Polis müdahalesiyle sonlandırılan eylemin ardından, protestoya katılan Hayvan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Burcu Yağcı yaşananlara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Belediye ekiplerinin 28 Mayıs günü Birlik Mahallesi'nde yaptığı toplama çalışmasında, mahalle sakinlerinin yıllardır bakımını üstlendiği yaşlı bir sokak köpeği uygulanan anestezi sonrası hayatını kaybetti. Bu olay üzerine, hayvan hakları savunucuları ölen köpeği de yanlarına alarak ertesi gün Çankaya Belediyesi önünde bir araya geldi. "Uyumuyor, öldürüldü", "Belediyeleriniz kan kokuyor", "Katil CHP, iş birlikçi Çankaya" yazılı dövizlerle yapılan protestoya polis müdahale etti. Müdahale sırasında köpeğin cansız bedeni görevliler tarafından alındı.
Protestonun ardından Ankara Barosu Hayvan Hakları Merkezi Başkan Yardımcısı Burcu Yağcı, yaşananlara ilişkin Elips Haber’e şu açıklamayı yaptı:
Tobi’nin ölümünün hemen ardından yine benzer şeyler yaşandı. Yetkililerde de iletişim halindeyiz en azından 1-2 gün refleks olarak olayın sorumlularından “ne oldu, biz ne yaptık?” gibi bir duraklama ve suçluluk göstergesi bekledik. Fakat bunu bile göremedik. Ne yazık ki bunu göremiyoruz kurumlarda.
''En iyi savunma her zaman suçlamadır''
Belediye tarafından yapılan açıklamada yapılan yanlış uygulama kabul edilmedi ve bu konu ile ilgili hayvanseverler suçlandı. Bu konu hakkında ne diyorsunuz?
En iyi savunma her zaman suçlamadır, onlar da bunu yapıyor. Onlar “böyle bir şey yok” dediğinde olan şey ortadan kalksa keşke. Bizim köpeği belediye binası önüne götürerek protesto yapma nedenimiz de tam olarak buydu. Eylemin ardından bir gün önce görüştüğümüz Belediye Başkan Yardımcısı’nı aradım – ki kendisi barınaktan sorumludur. Aydın Özsoy ile yaptığım görüşme esnasında kendisine “Siz yaptığınız şeyi kabul edip özür dileyeceğinize, neden kaynaklandığını araştıracağınıza kamuoyuna yalan söylemeyi tercih ettiniz. Size nasıl güvenelim? Siz yarın dersiniz ki bu köpek o köpek değildi.” Ben bunu söyledim, bir saat bile geçmeden bizim belediye önüne getirdiğimiz köpeğin belediye tarafından alınmaya çalışılan köpek Tobi olmadığına dair bir paylaşım geldi.
''O ilacın hayvanı öldüreceği belliydi''
Bu hayvanı barınağa almak için narkozla bayıltmak isteniyor. Bunun sonucunda da hayvan narkozu kaldıramıyor ve yaşamını kaybediyor. Bunun ardından farklı bir niyet olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa tamamen yanlış işlem sonucu hayvanın hayatını kaybettiğini mi düşünüyorsunuz?
