Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda katıldı. Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün Ankara Esenboğa havalimanından kalkan ve kısa sonra Elmadağ yakınlarına düşen Falcon 50 tipi özel jet hakkında ilk açıklamasını yaptı. Erdoğan, uçakta yer alan Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali Al-Haddad ve beraberindeki heyete Allah’tan rahmet diledi.

Erdoğan, “Bizleri derinden üzen bu elim hadise ile ilgili gerekli tahkikat başlatılmış olup, sürecin safahatına dair bilgilendirme ilgili bakanlıklarımız tarafından yapılacaktır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özgür Özel'in, Kamer Genç'in mezarı başında rakı içtiği görüntülere tepki gösterdi. Erdoğan, “Mezar başında nasıl davranacağını bilmeyip kabristanda kadeh tokuşturmayı maharet sayan bir kişiden, yurt dışında ciddi diplomatik temaslar beklemek beyhude bir uğraştır” diye konuştu.

Terörsüz Türkiye hedefi kapsamında başlayan süreçte Meclis’e sunulan raporlara da değinen Erdoğan, “Komisyonun son eşiği de başarıyla aşacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

"Gerekli tahkikat başlatıldı"

Erdoğan’ın konuşmasından satırbaşları şöyle:

"Dün Ankara’dan Trablus’a giderken kaza kırıma uğrayan uçakta şehit olan Libya Genelkurmay Başkanı Orgeneral Muhammed Ali el-Haddad’ın başkanlığını yaptığı Libya heyetine ve uçak mürettebatına Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Mevla, ruhlarını şad, mekânlarını inşallah cennet eylesin.

Kardeş Libya halkına, silahlı kuvvetlerine ve hükümetine, ülkem ve milletim adına başsağlığı ve taziyelerimi sunuyorum. Bizleri derinden üzen bu elim hadise ile ilgili gerekli tahkikat başlatılmış olup, sürecin safahatına dair bilgilendirme ilgili bakanlıklarımız tarafından yapılacaktır.

Bizim derdimiz, muhalefet gibi yalnızca kendi seçmenimize ulaşmak; sadece bize oy verenlerle gönül köprüleri kurmak ya da yankı odalarında birbirimizle konuşmak değildir. Bizim derdimiz, Türkiye’nin tamamına seslenmek, Türkiye’nin tamamını kucaklamak ve 86 milyonun her birine hitap etmektir.

"Komisyonun son eşiği de başarıyla aşacağına inanıyorum"

Kardeşlerimi unutmayın; doğuda, batıda, 783 bin kilometrekarelik vatan toprağının her karışında olduğu gibi, dünyanın birçok yerinde de ülkemize yönelik muhabbetin çoğaldığını, teveccühün arttığını memnuniyetle müşahede ediyoruz. Bilhassa “terörsüz Türkiye” sürecimizde mesafe katettikçe, sınırlarımız dışında da karamsarlık havası dağılmaya başlamış; Arap, Kürt, Türkmen, Sünni ve Şii kardeşlerimiz geleceklerine daha umutla bakar hâle gelmiştir.

Biz de bu umutları güçlendirmek için üzerimize düşeni, meşru daire içerisinde kalarak ve harfiyen yerine getiriyoruz. İstişareler neticesinde, efradını cami, ağyarını mani bir anlayışla hazırladığımız raporumuzu geçen hafta komisyona teslim ettik. İttifak ortağımız Milliyetçi Hareket Partisi de büyük emek verildiği anlaşılan raporunu komisyona sundu. Bu vesileyle, 5 Ağustos’tan beri fedakârca çalışan komisyon üyelerimizi tebrik ediyor, her birinden tek tek Allah razı olsun diyorum.

"Bu sürece siyasi hesap zaviyesinden bakmıyoruz"

Komisyonun son eşiği de başarıyla aşacağına inanıyorum. Biliyorsunuz, Cumhur İttifakı olarak ilk günden itibaren yapıcı, kuşatıcı ve çözüm odaklı bir yaklaşım benimsedik. Sözümüzü ölçerek, biçerek, tartarak; bir değil bin kez düşünerek sarf ettik. 86 milyonun emanetini taşıdığımızın bilinciyle; son derece dikkatli, serinkanlı, fakat aynı zamanda samimi ve kararlı bir politika izliyoruz.

Şunu aziz milletimizin çok iyi bilmesini isterim: Biz asla siyasi ikbal peşinde değiliz. Bu sürece siyasi hesap zaviyesinden bakmıyoruz. Türkiye’nin önünde aralanan bu tarihi fırsat penceresini ardına kadar açarak, ülkemizi terör belasından ilelebet kurtarmanın gayretindeyiz. Bunu da şehitlerimizin ruhunu incitmeden, kemiklerini sızlatmadan; tabuta sığmayan o kahramanların aziz hatıralarına gölge düşürmeden başarmanın çabası içindeyiz.

