracaklarmış. Bahaneleri ise orada ziraat yapılamıyormuş zaten. Yapılabilir ama yapılması söz konusu değil. Orası ancak bir gezi mahalli olabilir, çiçek bahçesi olabilir. Sizin oraya konut yapmanız için bu sebep değildir. Eğer utanmıyorsanız Süleymaniye’nin yanına da bir gökdelen dikin. Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii arasında biraz boşluk var, oraya da güzel bir otel olmaz mı(!) Birileri ipin ucunu kaçırdı, gelecekte çok geçmez 30 sene sonra genç Türkler utanır ve tarihi eserlere zarar verecek bu yapıları yıkarlar.
Korunması gerekiyor
İstanbul, yeni zenginler tarafından yağmalanmak durumunda değil. 1554–1564 arasında tamamlanan bu kemerin korunması, İstanbul’un gözünün bebeği mesabesinde olması gerekirken hiç kimse dinlemiyor. Göz göre göre orman sahasında satışlar yapılıyor. Sonra da 'Yangın nasıl önlenir?' diye soruyoruz. Bazı yerlerde artık yerleşme olmaması lazım.
Eğer 50 yıl sonra hayatta kalmak istiyorsak, Türkler akıllanacak; akıllanmak zorundayız. Bu kanunsuz yapılanmaların hepsi, canlarınız yana yana yıkılacak. Bunun için Bolşevik devrimine de gerek yok. Sadece yaşadığımız çevrenin boğuculukları, zehirlenmeleri buna mecbur edecek ve bunu yapanlar da sesini çıkaramayacak. Onun için, hiç kimse böyle akılsız yatırımlara girmesin. Roma’nın büyük mimarı Vitruvius’u kıskandıracak eseri gölgeleyecek görgüsüz yapılara bir de AVM ilave edilecekmiş. Yok ya... Mahmut Paşa Çarşısı neyinize yetmiyor!"