Biz kesinlikle direkt öldürmeye yönelik bir girişim olduğunu düşünüyoruz. Biz buna hukukta olası kast deriz. Gidilmeyecek bir yolda 220 ile giderseniz kaza yaparsınız. Siz yola çıkarken kaza yapma ihtimalini bilirsiniz ama bunu önemsemez ve yine de yaparsınız. Buna olası kast denilir. Tobi de tam olarak bu şekilde öldürüldü. O ilacın o hayvanı öldüreceği belli, belli besbelliydi. Bu hayvanlar yasadan önce de uyuşturucu iğneyle toplatılıyordu. Ama malum yasadan önce bu kadar katliam olmuyordu. Çünkü o iğnelerin içine ne konulduğunu biz bilmiyoruz. Kullanılan anestezik madde birçok ülkede hayvanların ciddi ölümüne sebep olduğu için yasaklanmış durumda. Dünyada kullanılmıyor. Ksilazin isimli bu madde baskın şekilde hayvanlara zarar veren ve birçok medeni ülkede yasaklanan bir madde. Bizim belediyelerimiz ise bu maddeyi üst dozdan kullanıyor. Hatta belki içinde çok farklı etken ve zararlı madde bile olabilir. Böyle bir anestezi, sakinleştirme ve hayvan toplama protokolü yok. Bunu veteriner hekimler söylüyor. Hayvanları toplamak için tüf tüf ile 3-4 bazen 7-8'e kadar uyuşturucu iğne atılıyor. Bu hayvanlar bunları nasıl kaldırsın? Sağlıklı bir hayvan bile kaldıramaz bu uygulamayı. Belediyeler hayvanları barınaklara almak için müdahalede bulunurken de hayvanları öldürmeye başladı ve biz bunun kasti olduğunu düşünüyoruz. Çünkü bununla ilgili çok fazla uyarımız var. Veteriner hekimler uyarıyor, avukatlar uyarıyor, sivil toplum kuruluşları uyarıyor. Fakat buna rağmen hayvanların yaşamları gözetilmeden toplama uygulamaları devam ediyor. Biz elbette artık bunun kasıtlı olduğunu düşünüyoruz. Diyelim ki bu bir hata, bu uygulamalar yapıldığında bundan bir pay çıkartılır ve tekrara düşülmezdi ama bakın daha dün Tobi isimli köpeğimiz öldü ve ertesi gün Dikmen’de aynı şey yapıldı yine.
''Var olan uygulamalar yasayı aşan kötülükte''
Bunun hukuki açıdan bir yaptırımının olmaması bu kişilere, bu kurumlara konfor alanı sağlıyor mu? Güvenceleri nedir?
Artık hukuk devleti olup olmadığımız tartışılan bir konu. Önümüzdeki katliam yasasına rağmen bir yaptırımı var, elimizde hayvanların aleyhine olan çok kötü bir yasa var fakat uygulamalar bu yasayı dahi aşan kötülükte. Uygulamalar ardından çıkan yönetmelik ve genelgeler, hayvanları koruma kurulu kararı ile mevcut yasa uygulamada çok daha kötü bir hal aldı. Biz hayvanseverler olarak umudumuzu kaybetmek istemiyoruz ancak bu yasa çıkartılırken bir takım kurumların garanti altına alındığını düşünüyoruz. Belediyelerin sırtı sıvazlanarak “İstediğinizi yapın, başınıza bir şey gelmez” denilerek garanti altına alındığını düşünüyoruz. Bu insanlar yaptıkları bu yasal olmayan işlemlerden ceza alacaklarını bilseler bu uygulamaları yaparlar mı? Asla yapmazlar. Katliam yasasının içerisinde bile hâlâ 5199 sayılı kanunla getirilen değişiklik 28A maddesine dokunmadı. Yani 28A maddesinde hâlâ hayvana yönelik işkence, eziyet ve öldürme suç kabul ediliyor. Fakat buna rağmen devletin bir kurumu olan belediyeler hâlâ bu uygulamalara devam ediyor.
''Yaptıkları cinayeti örtbas ettiler''
Çankaya Belediyesi önünde hayvanseverler tarafından yapılan protestolar esnasında birçok hayvanseverin şiddete maruz kaldığı yönünde şikayetler var. Hayvanseverler uğradıkları bu şiddet sonrasında hukuki bir girişimde bulunacak mı?
Elbette olacak. Gerek bizim uğradığımız şiddet, gerekse hayvanların uğradığı şiddet, gerek delillerin karartılması noktasında elbette hukuki şikayetlerimizi yapacağız. O sırada orada bulunan hayvanın cansız bedeni yapılan yanlış işlemin en önemli delilidir. Ve hayvanın cansız bedeni dahi elimizden alındı. Ve hayvanın bedenine ne yapıldığı bilinmiyor. Cansız hayvanın bedeni üzerinde Veterinerlik Fakültesi'nde yapılacak olan nekropsi işlemini de yapamadığımız için resmen yaptıkları cinayeti örtbas ettiler diyebiliriz. Çankaya Belediyesi aslında kamuoyu önünde meşruiyetini kaybetti. Umarım kendileri otopsi yaptırırlar. O zaman biz onlara soracağız: “O köpek o köpek mi?” diye. El konulan cansız köpeğe şu belediye esnasında ne yapıldığını ise bilmiyoruz.