"Muhalefet komisyon raporu konusunda kolaya kaçmıştır"

Muhalefet, ülkenin her meselesinde olduğu gibi komisyon raporu konusunda da yine kolaya kaçmış, hasbi değil hesapçı davranmayı tercih etmiştir. Ana muhalefet partisi CHP, vesayete teslim olmuş; baskılara direnememiş ve sürecin önünü açacak hiçbir somut teklif ortaya koyamamıştır. Her fırsatta “şu kadar raporumuz var” diyerek övünen CHP, iş çözüm üretmeye ve risk almaya gelince yine geri durmuştur.

Sizler de görüyorsunuz; ülkenin neredeyse yarım asırdır ayağına pranga olan bir meselenin çözümü için Meclis gerçekten önemli bir sorumluluk üstlenmiştir. Cumhur İttifakı, sorun çözülsün diye elini değil, tüm gövdesini taşın altına koymuştur. Buna karşılık ana muhalefet cephesinde ne ciddiyet vardır, ne irade, ne de komisyona 'rapor' diye sunulan evrak yığınında somut bir öneri bulunmaktadır. Ezberleri tekrarlamanın dışında çözüme dair hiçbir reçeteleri yoktur.

Rüzgâr nereye eserse oraya savrulan bir yaprak misali, ne yaptıklarını bilmez hâlde sürekli yön ve fikir değiştirmektedirler. Bu rotasızlığı yalnızca rapor konusunda değil, yurt dışı ziyaretlerinde de açıkça görüyoruz. CHP Genel Başkanı, verdiği sözlerin hilafına, yurt dışında Türkiye’ye “partisi olma” erdemini ne yazık ki gösterememekte; her seyahatinde başta CHP’li vatandaşlarımız olmak üzere milletimizi gafları ve skandallarıyla mahcup etmektedir. Seksen altı milyonu utandıran bir tablo ortaya koymaktadır.

"Sayın Özel, ülkesini yabancılara kötülemeyi belki kendisine yakıştırabilir"

Utanmadan Türkiye’yi yabancılara şikâyet etmekte, Sosyalist Enternasyonal’deki yoldaşlarından beş dakikalık bir randevu koparabilmek için adeta yalvarmakta, ezilmekte ve onurunu ayaklar altına almaktadır. Daha önce de söyledim, bugün tekrar ifade ediyorum: Siyasi rakibimiz dahi olsa, CHP’nin yabancılar karşısında bu derece zafiyet ve mahcubiyet içinde olmasını biz istemeyiz. Türkiye’nin ana muhalefet partisi genel başkanının, uluslararası bir toplantıda muhataplarına yalnızca beş dakika için yalvarmasını kabul edemeyiz.

Bırakın siyasetçisini; bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen hiç kimsenin Türkiye’yi bu duruma düşürmeye hakkı olamaz. Sayın Özel, ülkesini yabancılara kötülemeyi belki kendisine yakıştırabilir; muhataplarından beş dakika dilenmekten belki gocunmayabilir. Ancak biz bunu Türkiye’nin ana muhalefet partisine ve genel başkanına asla yakıştırmıyoruz.

Milletimizin desteğiyle 23 yıldır Türkiye’yi uluslararası arenada iftiharla temsil eden bir siyasetçi olarak, Batı karşısındaki bu kompleksli tavrı içime sindiremiyorum. Sayın Özel’in tüm Türkiye’nin başını öne eğdiren bu hâllerini gördükçe, inanın onun adına hicap duyuyorum. Cumhuriyet Halk Partili vatandaşlarımızın da böyle bir ezikliği ve lakaytlığı gönül dünyalarında kabul etmediklerine inanıyorum.

Erdoğan’dan Özgür Özel’e ‘rakı’ tepkisi

(Özgür Özel'in, Kamer Genç'in mezarı başında rakı içtiği görüntüler) Mezar başında nasıl davranacağını bilmeyip kabristanda kadeh tokuşturmayı maharet sayan bir kişiden, yurt dışında ciddi diplomatik temaslar beklemek beyhude bir uğraştır. Kendi müteveffa milletvekiline saygı göstermeyen birinin, soruyorum milletimize saygı duyması mümkün müdür? Kendi örfünü ve âdetini bilmeyen birinin, diplomasinin teamüllerini bilmesi beklenebilir mi? Buna rağmen bir de bu edepsizliği savunmaya kalkmaktadırlar.

Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile görüştü
Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile görüştü
İçeriği Görüntüle

Ne diyelim; Allah CHP’li vatandaşlarımıza sabır, bu tutumları sergileyenlere ise akıl ve izan versin.

Erdoğan'dan yeni asgari ücret açıklaması

2026 yılı için 28.075 lira olarak açıklanan yeni asgari ücretin, işçi ve işverenlerimize hayırlı olmasını diliyorum. Böylece net asgari ücret, geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artmış oldu. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini, önümüzdeki yıl 1.270 lira olarak sürdürmeye devam edeceğiz.

Bundan sonra da emekçimizin, çalışanımızın, işverenimizin; velhasıl 86 milyonun her bir ferdinin yanında olmayı kararlılıkla sürdüreceğiz."

Muhabir: Şevval Dalgıç